And as traduction Turc
117,946 traduction parallèle
Everybody's hand has its own taste, and as such, you get different results.
Herkesin elinin lezzeti farklıdır, o yüzden de farklı sonuçlar elde edersiniz.
Um, I got the call that you were hurt, so I came right over, and as for your shirt, I think the nurses are making a pillow husband out of it.
Sen kaza geçirince beni aradılar, ben de hemen geldim, üstünse, sanırım hemşireler gömleğinden... yastık koca yapacaklar.
Like the thinking, and as I said, you're welcome here for as long as you need.
Gerçekten. Dediğim gibi, burada istediğin kadar kalabilirsin.
It's got 2,000 square feet, Three hundred and sixty-degree views, and as you can see, it's fully planted and has an automated watering system.
600 metrekare, 360 derece manzara ve gördüğünüz gibi, bitkili ve otomatik su sistemli.
Well, that makes us business partners now and as such, I'm going to offer you some partnerly advice...
Artık bu bizi iş ortağı yapıyor. Bu yüzden sana bir ortak tavsiyesi sunacağım.
And as pretty as you are, sweetheart, You don't have the right equipment. That he liked to play with.
Güzel olabilirsin tatlım ama oynamayı sevdiği doğru oyuncaklara sahip değilsin.
I am going to ask you some questions and I want you to answer them as truthfully and as best you can. Okay, Molly.
Tamam, Molly.
The issue at hand is a... A petition from our host to reclaim oil fields and associated lands.
Asıl konu ev sahibimizin petrol arazileri ve bağlı topraklar üzerinde hak talep etmesidir.
I mean, you've just got to get out there and, as my dad would say, "hustle."
Emek vermeniz gerekir. Babamın dediği gibi, " Koşuştur.
I want to show that animal as much respect as I can in the preparation of it, and I don't take that lightly at all.
O hayvanı hazırlarken elimden geldiğince saygı gösteriyorum, bunu hiç hafife almıyorum.
It's inseparable. Such as air and water.
Hava ve su gibi ayrılmaz bir bütündür.
♪ As a beacon of hope And inspiration
Umut ışığı ve ilham taşır
[in Maori] When the call is made that the stones are ready, the fire is down, and the food is ready, then the real work begins!
Taşların hazır olduğu haber verilince, ateş sönüp yiyecekler hazır olduğunda asıl iş başlar.
You need that casino open and ready for business as soon as goddamned possible. I wish my guys had your fucking initiative.
Hahamımmış gibi davranıp güya bana bilgeliğini sunarken aklıma girip, beni amacımdan saptırmaya çalışıyordun aslında.
And so, now, as the great Bruce Buffer says,
Dönmeyi kabul ettim. Benden bekleneni yerine getiriyorum. Anlaşmayı yapan sensin Bobby.
As, uh, as I'm sure you know, the attorney general has suspended my investigation and ordered me back to Washington.
- RBG'deki stajımdan beri ilk defa. Bu yüzden de stajyerlerimi özenle seçiyorum. Benim için çok önemli.
Two terms as mayor, three in the Senate, and he puts on that damn EMT uniform at every parade.
İki dönem belediye başkanlığı yaptı. Uç dönem senatoda görev yaptı. Ayrıca her törende lanet acil servis teknisyeni üniformasını giyiyor.
Sandicot submitted a proposal and was under consideration, as were many other locations.
Sandicot bir teklif sundu ve birçok yer gibi o da değerlendirildi.
My friends will become your friends, and your enemies will become mine, as some already have.
Dostlarım senin dostların olacak ve düşmanların benim düşmanlarım olacak. Bazıları oldu bile.
This... this is automatic. This cow's got a bolt to its head, and it's hanging upside-down.
İnek yatıştırıcıyı yemiş ve ayaklarından asılı.
And I'd invite you as her plus one, but under the circumstances...
Seni de davet ederdim ama bu şartlar altında...
Not when we run'em through the litany of business dealings you've engaged in that could, most charitably be described as shady and most accurately as criminal.
Özellikle de en fazla "şaibeli" en doğruysa "suçlu" olarak tanımlanabilecek anlaşma teranelerim gösterdiğimizde.
And right now, no one knows that you and my father crushed that town as much as Axe.
Şu an babamla senin o kasabayı en az Axe kadar ezdiğinizi kimse bilmiyor.
He accepts me as I am, and that kind of friendship is... everything.
Beni olduğum gibi kabul ediyor ve bu tür dostluklar her şeye bedeldir.
And insofar as you hate the Rhoades family almost as much as I do...
