And honey traduction Turc
3,013 traduction parallèle
If I had a cold, sore throat, couldn't sleep, my daddy would give me a spoonful of whiskey and honey.
Üşüttüğümde, boğazım ağrıdığında, uyuyamadığımda babam bana bir kaşık viski ve bal verirdi.
And honey be careful, our anniversary is coming up.
Hayatım, dikkatli ol. Yıldönümümüz yaklaşıyor.
Like wheat, and honey... and sunlight.
Buğday gibi, bal gibi güneş ışığı gibi.
In the land of blood and honey
KAN VE AŞK Çeviri : eyldz
Oh, oh, and honey, while you're there, grab a bottle of Jack too.
Tatlım, hazır oradayken bir şişe de viski al.
Ooh, and honey, she love him...
Tatlım, babasını da çok severdi yani.
All right, the opening scene in Pulp Fiction, Pumpkin and Honey Bunny at a Denny's.
Ucuz Roman'ın açılışındaki Pumpkin ve Honey Bunny sahnesi Denny's de çekildi.
All they eat is cereal and honey.
Tek yedikleri ballı mısır gevreğidir.
Honey, just teach the one with the starfish head, and you'll be okay.
Tatlım, deniz yıldızı kafalı öğrenciye öğretsen yeter.
Honey, Texas... Is where our friends and family are.
Hayatım, Teksas bizim dostlarımızın, ailemizin olduğu yer.
Honey, you know your father and I love each other very much, right?
Tatlım, babanla birbirimizi çok sevdiğimizi biliyorsun, değil mi?
Oh, I'm sorry, honey, I'm meeting Amy and Bernadette for dinner.
Kusura bakma hayatım yemek için Amy ve Bernadette ile buluşacağım.
Honey, go over there and play, baby.
Tatlım, git orada oyna biraz, bebeğim.
Go back to your fruits and vegetables, honey.
Sebze ve meyvelerine dön, şekerim.
And you can, honey... by getting the hell out of the way and doing nothing.
Koruyabilirsin tatlım ve bunu hiçbir şey yapmadan başarabilirsin.
Come on, up and over. In the drink, honey!
Haydi, şekerim.
Honey - - this is Fiona and Jesse.
Hayatım, bunlar Fiona ile Jesse.
Now say, "I love you, too, honey," and hang up.
Şimdi, "Ben de seni seviyorum, tatlım," de ve kapat.
Okay, honey. Well, I just wanted to check in and say I love you, and I'm sorry I was so harsh earlier. No problem.
Peki tatlım, sadece seni sevdiğimi söylemek için aradım ve daha önce sana o kadar sert davrandığım için üzgünüm.
But who wants to hear that in the land of milk and fucking honey?
Kim araziyi, sütü ve balı dinlemek istiyor?
- and I feel like I'm losing my shit. - Honey.
Gel buraya tatlım.
You want me to get home at night and say, Hey, honey!
Benden istediğin akşam eve gelip sana : "Selam tatlım!" demem.
Get me a rum and coke, honey.
Tatlım, bana bir romla kola ver.
Made of almonds, honey, orange blossom water, and sugar.
Badem, bal, portakal çiçeği ve şekerden yapılıyor.
I know you're disappointed, Jo, and that's OK. Honey, you don't always have to be so strong.
biliyorum hayal kırıklığına uğradın Jo ve herşey düzelecek tatlım herzaman güçlü olmak zorunda değilsin
Honey, you'll be late, and staring at him won't make him disappear.
Tatlım, geç kalacaksın ayrıca ona dik dik bakmak, onun yok olmasını sağlamayacak.
You'll get it back, And then you can call your honey 24-7.
Geri alacaksın, ve 7-24 sevgilinle konuşabileceksin.
Honey, she's your old babysitter, and she's your friend,
Tatlım, o senin eski bakıcın ve arkadaşın.
But you did fill your body full of that V garbage, and I think it might have poisoned your mind, too, honey.
Ama vücudun V denen o pislikle doldu. Belki zihnini zehirledi, hayatım.
Mom, dad, I'm so happy you get to meet my new girlfriend, and, honey, so glad you got to make it.
Anne, baba, yeni kız arkadaşımla tanıştığınız için çok mutluyum ve tatlım, gelebildiğine çok sevindim.
So, Maxie, honey, I know that technically you're still with Jane, but Barry Schkolnick's niece Carrie Schkolnick, just graduated Brandeis and is looking for someone - to show her around.
