And so do you traduction Turc
6,057 traduction parallèle
You see, Kyle wouldn't give Emilio the time of day... but I do business with him and so do you.
Kyle olsa Emilio'ya gün yüzü göstermezdi ama senin gibi ben de onunla iş yapıyorum.
So, you know what, maybe that's why it didn't work out. Maybe it has nothing to do with me and Brittany.
Yani belki bu yüzden yürütememişsinizdir.
Okay puts them on her Hibachi and feeds them to the new kids,'cause they're so naive they'd do anything you asked.
- Tamam ve parçaları kaseye koyup, yeni çocuklara yedirtir çünkü onlar o kadar saflar ki istediğin her şeyi yaparlar.
I just wanted to say thank you to Ms. Berry and Mr. Hummel for, you know, bringing us all together and helping us do so well up there.
Ben sadece Bayan Berry ve Bay Hummel'a teşekkür etmek istiyorum, bilirsiniz bizi bir araya getirdikleri ve oraya o kadar iyi çıkmamızı sağladığınız için.
So after 53 years of friendship and eleven films together you don't think I am going to start to bullshit you now, do you? You of all people?
Birlikte çekilen 11 filmden ve 53 yıllık dostluktan sonra sana palavra atacağımı düşünmüyorsun, değil mi?
So when I went back to the Dread Pirate Roberts and said, " You know, I'm going to do this story.
Yani geri gitti Korkunç Korsan Roberts ve, Biliyorsun " dedi Ben bu hikayeyi yapacağım.
Now, if you would like to wander, please feel free to do so, um, but be very careful for potholes and snakes that may occur anywhere.
Etrafı gezmek isterseniz,... gezebilirsiniz,... ancak yoldaki çukurlara ve yılanlara dikkat edin.
So I'm going to let you do that. And then I'm going to send you back to that filthy slum rat hole where you belong.
Ben de buna izin vereceğim, ve... sonra seni ait olduğun o pis lağım çukuruna geri göndereceğim.
Okay. So, you could do that, or you could leave all of this here and pick it up when we take over the world.
Tamam, istersen bunu yapabilirsin veya hepsini burada bırakıp dünyayı ele geçirdiğimizde alabilirsin.
So let's do an LP and call Infectious Diseases about, you know, getting her admitted ASAP.
Bir lomber ponksiyon yapalım ve Bulaşıcı Hastalıklar'ı arayalım bilirsiniz, olabildiğince çabuk bir şekilde kabul ettirmek için.
So you gotta do is rest up and stay here.
Yani yapman gereken şey dinlenmek ve burada kalmak.
So what she decides to do is go to Cyrus, give him some sort of sob story, sit on his cock a couple times, and next thing you know she's got a job dancing at Flamingos under Cyrus'protection.
O da Cyrus'a gidip bu konuda ona acıklı bir hikaye anlatıp birkaç kez onunla yattıktan sonra Cyrus'un koruması altında Flamingo'da dansçı olarak işe başlarım diye düşünmüş.
So if you're gonna show me the error of my ways, do it from the cedar deck of your four-bedroom, two-and-a-half-bath American dream that you earned the same way I earned mine.
Hatalarımı yüzüme vurmak istiyorsan bunu benimle aynı işi yaparak elde ettiğin dört yatak odalı,... üç banyolu Amerikan rüyası evindeki masandan yap olur mu?
Hey, so tomorrow, do you want to walk to school with Sam and Katie and me?
Yarın okula Sam, Katie ve benimle beraber gitmek ister misin?
So being someone's friend means that you're there for them, you look out for them, and you do nice things for them.
Birinin dostu olmak demek onlar için orada olmaktır onlar için dikkatli olmak ve ve onlar için güzel şeyler yapmak.
I'm just saying this is the last chance we get to do this... and you guys are so wrapped up in your own shit... you don't really care about Christmas.
Bunu son kez yapıyoruz ve kendinizden başka bir şey düşünemiyorsunuz.
So apply pressure with a sterile bandage, that's your best option. But if it's bleeding bad, and the emergency services aren't on their way, you do have other options.