Sen de Rhoades ailesinden neredeyse benim kadar nefret ediyorsun.
He saved her and fell in love.
Onu kurtarmış ve ona aşık olmuş..
She killed my mother and left my father as an invalid.
O benim annemi öldürdü ve babamı etkisiz biri haline getirdi.
Well, my name's Emily Locke and I grew up in what's known as a fly-over state.
Benim ismim Emily Locke ve uçuş yapılan bölgede büyüdüm.
Business at Wayne Security is down, and I am looking to you, as our new Director of RD.
Wayne Güvenlik işleri düşüşte, ve sana yeni Ar-Ge yöneticisi olarak bakıyorum.
And having a woman in charge instead of that Sackballs guy? This is as good as it gets.
İşin başında o taşak torbası yerine bir kadının olması olabilecek en iyi şey.
As a general rule, I require a dead body and a brain.
Genel tek bir kural var, bir ceset ve bir beyin.
The people of Seattle rely on me as a symbol of wisdom and integrity.
Seattle halkı beni bilgelik ve dürüstlük sembolü olarak görüyor.
And as you know, we purchased the company.
Bildiğiniz gibi şirketi biz satın aldık.
And the vice president won't allow a filibuster of any kind onto the floor.
Ayrıca başkan yardımcısı süre aşımı yapılmasına asla izin vermez.
And if she has to start as a vice president, fine.
Başkan yardımcısı olarak başlaması gerekse de fark etmez.
My advice is the same as it has always been - you should put him on trial and then kill him.
Tavsiyem her zamankiyle aynı onu mahkeme edip öldürmeliydiniz.
Our ancestors were kings and yet we are barely acknowledged as Ealdormen!
Atalarımız kral olmasına rağmen sancak beyi olarak tanınmıyoruz!
As for me, I have a chamber in the palace and that is it.
Bana gelince sarayda yatak odasından başka bir şeyim yok.
We leave as soon as my horses are cooled and fed.
Atlarım dinlenip beslenir beslenmez yola çıkacağız.
I cannot say for certain, Lord, but that was the plan, to sail upriver and take Lunden, which would now be your city, as King of Mercia.
Emin bir şekilde söyleyemem lordum ama plan karşıya yelken açıp Mercia Kralı olarak artık şehriniz olabilecek Lunden'i almaktı.
You are together, never to part, bound as man and his wife.
Sen birlikte, asla yer almayacaksın Adam olarak bağlı ve onun eşi.
He is sworn and yet he continues to behave as if he were his own man.
Yemin eder ve yine de kendi adamı gibi davranmaya devam eder.
As soon as this rain clears, I'm out of this ditch and I'm on my way.
Yağmur durduğunda, bu bataklıktan çıkıp yola koyulacağım.
As Ryder's rightful and only successor... All powers of this barony fall to me.
Ryder'ın yasal ve tek halefi olarak bu baronluğun tüm yetkileri bana düşer.
If valuing progressive politics, counter-cultural initiatives and maple-glazed bacon marks me as a hirsute hepcat, then so be it, but this is still not the property for me.
Eğer ilerici politika prensibim, karşı-kültürel girişimlerim ve akçaağaç şuruplu çöreğim beni sakallı pantolonlu yapacaksa kabul ederim, ama burası hala bana tam uygun mülk değil.
I assure you upon my honor, every one of us will be with you for every step of this journey, and Molly's safety is absolute paramount.
Ş erefim üzerine sizi temin ederim, bu yolculuğun her adımda her birimiz yanınızda olacak. Molly'nin güvenliği asıl öncelik.
I started at the bottom, as a Colt for my father. And believe me, I trained ten times as hard as my sisters.
Babam için bir çaylak olarak en dipten başladım ve inan bana en az on kez kız kardeşlerim kadar sert eğitildim.
And then you become a father and you realize that sons disappoint as well.
Sonra sen baba olursun ve oğulların da hayal kırıklığına uğrattığını anlarsın.
As mandated by the code of conduct, you are hereby stripped of the Baron title. All your land rights and privileges are hereby revoked.
Himaye edilen yasalar gereği şu andan itibaren baron unvanı elinizden alınmış olup topraklarınızdaki haklarınız ve ayrıcalıklarınız iptal edilmiştir.
And here is Baron Hassan's, as promised.
İşte baron Hassan'ın sözü verdiği gibi.
I'm a Baron and I'm entitled to as many wives as I want.
Ben bir Baron'um Ve istediğim kadar çok eş hakkına sahibim.