English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / Absolutely everything

Absolutely everything traduction Turc

343 traduction parallèle
I can remember absolutely everything, young man.
Her şeyi çok iyi hatırlıyorum, delikanlı.
Ensign Count Nicholas Rostov, I decorate you with the Order of Absolutely Everything!
Bayraktar Kont Nikolai Rostov, bu nişanı her şeydeki... üstün hizmetiniz için size veriyorum!
There was a sign over them, "For the man who has absolutely everything."
Üzerinde "Her şeye sahip olan adam için", diye yazıyordu.
Now you know absolutely everything about me.
Şimdi hakkımdaki herşeyi, kesinlikle biliyorsunuz.
That's absolutely everything I know.
Bildiklerimin tümü bunlar.
Absolutely everything.
Her şeyi ona borçluyum.
Then carefully, Hilary, remove absolutely everything that might remind me you were ever there including the yellow thing with blue bulbs you like.
Sonra bir zamanlar orada çalıştığını hatırlatacak her şeyi titizlikle ortadan kaldır. O sevdiğin mavi ampullü sarı şeyi de unutma.
How will my crew react in a world where they can have absolutely everything they want simply by asking for it?
Adamlarım, istedikleri her şeyi elde ettikleri bir dünyaya nasıl tepki verecekler?
Absolutely everything you did, from beginning to end was directly contrary to my orders.
Yaptığınız herşey, başından sonuna kadar emirlerime aykırıydı.
Instead, people blamed absolutely everything on Léon Blum, the Front Populaire and so forth.
Bunun yerine, insanlar tüm suçu Léon Blum'a Halk Cephesi'ne falan yüklediler.
Absolutely everything.
Tamamen her şeyi.
Miss, are you telling us absolutely everything?
Bayan, bize sahiden her şeyi anlatıyor musunuz?
I want to know absolutely everything that's happened up till now.
Şu ana kadar olan her şeyi öğrenmek istiyorum.
I want to know absolutely everything that's happened up till now.
Şu ana kadar olanları öğrenmek istiyorum.
He's got absolutely everything.
Her şeyi aldı.
I mean, they have absolutely everything... and I bought the greatest dress. God, it is so beautiful.
Yani onlarda herşey var ve oradan mükemmel bir elbise aldım.
Come on, Sir Walter, I want to hear about absolutely everything.
Haydi, Sör Walter, herşeyi detaylıca dinlemek istiyorum.
- I know absolutely everything, Frank.
- Ben her şeyi biliyorum, Frank.
Absolutely everything.
Hem de her şeyi.
Absolutely everything? Can it be prevented?
Kesinlikle her şey?
I'm sorry, ma'am, but we're doing absolutely everything we can.
Üzgünüm bayan ama elimizden gelen bu.
It explains absolutely everything.
Bu teorim herşeyi açıklıyor.
Absolutely everything.
Kesinlikle her sey.
Absolutely everything.
Kesinlikle herşey.
Absolutely everything.
Kesinlikle her şeyi.
Absolutely everything!
Yani her yer aranacak!
I want to hear absolutely everything.
Kesinlikle her şeyi duymak istiyorum.
You think I wouldn't do absolutely everything in my power to get him back?
Onu geri almak için canımı bile vermez miyim sanıyorsun?
Everything absolutely perfect.
Herşey oldukça kusursuzdu.
Everything is absolutely normal.
Her şey tamamen normal.
- I want everything to be absolutely correct, and I don't trust myself to arrange it.
- Ne yardımı? - İstediğim her şey düzgün olmalı,
I think it's darling of course but if you absolutely hate it, we can rip everything up and start from scratch.
Bence çok güzel oldu ama eğer beğenmezsen her şeyi atıp baştan döşeriz.
Everything the president said was absolutely correct.
Başkanın söylediği her şey doğru.
Everything you say about me is absolutely right.
Hakkımda söylediğin her şey doğru.
We cannot leave without being absolutely sure ourselves that everything has been done.
Buradan, her şeyin yapıldığından emin olmadan gidemeyiz.
When I am absolutely too exhausted to go on I drop everything and rush over here to forget myself in this work for an hour or two.
Yorgunluktan tamamen bitip tükendiğim zaman her şeyi bırakıp buraya koşarım ve kendimi unutup bir iki saat bu iş üzerinde çalışırım.
Your head, which understands everything and talks about grandiloquent things, which are absolutely ridiculous and pretentious...
Senin her şeyi anlayan kafan ve söylediğin o tumturaklı sözler tamamıyla saçma ve küstahça.
AND SHE'S--SHE'S ABSOLUTELY FULL OF MISCONCEPTIONS ABOUT EVERYTHING.
Her şeyle ilgili yanlış izlenime kapılmış durumda.
Because I find everything you say absolutely fascinating.
Çünkü söylediğin her şeyi çok büyüleyici buluyorum.
As you know, everything was done absolutely by hand.
Her şey tamamen elle yapılmış.
It was absolutely neccesary to find a quiet place and everything would've gone by itself
Kesinlikle sessiz bir yer bulmalıyım ki herşey kendi kendine olsun.
It was absolutely neccesary to find a quiet place. And everything would've gone on well.
Kesinlikle sessiz bir yer bulmalıyım ki herşey kendi kendine olsun.
You're absolutely certain that this will get rid of everything and do the trick?
Tamamiyle kesin olarak..... bunun işe yarayacağına ve hepsinden kurtulacağımıza emin misin?
These people... are absolutely faithful, do everything together.
Bu insanlar son derece sadıklar, her şeyi birlikte yapıyorlar.
Everything is absolutely delicious.
Her şey çok leziz görünüyor Bayan Morkan.
Everything looks absolutely exquisite.
- Her şey tek kelimeyle seçkin.
We'd, uh, scrub everything... until it was absolutely pristinely clean.
Ah! her şeyi fırçalardı. Gerçekten tertemiz olana kadar.
Everything you said this morning was absolutely correct.
Bu sabah söylediğin her şey kesinlikle doğruydu.
I just wanna make very sure that everything is absolutely right before I go jumping into some kind...
Böyle bir şeye kalkışmadan önce her şeyin yolunda olduğundan... emin olmak istiyorum.
They're part of absolutely everyone and everything.
Aslında herkes birbirinin ve herşeyin bir parçası.
For the first time in my life, everything is absolutely perfect just the way it is.
Hayatımda ilk defa, her şey şu anki haliyle kesinlikle mükemmel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]