Steril bir bandajla yaraya baskı uygulayın yapabileceğiniz en iyi şey bu, ama kanama durmuyorsa ya da ambulans gelmiyorsa başka seçenekler de var.
I'm saying you do not give a damn about truth and justice so do whatever you wish. - Little wonder I had to kill him, then.
Bir mucize, ben öldürdüm demekki.
You'll get yourself in trouble, Tommy, talking to a grass like me, so do yourself a favour and fuck off.
Benim gibi bir ispiyoncuyla konuşurak kendini tehlikeye atıyorsun. O yüzden siktir git.
You want me to go to my men and deny them a fight that I have led them to believe is critical for the future of this place and do so based upon your word that Charles Vane will compensate them for it?
Adamlarımın yanına gidip buranın istikbali için kaçınılmaz dediğim savaşın yaşanmayacağını çünkü Charles Vane'in bunu telafi edeceğini senin sözüne dayanarak mı söylememi istiyorsun?
So if you could do me a favor and send Mr. Logan back to camp, that would be a huge help.
Bay Logan'ı derhal kampa gönderme inceliğinde bulunursanız çok güzel olur.
A bumble bee stung one and then there were five and there is no hive here and there are no bees, so what are you going to do now, Mr Unknown Owen?
Bal arısı içlerinden birini soktu, kaldı beş. Ancak burada ne kovan var ne de bal arısı. Şimdi ne yapacaksın Bay Meçhul Owen?
So what do you make of this business between Captains Flint and Vane?
Kaptan Flint'le Vane arasındaki bu işe ne diyorsun bakalım?
If you and I know we have the opportunity to save eight of them from that fate, give eight of them a real future, and we can actually deliver, doesn't our oath compel us to do so?
Eğer seninle birlikte sekiz adamın hayatını kurtarabileceksek, onlara gerçek bir gelecek verelim, bunu yapabiliriz, ve böylece yeminimizi de yerine getirmiş olmaz mıyız?
Do you know why there're so many stars? Because space consists of a whole lot of dust and gas that gathered to form billions and billions of stars and suns across the different galaxies in the universe. Oh.
Neden bu kadar çok yıldız olduğunu bilir misin?
So... why don't you be a good American wife and do the dishes?
Eee iyi bir Amerikan eşi gibi bulaşıklar yıkamaya ne dersin?
It is all that makes us Americans. So, do not tell me there is no rulebook. And, do not nod at me like that, you son of a bitch!
Bu yüzden kural kitabı yok deme bana ve öyle kafa sallayıp durma lan şerefsiz.
- And you know what? If it freaks you out so much, why don't you get your boss to do something about the freaking rents in this town.
Bu seni o kadar rahatsız ettiyse Neden patronuna şehirdeki kiralar konusunda bir şey yapmasını söylemiyorsun?
He will do nothing to you, so long as I protect you and Ragnar protects me.
Hiçbir şey yapmayacak Ragnar beni, ben de seni koruduğum sürece.
You managed to graduate but you were so distraught you just couldn't pass the bar and so you told all your friends that you're a lawyer even though, really, all you do is work for one.
Eğer mezun ama başardı. Eğer sadece olamazdı bu yüzden çılgına idi. Bar geçmek ve böylece tüm arkadaşlarını anlattı.
And you don't love nobody else but me, so the rest really don't matter now, do they?
Sen de benim dışımda birine aşık değilsin. Gerisinin de pek önemi yok, değil mi?
I was so excited to see you and I wanted to be able to do it, but I haven't done anything for like two months.
Seni göreceğim için çok heyecanlıydım ve bunu yapmak da istiyordum... ama iki aydır hiç bir şey yapmıyorum.
You know, but very quickly, so I do feel a little dizzy and sort of disoriented.
Fakat çok çabuk bu yüzden başım dönüyor ve bir nevi aklım karışmış.
Well, of course. And with these rarified dishes you so carefully prepare, do we all taste different?
Bu dikkatle hazırladığın yemekler sayesinde hepimizin tadı farklı mı oluyor?
And why do you care so much?
Neden nefret ediyorsun ki?