Teknik olarak hala Jane'lesin biliyorum ama Barry Schkolnick'in kuzeni Carrie Schkolnick Brandeis'tan yeni mezun oldu ve ona etrafı gezdirebilecek birini arıyor.
Honey, I'm just gonna go down and grab the mail.
Tatlım, aşağıya inip mektupları alacağım.
( sighs ) Honey, you know he cannot afford to fly back and forth between here and New York.
( İç çeker ) Tatlım, biliyorsun ki sık sık New York'a uçup gelecek kadar parası yok.
Honey, why don't you go on and get cleaned up?
Tatlım, neden gidip temizlenmiyorsun?
But, honey, your father and I... we're different people and... and we want different things.
Ancak, tatlım ben ve baban farklı insanlarız ve farklı şeyler istiyoruz.
Honey... your daddy and I are thousands of miles apart.
Hayatım baban ve ben birbirimizden çok uzağız.
The one you could always put your arm around at the end of the day, and say, " It's okay, honey.
Her zaman günün sonunda, kolunu omzuna koyup, " her şey yolunda tatlım.
- They're roadkills, honey. - And we...
nasıl güzeller değil mi?
She... she really wasn't, and she probably... there are people in town, honey, that woulda shot her for five dollars, ya know?
O gerçekten... Muhtemelen... Kasabada onu beş dolara bile vuracak adamlar var, şekerim.
Well, thanks, honey, and I hope you're right.
Teşekkürler tatlım, umarım haklısındır.
And the air was just like warm honey.
Hava da sanki ılık bal gibi gelirdi.
And that's why it's so hard to let you go, honey.
Senin öylece çekip gitmene izin vermemiz o kadar zor ki, tatlım.
They had some honey and plenty of money wrapped up in a five-pound note
"Biraz balları varmış, bir sürü de paraları, sarmışlar bir kağıdın içine."
I mean, honey, you can't share all that shit with someone and not get confused, you know?
Tatlım, biriyle bunca şeyi paylaştıktan sonra kafanın karışmamasını bekleyemezsin, anlıyor musun?
I get off in an hour and I'm back on my scooter, honey.
Bir saate çıkacağım ve mobiletime bineceğim, tatlım.
A sin and a shame. Right, honey?
Bu günah ve çok ayıp.
We're gonna be competing tonight, honey, and I just feel like I should have my edge, you know?
Bu gece yarışacağız hayatım,... ve ben, enerjimin zirvesinde olmam gerektiğini hissediyorum.
Oh, well, if it comes down to your ability to pitch and the quality of your idea, honey, of course you're getting this.
Ulaşım yeteneğin ve fikirlerinin kalitesine bakarsak elbette iş senin olacak!
Honey, come sit down and talk to me.
Tatlım, gel buraya ve derdini anlat.
If you took care of the bees you and your mum would have honey.
Arılarla ilgilenebilseydin, şimdi biraz balınız olurdu.
Huh, well, it pays to have a faculty I.D. And a honey suckle southern accent.
Bir fakülte kimliği ve hanımeli güneyli aksanın olunca olur tabii.
honey 25805
honey pie 20
honeymoon 40
honey bunny 38
honeycutt 17
honeybun 16
honey bun 24
and how old are you 36
and here 683
and happy birthday 27
honey pie 20
honeymoon 40
honey bunny 38
honeycutt 17
honeybun 16
honey bun 24
and how old are you 36
and here 683
and happy birthday 27
and here you go 26
and here i was 16
and hopefully 74
and here we go 118
and here you are 183
and here they are 24
and here it is 109
and how are you 102
and here it comes 20
and here they come 18
and here i was 16
and hopefully 74
and here we go 118
and here you are 183
and here they are 24
and here it is 109
and how are you 102
and here it comes 20
and here they come 18
and here's the kicker 17
and here he comes 19
and here's the thing 41
and here we are 249
and him 200
and here i am 205
and here she is 38
and here he is 45
and he's like 99
and he's right 54
and here he comes 19
and here's the thing 41
and here we are 249
and him 200
and here i am 205
and here she is 38
and here he is 45
and he's like 99
and he's right 54
and he's 185
and he didn't 42
and here's why 34
and he's dead 61
and his brother 20
and he's not 37
and he said 537
and he didn't 42
and here's why 34
and he's dead 61
and his brother 20
and he's not 37
and he said 537