As you see traduction Turc
10,602 traduction parallèle
As you see, the man in the middle...
Gördüğünüz gibi, ortadaki adam...
So, what is the big picture as you see it?
Neymiş bu gördüğünüz genel görünüm?
Do you ever lay awake at night wondering if one day it will see you as a threat?
Bir gün seni de tehdit olarak göreceğini düşünüp uykundan uyandığın olmuyor mu?
You see me as one of them, don't you?
Beni onlardan biri olarak görüyorsun, değil mi?
You loved him, I see that.
Onu aşıktın, bunu anlıyorum.
As a matter of fact, I'm glad to see you.
Doğrusu sizi gördüğüme sevindim.
As you can see, we've been reunited with our son.
Gördüğün gibi oğlumuza tekrar kavuştuk.
It's not locked, but as long as you're in there after 9 : 00, you probably won't see anyone.
Kilitli değil, ama saat 9'dan sonra gidersen, kimseyi bulamazsın.
Look, man, as you can see,
Bak, adamım.
You see, your military will terrorize my people whether I kill you or not, so as you can imagine, your life is hanging on by a very thin thread.
Bak, senin askerlerin ben seni öldürsem de öldürmesem de halkıma korku salıyor, yani tahmin edebileceğin gibi, senin hayatın pamuk ipliğine bağlı.
But it annoys me to see you cheated of your just desserts.
Fakat senin asıl isteğinden vazgeçmen beni rahatsız ediyor.
As you can see, we've rather let things slide.
Gördüğünüz gibi, burayla çok ilgilenemiyoruz.
Uh... As you can see, it's all rather silted up.
Gördüğünüz gibi her yer toz içinde.
I'm very much afraid that you see the new arrangement as diminishing your own importance.
Maalesef yeni anlaşmanın kendi öneminizi azalttığını düşünüyorsunuz.
I'm just gonna keep her in the I.C.U. overnight for monitoring, but you can go in and see her as soon as she wakes up.
Gözetleme için onu geceleyin I.C.U da tutacağım. Fakat uyanır uyanmaz içeri girip onu görebilirsin.
It's nice to see you, as well.
Seni görmek de çok güzel.
'Cause as you can see, this place hasn't had a collection plate passed around in quite some time.
Gördüğün gibi burası ibadethaneden çok harabeye benziyor.
So as you can see, arbor's here.
Gördüğün üzere çardak burada olacak ve tören alayı şuradan girecek.
He's got one hand cuffed, and as you can see, no car.
Araba yok. Tamam, o zaman arabada polisle çatışmaya giren bir yolcu vardı.
I guess when you're a mom, it's hard to see your kids as adults, no matter how old they are.
Anneyken, çocuklarınız kaç yaşına gelirse gelsin onları bir yetişkin gibi görmek zor oluyor.
You see, she bears my mark, just as I bear hers.
Benim onun şaretlerini taşıdığım gibi o da benim işaretlerimi taşıyor.
You finally wanna see me after ten years, and it's to tell me to get as far away from you as possible?
10 yılın sonunda görmek istiyorsun, ve bütün bunlar bana açabildiğim kadar uzaklara yelken açmamı söylemen için miydi?
Oh, uh... This is kind of you, Mama, but as you can see, I'm miles better.
Çok naziksin anne ama gördüğün gibi çok daha iyiyim.
But you see, I think we love each other very much.
Ama görüyorsun ya, bence birbirimize çok aşığız.
All I'm saying is, I just don't understand how you can know a man and love a man and not see eye-to-eye with him
Bir adamı tanıyıp ona aşık oluyoruz ama en temel konularda bile nedense aynı fikirde olamıyoruz.
You can see him if you like as soon as you explain to me why...
Bana nedenini açıklar açıklamaz... Eğer istersen onu görebilirsin...
As you can see by the date, this is...
Tarihte gördüğünüz gibi, budur...
Let me see'em swish as you leave.
Giderken kuyruğunun sallandığını göreyim.
- As you can see, the joint is in pieces.
- Eklem yeri parçalanmış.
If you think you see everyone as equal, you're kidding yourself.
Herkesi eşit olarak gördüğünüze inanıyorsanız, kendinizi kandırıyorsunuz.
In fact, the instant you see another person's face, your brain first perceives them as a stereotype of their race, gender, or sexual orientation.
Aslında bir başkasının yüzünü görünce beynimiz ilk önce onu ırk bakımından....... cinsiyeti ve cinsel eğilimi ile konumlandırıyor.
And just as a cigarette a day can soon become a pack a day, couldn't seeing your rival suffer make you want to see it happen more and more?
... ve tek bir sigara gün sonunda bir pakete çıkar. Rakibinin mağlubiyetini görme isteği sizlerde tekrar ve tekrar gerçekleşir mi?
Do you see the world as it really is or how your political party wants you to see it?
Dünyayı olduğu gibi mi görüyorsunuz yoksa siyasi partinizin istediğine göre mi?
Do you see yourself as being more liberal or more conservative?
Kendinizi liberal mi yoksa muhafazakar mı görüyorsunuz?
As you can see, as the case is really about Lee Jung Hoon.
Anlaşıldığı üzere davanın zanlısı kesinlikle Lee Jung Hoon'dur.
As you can see, the facial mask simply slips off the skull.
Gördüğünüz üzere yüz derisi kafatasından sıyrılıyor.
You know, you show up loaded, he may see you more as a mark than a friend.
Dolu olarak ortaya çıkarsan seni bir arkadaştan çok hedef olarak da görebilir.
As you can see, Dr. Hogarth, it's our best chance at rapid enrichment.
Görebileceğiniz gibi Dr. Hogarth seri zenginleştirme için en iyi şansımız bu.
And as you can see, skin irritations can look very different, but none of them anything like what I've got.
Görebileceğiniz üzere, deri tahrişleri farklı görünebiliyor ama hiç biri bendekine benzemiyor.
Well, it's Saturday night, Anwar, and, as you can see, I'm a party girl.
Bugün Cumartesi Anwar gördüğün üzere ben bir parti kızıyım.
As you can see.
Gördüğün gibi.
'So, as you can see, he's raided everything.'
Gördüğün gibi her şey tehlike altında.
You see, in ancient times, there was a group known as the Dark Ones, neither demon nor fully human.
Eski çağlarda Karanlıklar olarak bilinen bir grup varmış. Ne şeytan ne de tam olarak insan.
Well as you can see, we're just a little busy here.
Gördüğün üzere, burada biraz meşgulüz.
Okay, Jack, let's see if you're as good as they say you are.
Peki Jack, bakalım söylendiği kadar iyi misin.
As you can see, many racing fans...
Gördüğünüz gibi birçok yarış hayranı...
I want to see it change as much as you do.
Senin istediğin kadar ben de değişmesini görmek istiyorum.
You will see me as her.
Beni o olarak göreceksin.
As you can see you're gonna need it.
Gördüğün gibi buna ihtiyacın olacak.
As you can tell, your son is as overjoyed as I am to see you.
Oğlun da benim kadar seni gördüğüne sevindi.
And if it's as serious as you say... Krista, Krista... Then she wants to see...
- Durum eğer söylediğin kadar ciddiyse görüşmek...
as you wish 846
as you know 1680
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you want 26
as you were 223
as you may know 70
as you like 91
as you say 390
as you know 1680
as you requested 56
as you can see 1468
as you can imagine 154
as you want 26
as you were 223
as you may know 70
as you like 91
as you say 390