English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ A ] / And how was it

And how was it traduction Turc

2,069 traduction parallèle
- And how was it?
- Nasıl gitti?
It was only a matter of time before he figured out how, and when he did, someone would have to replace me.
Nasıl yapacağını keşfetmesi zaman meseleydi ve bunu yaptığında birinin yerime geçmesi gerekiyordu.
My boyfriend was having surgery, and I just want to see how much longer it's going to be.
Sevgilim ameliyattaydı,... ne kadar daha süreceğini öğrenmek istiyorum.
A few minutes of watching and how pakiraš and how about to your stuff, I thought... that if you take a bag and surrender tomorrow through that door and never come back it unusual was the same thing as if you never came back.
Ve herşeyini doldurdun.. ben o an düşündüm ki.. .. valizini alıp, yarın gitsen, geri gelmezsin Ve geri gelince burda olmamam da kesinlilke bir olasılık
And as he spoke, it was like the molecules of his face must have neat, because I opened my eyes and nothing, I am in front the handsomest man and wonderful. How crazy!
Ve o konuşurken sanki yüzündeki tüm o moleküller yer değiştirmiş olmalı çünkü gözlerimi açtığımda birdenbire en güzel, muhteşem adama bakıyordum.
She wasn't very tactful, I must say, because she was emphasizing about how long ago it was and I don't think actresses like to be reminded of how old they are.
Ama nazik davrandığını söylemek zor, çünkü sürekli ne kadar eskiden tanıştıklarını vurguluyordu. Artistler yaşlarının hatırlatılmasından pek fazla hoşlanmazlar diye düşünüyorum ama Heather Badcock bunu düşünemez.
Don't ask me how it was done and as for who did it, well, you have about 20 possible culprits to choose from.
Nasıl veya kim yaptı diye hiç sormayın bana. En az yirmi kişiden birini seçme durumunda kalabilirsiniz.
How sad that she couldn't let go of the past and see the future as it really was.
Geçmişten kopamayıp, geleceği olduğu gibi görememesi çok üzücü.
It was very powerful to know where my grandfather was and how he died.
Büyükbabamın nerede ve nasıl öldüğünü bilmek bende çok güçlü duygular uyandırdı.
Because a kind man, a man who was good and didn't know it, needed to learn how to comfort someone.
Nazik bir adamın, iyi biri olduğu halde bundan haberi olmayan adamın birini nasıl rahat ettireceğini öğrenmesi gerekiyordu.
Artie, you know how our Glee Club assignment was to find a song with a bad reputation and rehabilitate it?
Artie, Glee kulübündeki ödevimiz kötü şöhreti olan bir şarkıyı alıp, iyileştirmekti ya?
It turns out I haven't been completely honest about, uh, the coffee and how I was acting at the museum.
Açık konuşmak gerekirse kahve ve müzedeki davranışlarım konusunda sana karşı pek dürüst davrandığım söylenemez.
And I only discovered how much she cared when it was too late.
Onun da beni ne kadar sevdiğini anladığımda çok geç olmuştu.
I remember how it felt the last time I walked out that door, and I was that sad, defeated kid again.
Sonra tekrar o üzgün, yenik çocuğa geri döndüm.
That was my first thought, and how full it sounded for just a three piece.
İlk düşüncem buydu, ve sadece üç parçada tam sesle söyledi.
There was a time when we first started getting recognized that I got a little touchy about it and I remember I started thinking about this thing, about fame and how you deal with it.
Tanınmaya başladığımız ilk zamanlar bu konuda biraz hassas olduğum bir dönem vardı ve bunun hakkında düşünmeye başladığımı hatırlıyorum şöhret hakkında ve nasıl başa çıkabileceğin hakkında
And it was amazing to see how happy he was after the show.
Konser sonunda onun ne kadar mutlu olduğunu görmek muhteşemdi.
And realize no matter how long it took, it was worth the wait.
Ve artık ne kadar sabrettiğimiz önemli değildir çünkü beklediğimize değmiştir.
Her favourite song was Silver Wings, so I figured I'd surprise her and learn how to play it.
En sevdiği şarkı Silver Wings'di. Bu parçayı çalmayı öğrenirsem anneme sürpriz olur dedim.
And then I was just thinking about how awful it would be
Sonra düşünüyorum, eğer bu bebeğe sahip olsaydım.
I mean, it was the first time I'd ever met Pat's mom and she saw how difficult it was for me and she....
