Big boss traduction Turc
646 traduction parallèle
Even our big boss, Preysing, is staying here.
Büyük patronumuz Preysing bile burada kalıyor.
I'm not a big boss
Ben büyük patron değilim.
Oh, we're gonna hit the big boss for a raise
Patrona gidip zam isteyeceğiz
Yes, we're gonna hit the big boss for a raise
Evet, patrona gidip zam isteyeceğiz
We're gonna hit the big boss for a raise
Patrona gidip zam isteyeceğiz
Shaw, this is Mr. Creighton, the big boss... the only man around here you have to be polite to.
Shaw, Bu bay Creighton, büyük patron ve çevrende nazik olman gereken tek kişi bu.
You are the big boss sister, aren't you?
Siz büyük patronun kız kardeşisiniz, değil mi?
The big boss wants to see us.
Patron bizi görmek istiyor.
No, I'll go see the big boss tomorrow and talk to him about it.
Hayır, yarın büyük patronu görmeye gideceğim. Bu konuyu konuşacağım.
- Is the big boss here?
- Büyük patron burada mı?
Big boss is furious.
Büyük patron kudurmuş.
I'm just following the big boss's orders.
Ben büyük patronun emirlerine uyuyorum sadece.
The big boss has it made.
Bunu büyük patron yaptırdı.
The smart sheriff wanting'to be the big boss.
Meğer kurnaz şerif büyük patron olmak istiyormuş.
The big boss says for you to scratch your horse.
Büyük patron atınızı listeden çıkartmanızı istiyor.
A big boss, the income tax.
Büyük patronlar gelir vergisi kaçırır.
- I want you to meet the big boss.
- Size büyük patronu tanıştırmak istiyorum.
You can stop playing big boss.
Büyük patronu oynamayı kesebilirsin.
Would you care to meet the big boss?
Büyük patronla tanışmak ister miydin?
Oh, the big boss.
Ah, büyük patron.
He's got the big boss plenty worried.
Onun oldukça meraklı büyük patronu var.
- We hear you caught the big boss!
- Çete başı yakalandı mı?
But then he's the big boss here.
Öyleyse, gerçek büyük şef de o demektir.
My wedding is coming up soon, and my bride-to-be is the daughter of a big boss around these parts.
Düğünüm yakında yapılacak, ve benim nişanlım buraların en büyük patronunun kızı.
Let me introduce the Big Boss.
- Size Büyük Patron'u tanıştırayım.
The Big Boss? The Big Boss...
Büyük Patron mu?
Would you mind telling me where this big boss lives?
Bu anlattığın Patronun nerede oturduğunu bana söyler misin?
Well, Jo-Hi, who's the big boss around here?
Güzel, Jo-Hi, burada büyük patron kim?
Delinquent at 10, a big boss at the age of 15.
10'unda suç işliyor, 15'inde çete reisi oluyor.
"Greetings from Italy and stuff the big boss."
Bakın, "En güzel İtalya hatırası ve patron hariç herkese öpücükler."
We came to see Scipion and we found the big boss.
Scipion'u arıyorduk, ama onun yerine büyük patronu bulduk.
- Oh, the big boss.
- Büyük patron.
On the level, boss, were you that big?
Doğru söyle patron, o kadar büyük müydün?
- The boss is inside with big money.
- Patron içeride, çok parayla.
Got a big date with Jane tonight, boss.
Bu akşam Jane'le çıkıyoruz, patron.
Oh, you very big success, boss.
Büyük sükse yaptın, patron.
Oh, boss, you very big success.
Oh, patron, büyük sükse yaptın.
Sure, now that Tobiki got the geisha girl like big city, boss they want a teahouse like big city too.
Tabii, şehirdeki gibi bir geisha bulmuşken şimdi şehirdeki gibi çay evi istiyorlar.
- Oh, she say yesterday big Army truck come and leave lovely lumber and beautiful paint, boss.
- Oh, diyor ki, dün askeri kamyon güzel tablolar ve malzemeler bırakmış.
Sashaying around here, making a big noise like a boss.
Ortalıkta salınıp patron gibi emirler yağdırmaya başladın.
You won't get hired like that. You gotta act big, show'em who's boss.
Bundan daha iyi bir hava takınmalısın.
No so fast, Mr Boss-of-the-Whole-Country, unless you want to wear a big hole in your middle.
Yavaş ol bakalım yörenin patronu! Yoksa karnında koca bir delik açarım.
Kisuke died by your hand, and Sakichi boss, who's like a son to me is in big trouble because of you.
Kisuke'yi öldüren sensin, ve oğlum gibi sevdiğim Patron Sakichi'nin de başı senin yüzünden büyük belada.
Yasugoro talks big, but he's no match for Boss Bunkichi.
Yasugoro büyük konuşuyor, Fakat o patron Bunkichi ile kıyaslanamaz.
Boss, a big, beautiful, wild widow.
Patron, çok güzel, vahşi bir dul.
Now he says Big Jim is dead, he's the new boss and everybody has to pay him a 50 percent service charge that's for protection.
Koca Jim öldüğüne göre yeni patron oymuş ve herkes ona yüzde 50 hizmet bedeli ödemeliymiş güya koruma içinmiş.
the big man... the boss. Rodriguez...
Rodriguez...
Well, about a month ago, the boss went to pray at the big shrine in Nikko.
Bir ay önce, patron Nikko'daki büyük tapınakta, dua etti.
You still believe in that big bearded boss up there?
Sen hâlâ o Koca Sakallı Patrona inanıyor musun?
How come the boss of a big agency spends three days in San Francisco with a lousy nightclub singer? He's working overtime.
Koskoca bir ajansın patronu nasıl oluyor da alelade gece kulübü şarkıcısının tekiyle San Francisco'da üç gün geçirebiliyor?
With Boss Kumakichi himself turning out, this is becoming a big deal.
Patron Kumakichi'nin kendi katılımıyla, bu büyük bir iş haline geliyor.