As a spy traduction Turc
278 traduction parallèle
I'm to be arrested when we land... as a spy, shipped back to London.
İndiğimizde casus olarak tutuklanacak ve Londra'ya geri gönderileceğim.
But very useful as a spy to both sides.
Ama her iki taraf için de, bir casus olarak, çok faydalı.
- Countess Staviska are you suggesting that the German Government set you up as a spy?
Kontes Staviska Alman hükümetinin sizi casus olarak kullanmasını mı öneriyorsunuz?
If he is captured, he will be shot as a spy.
Yakalanırsa casus olarak öldürülecek.
A frequent customer of beer halls, he was sent as a spy to the national-socialist German Worker's Party formed shortly after the war.
Bu birahanenin sürekli müşterisi olan bu adam... savaştan kısa süre sonra kurulan işçi partisine ajan olarak sokulur...
You come as a spy.
Sen buraya casus olarak geldin.
You did your job as a spy.
Casus olarak işini yaptın.
Your job as a spy is done.
Ajanlık görevin sona erdi.
And that he has come here as a spy.
Buraya casus olarak geldiğini sanıyoruz.
Of course, most of them can be explained in your capacity as a spy, but not the big one.
Kuşkusuz, çoğu bir casus olarak senin kapasitende açıklanabilir, fakat büyük olanı değil.
It's better than being shot as a spy.
Casus görülüp vurulmaktan daha iyidir.
- We don't want you shot as a spy, do we?
- Bir casus gibi vurulmanı istemeyiz, değil mi?
He takes orders from two louts. And he was forced to use his daughter as a spy with White Water Clan, she's been close to Bai Baoyu.
Askerlerine emir verip... kızını beyaz su klanına casusluk yapması için zorladı
Yeah, well, they'll have you pegged as a spy, but it won't take them long to find out that you're harmless, relatively.
Evet, seni casus sanacaklar ama zararsız olduğunu fark etmeleri uzun sürmez.
Actually, I considered a career as a spy when I was young, but in the end, I decided not to go into intelligence.
Bu iş tam bana göre. Aslında gençken casus olarak kariyer yapmayı düşünmüştüm ama sonunda haber alma işine girmemeye karar verdim. - Çok mantıklı.
Careful, or they'll shoot you as a spy.
Dikkatli ol, yoksa seni ajan diye vururlar.
He's using the Beckman kid as a spy.
Beckman'ı casus olarak kullanıyor.
Life as a spy, I mean.
Demek istediğim casus olarak yaşamak.
In my case, you have a motive... my previous mission as a spy, my role as your accuser... but to my knowledge,
Bir önceki görevime bakacak olursan, beni öldürmek için bir nedenin olması çok doğal, ama, Er Darwin sana hiçbir şey yapmamıştı.
If you want to be of service, you can join them as a spy.
İşe yaramak istiyorsan, aralarına casus olarak katılırsın.
Maybe they'll hang you as a spy.
O zaman belki seni casussun diye asarlar.
I was working in Sokar's ranks as a spy.
Sokar'ın birimlerine sızmış bir casustum.
He cannot be held as a spy.
Casus olarak tutulamaz.
To date, the Federal authorities... do not have enough evidence to prosecute him as a spy.
Bugüne kadar federasyon yetkilileri, aleyhinde casusluktan dava açılacak kadar yeterli delili toplayamadılar.
you work for the Rangers as a spy?
Rangerlar için casus mu olacaksınız?
I was trained as a spy, warned not to tell anyone what I did.
Bir casus olarak eğitildim kimseye işimi söylememek konusunda uyarıldım.
It's, uh, it's just YOU as a spy.
Bir an seni casus olarak düşündüm.
I will be executed as a spy
Bir casus gibi infaz edileceğim
I'm simply reminding you that a spy in love is a tool that has outlived its usefulness.
Sana, aşık olan bir casusun işlevini yitiren bir eşyadan farksız olacağını hatırlatıyorum
My friend peters has probably reffered to me as a master spy.
Dostum Peters size muhtemelen benim Baş Casus olduğumu söylemiştir.
Those others are only able to understand the simplest things, such as the fact that a spy pays the penalty.
Diğerleri, sadece çok basit şeyleri anlayabiliyorlar,... bir casusun, cezasını çekmesi gerektiği gibi...
You're a spy, surgically altered to pass as an Andorian, planted in the ambassador's party to use terror and murder to disrupt us, and prepare for this attack.
- Sen bir casussun. Andorialı şekline girdin, büyükelçinin partisine girdin terör ve cinayeti kullanarak karışıklık yarattın, bu saldırı için.