And what do you consider so dangerous about this book? Everything!
- Bu kitabın nesinin bu kadar tehlikeli olduğunu düşünüyorsunuz?
So you just do your thing, and we'll have ourselves a legitimate business on our hands, okay?
Bu yüzden sen sadece kendi işini yap, sonrasında kendi meşru işimizi ele alacağız, tamam mı?
Do you want Laurie to leave so you can bring that thought home and tell me I'm the most important woman in your life?
Laurie'yi terk etmek istediğini, bu yüzden eve dönmeyi düşündüğünü ve bana hayatının en önemli kadını olduğumu mu söylemek ister misin?
I said, "I want you to look up to the hotel windows " and please do so. "
Bunun üzerine, otel pencerelerine doğru bakmasını bir kez daha rica ettim.
- And so do we. - You want Malcolm, but I can't turn him over.
- Malcolm'u istiyorsunuz ancak onu teslim edemem.
So do me the courtesy of rising to the occasion and doing your damn job, because I assure you that's what she's gonna do.
Bundan dolayı biraz nezaket göster ve kahrolası işini yap. Çünkü onun başarılı olacağını sana garanti ediyorum.
So, do I have to drag you kicking and screaming out onto the stage again?
- Öyle mi düşünüyorsun? - Bunu biliyorum. Tekrar seni sahneye çıkarmak için bağlayıp, tekmelemem gerekiyor mu?
Because I said so, and you will do as you're told, or you will clean out your locker today.
Çünkü ben öyle emrediyorum, sen de sana söyleneni yapacaksın ya da bugün dolabını boşaltırsın.
Wait, so, do you think I should talk to somebody and say you know, explain myself.
Bekle bir dakika, sence birileriyle konuşup kendimi açıklamalı mıyım?
So, I suggest you do your job and guard me professional-like.
Yani, sana da işini yapmanı ve görevin gereği beni korumanı öneririm.
'Cause if you were a Christian, you could tell everybody what to do, and then they do it so they don't hurt your feelings, because that's against the law.
Çünkü eğer Hristiyansan, herkese ne yapması gerektiğini söyleyebilirsin onlar da yaparlar, böylece duygularını incitmezler çünkü bu kanunlara aykırı.
And now, what do you know, these government checks start showing up in my mailbox every week or so.
Ve şimdi neler oluyor biliyor musun? Bu devlet falan her hafta benim posta kutumu kontrol etmeye geliyor şey...
And what I'm gonna need you to do is go ahead, cross the road and see if you can find my keys for me so that I can radio for assistance.
Sizden istediğim şey yolun o tarafına gidip anahtarlarımı aramanız ve anahtarlarımı bulduğunuzda telsizi kullanabilmem için bana yardım etmeniz.
- Okay. So are we talking about steam room jerk-offs, or do you want to go back downstairs to the fifth floor and join the KKK butt orgy?
Saunada yapacağın otuzbirden mi bahsedelim yoksa beşinci kata inip seks partisine mi katılmak istersin?
And, well, you see, she's been trying to do so for the past month.
Anlayacağınız geçen ay için bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Jeez, you have so much to see, and do and to eat.
Vay, görmen, yapman ve yemen gereken bir sürü şey var.
and so it begins 55
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
and so have you 26
and somehow 99
and so was i 23
and so 1582
and soul 16
and so are you 214
and so on and so forth 34
and something else 47
and so are we 42
and so have you 26
and somehow 99
and so was i 23
and so on and so on 22
and so will i 38
and so were you 23
and so it was 18
and so should you 49
and so i 33
and so on 257
and sometimes 297
and so far 102
and so do we 31
and so will i 38
and so were you 23
and so it was 18
and so should you 49
and so i 33
and so on 257
and sometimes 297
and so far 102
and so do we 31
and so did i 52
and so do i 174
and soon 235
and so did you 29
and so am i 177
and so it is 20
and so is she 17
and sooner or later 54
and so what 55
and so i did 24
and so do i 174
and soon 235
and so did you 29
and so am i 177
and so it is 20
and so is she 17
and sooner or later 54
and so what 55
and so i did 24