Yani Pat'in annesiyle ilk kez karşılaşıyordum.
Who Jason was before, how we lost him... and this dark miracle or curse that has brought about his return... it is not your fault.
Jason eskiden kimdi, onu nasıl kaybettik ve onun bize gelmesini sağlayan bu kara mucize ya da lanet sizin hatanız değil.
Do you know how hard it was for you when daddy and I decided not to live together anymore.
babanla ben ayrı evlerde kalmaya karar verdiğimizde senin için ne kadar zor olmuştu hatırlıyor musun?
I never was, and I never will. It doesn't matter how many days repeat!
Asla yapamadım ve asla yapmayacağım, kaç gün tekrar ederse etsin!
So when I put that... Made that my Facebook profile picture, she really liked it and told me how nice it was, and that she thought how nice it would be to put her head on my chest and fall asleep.
Bu fotoğrafımı Facebook'ta profil resmim yaptığımda çok beğendiğini ve çok iyi bir fotoğraf olduğunu başını göğsüme dayayarak uyuyakalmanın çok güzel bir şey olacağını söyledi.
You can see it. Did you see how awkward it was when I was going to leave and she was leaning on the car?
Gideceğimizi söylediğimiz zaman arabaya yaslanması ne kadar tuhaftı, değil mi?
Say something amazing happened with someone, but you forgot to say how amazing it was. And now said someone is probably really hurt.
Diyelim ki biri ile harika bir şey yaptın ama ne kadar harika olduğunu söylemeyi unutun ve şimdi o birisinin muhtemelen kalbi çok kırıldı.
And seeing that George was now a millionaire, you thought you'd change your appearance and name and come and see how you could get a piece of it.
Duxford'da görev yapmıştım. George'un milyoner olduğunu gördüğünde, görünüşünü ve adını değiştirerek, bundan nasıl pay alabileceğini düşündün.
I was very curious how the hell he was actually gonna finish it and pull it off and realized he didn't have a clue of a lot of the final logistics that needed to happen.
Bu işin nasıl biteceği konusunu merak ederken taşıma işlemleri hakkında en ufak bir fikri olmadığını anladım.
To answer that question, I need to talk about my job, and how important it was for me to know the names of all the clients, including client 12.
Bu soruya cevap verebilmek için, işim hakkında konuşmam gerekir. Bütün müşterilerin isimlerini bilmenin benim için ne kadar önemli olduğundan bahsetmem gerekir.
One report that stressed how safe it was with its new safety switch and one full of perfectly played junior school sincerity...
Bir rapor yeni güvenlik kilidi ile ne kadar güvenli olduğuna dikkat çekmişti bir diğeri de ilk okul öğrencisinin ne kadar dürüst olduğu ile bezenmişti.
And it was all down to a pivotal discovery about how the winds work.
Ve bunun nedeni de rüzgarların nasıl işlediği konusunda çok önemli bir keşifti.
it blew in the opposite direction. but he was right about something far more important - how to repeatedly use the circulation of the atmosphere to cross the Atlantic Ocean and get safely home.
40 ve 50 derece arasındaysa, tersi yönde eser. Columbus, keşfettiği kıta hakkında yanılıyordu ama çok daha önemli bir konuda haklıydı.
I didn't think I was. But I was driving, and I hit this stoplight and it made me think about when I was learning how to drive and my mom would always warn me about this blind turn on the left side and then I was thinking about my mom and...
En azından öyle sanıyordum araba sürerken birden dur levhasına çarptım ve birden annemin bana, araba kullanmayı öğretirkenki sola iyice bakmadan dönme lafı geldi sonra birden annem aklıma geldi ve...
Listen, Melissa is ancient history, and regardless of how intense it was, it's over.
Bakın, Melissa çok eskide kaldı ve her ne kadar ciddi bir ilişki olmuşsa da, bitti.
And I really started to think of how dangerous it all was.
Sonra da gerçekten her şeyin ne kadar tehlikeli olduğunu düşünmeye başladım.
It took me three years to pluck up the courage to speak to you, and I was so scared of the way I felt, you know, loving a girl, that I learned how to become a sarcastic bitch just to make it feel normal.
Seninle konuşmak için gereken cesareti toplamam üç yıl sürdü böyle hissettiğim için çok korktum, bilirsin bir kızı sevmek bana normal hissetmek için nasıl alaycı bir kaltak olabileceğimi öğretti.