I do spy a kind of hope, as that is desperate which we would prevent.
Bir umut görür gibiyim. ama önlemek istediğimiz kadar umutsuz bir çaba ister.
If I'm a Trotskyist spy... Why appeal to my feelings as a loyal communist?
Eğer Troçkist bir casussam disiplinli bir komünist olarak neden duygularıma sarılayım?
" I established spy contacts as a member of the conspiracy of the Secretary General with the British agent Zilliacus.
"Genel Sekreter'in planlamış olduğu komplonun bir üyesi olarak Bakanlığın diplomatik posta sistemi vasıtasıyla İngiliz casus Zilliacus'la temasa geçtiğimi kabul ediyorum."
As I started my search for a blonde spy, I tried to get rid of the image of Juliet... Storming out of my office with toothpaste on her shoes.
İnceleme için sarışın bir casus aramaya başladığımda, Juliet'in hayalini ve ayakkabısındaki diş macununu ofisimden atmalıydım,.
Then we sent the Little Princess as our spy... to keep a trail of you.
O nedenle küçük prensesi kullanarak seni izlemeye başladık
I like to spy on myself as if I were a foreigner, a foreign body, as scientists say.
Kendimi sanki yabancı biriymiş gibi hissediyordum. Bilim adamlarının dediği gibi, başka bir vücuttaymışçasına...
So if you should spy on a naked man in the wood, run as if the Devil himself were after you!
Bu yüzden eğer bir gün ormanda çıplak bir adam görecek olursan, sanki bizzat Şeytanın kendisi peşine düşmüşmüş gibi oradan kaç!
He posed as a Russian spy.
Rus casusu kılığındaydı.
Anyway, I'm afraid it looks as if Big Bad Wolf probably is a spy after all.
Neyse, Büyük Kötü Kurt galiba gerçekten de ajanmış.
I'm an international spy posing as a lifeguard.
Cankurtaran gibi görünen uluslarası bir ajanım.
Konrad Friedrichs, known as Sunflower, had become a spy, by my calculations, around the year I was born.
Ayçiçeği olarak tanınan Konrad Friedrichs benim hesaplarıma göre ben doğduğum yıl casus olmuştu.
A spy, as it turns out.
Bir ajan olduğu açığa çıktı.
Besides, what hotel is gonna sit still... while we're using it as a base for spy operations?
Bunun yanında, hangi otel biz orayı... casusluk işleri için kullanırken buna göz yumar.
Because now I know that even if you were a spy... you could never have served the enemy as well as you served us.
- Hayır. Artık şunu biliyorum ki, casus olsan bile düşmana bize hizmet ettiğin kadar iyi hizmet etmiş olamazsın.
He's been operating in the U.S. as a Russian spy since'35.
'35 yılından beri Birleşik Devletlerde Rus casusu olarak çalışıyor.
He's a spy, the same as me.
Casus, benim gibi.
I'm sorry to have taken this form, but I thought the best spy would be a father... as seen through his son's eyes.
Bu şekli aldığım için üzgünüm. Ancak, en iyi casusun, oğlunun gözlerinden gören... bir baba olacağını düşündüm.
Crap, like you have enemies called the Scorpions, and that your trusted colleague Matala, is a spy for them who as best I can tell is deadset on killing you.
Pis, Scorpions denen düşmanlarının olduğu gibi. ve güvendiğin iş arkadaşın Matala'nın onlar adına bir casus olduğu, ve seni öldürmek yolunda karar aldığı gibi.
A synthetic intelligence as smart as any spy.
Yapay zeka sıradan bir casus kadar akıllıydı.
as always 696
as a matter of fact 1864
as a result 233
as a reward 26
as a friend 236
as a rule 74
as a team 51
as a man 62
as an adult 26
as a mother 43
as a matter of fact 1864
as a result 233
as a reward 26
as a friend 236
as a rule 74
as a team 51
as a man 62
as an adult 26
as a mother 43
as a child 135
as am i 139
as a couple 32
as agreed 52
as a family 98
as a woman 81
as a 74
as a parent 25
as a gift 25
as are we 19
as am i 139
as a couple 32
as agreed 52
as a family 98
as a woman 81
as a 74
as a parent 25
as a gift 25
as are we 19
as an artist 17
as an actor 22
as a boy 50
as a father 46
as a joke 40
as a person 27
as a cop 35
as are you 63
as a precaution 31
as a scientist 41
as an actor 22
as a boy 50
as a father 46
as a joke 40
as a person 27
as a cop 35
as are you 63
as a precaution 31
as a scientist 41