Because I knew how this was gonna go, and I thought it wasn't gonna amount to much.
Çünkü nasıl sonuçlanacağını biliyordum ve pek de bir işe yaramayacak dedim.
I have heard that our Lord was planning to crush Sir Obiya... and when he became aware of this plot, sir Obiya said ; "Ukyo :" the name of the Lord. "lf that is how Ukyo would have it, I have plans of my own."
Efendimizin Bay Obiya'yı ezmek için plan yaptığını duydum komplonun farkına vardığında Bay Obiya "Ukyo'nun nasıl planları varsa benimde kendi planlarım var" demiş.
Can we all agree to say that it was Andy for now And sit with it, see how it feels?
Şimdi hepimiz, muhbirin Andy olduğunda karar kılıp rahat bir nefes alabilir miyiz?
I started thinking of everything I was sure was true And how flimsy it all might be.
Doğru olduğundan emin olduğum şeylerin aslında ne kadar mesnetsiz olabileceğini düşündüm.
Some pretty spectacular, like the fact that the universe was once hot, the fact that the universe is expanding, it explains why the... we're made of the elements that we're made, it explains where the atoms come from, and it also explains, for example, where galaxies originate, how they ended up being the way they are.
Bazısı oldukça hoş, evrenin bir zamanlar sıcak olduğu gerçeği gibi evrenin genişlediği gerçeği, neden elementlerden yapılı atomların nereden geldiğini açıklıyor, ve ayrıca, örneğin Galaksilerin doğduğu yerler, böyle devam ederlerse nasıl sonlanacaklarını açıklıyor.
And you can only imagine how difficult it was for Misava to say good-bye to her only surviving cub.
Arkada kalan ve yaşayan tek çocuğuna hoşça kal demenin Misava için ne kadar zor olduğunu tahmin edersiniz.
I remember at the beginning of the year when we read this in Matthews'class, you went on and on about how much you liked it, and how amazing it was that Flaubert could write from a woman's perspective, and how much that inspired you.
Senenin başında, .. Matthews'un sınıfındayken.. .. bunu okumaktan ne kadar keyif aldığını..... ve Flaubert'in tarzından ve kadınlara bakış açısından ne kadar etkilendiğini söylediğini hatırlıyorum
He doesn't, and yet he's talking about how hard it was to leave him behind when he moved to Anchorage, to leave him unprotected.
Yok zaten, yine de Anchorage'a taşınırken onu korumasız olarak geride bırakmanın ne kadar zor olduğundan bahsediyor.
Uh, yeah, so I was just saying how we're both moms, And we both know how hard it is
Diyordum ki, işte ikimiz de anneyiz ikimiz de ne kadar zor olduğunu biliyoruz.
I was just thinking how difficult it can be to get federal assistance for an LAPD investigation and what an asset it is to be married to an FBI Agent.
Sadece düşünüyorum. Bir Federal Ajan ile evli olmanız bir Polis soruşturmasını nasılda etkiliyor.
It was actually an extension of this really popular vlog she started, this online video diary she kept on her struggle to get work as an actor and how all the girls that she started out with have basically given up their own aspirations for men, which left Judy the Last Woman Standing.
Aslında o, onun başlattığı oldukça popüler video bloğunun bir eklentisi, oyuncu olarak iş bulmak ve erkekler için kendi isteklerinden vazgeçmeye başlayan kızlara yardım için bu internet video günlüğünü kullanıyordu ki Judy'de Son Kalan Kadın'dan ayrıldı.
They were coming up with great ways to use the camera, and when you see how big that thing was, how they did it, I don't know.
Kamerayı daha harika bir tarzda kullanmanın... yollarını bulduklarını görebiliyordunuz.
It was the night before Christmas, and mom was in her kerchief, and I was in my cap, and the kids were in the igloo trying to figure out how to kill the glossners.
Noel'den önceki geceydi ve annem kendi şapkasını takmıştı, ben de kendiminkini. Çocuklar ise eskimo evinde Glossner'ları nasıl öldüreceklerini düşünüyorlardı.
- Okay, so maybe Leo gave a bottle to a relative or a friend, and once Donny learned how much it was worth, he went after it.
- Tamam, belki Leo şişeyi bir akrabasına... ya da arkadaşına vermişti, ve Donny de şişenin ne kadar ettiğini öğrenince geri istemiştir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]