English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Bring him back here

Bring him back here traduction Turc

187 traduction parallèle
Bring him back here, if you can
Yapabilirsen eğer, onu buraya getir.
They sent me here to get him... to bring him back here to Martinique.
Benim görevim, onu kaçırıp... buraya, Martinik'e getirmekti.
I would be very interested to ask him certain questions when they bring him back here. No matter what you think.
Onu geri getirdiklerinde ona bazı sorularım olacak.
Book him and bring him back here for the inspector.
Kaydını yapıp sorgu için buraya geri getirin.
- And bring him back here!
- Ve onu buraya geri getir.
Now, look, when we get this guy, we bring him back here, right?
Bak şimdi, bu herifi yakaladığımızda onu buraya getiririz, değil mi?
Alex, I'm going out and find Vindicator... and bring him back here until this weather lets up.
Alex, ben Vindicator'ü bulmaya gidiyorum ve onu bu hava düzelene kadar onu getireceğim.
All right, now, everybody go out, get one German each, bring him back here before dawn.
Pekala, herkes dışarı çıksın. Her biriniz şafak sökmeden birer tane Alman getirin.
You'll bring him back here, my girl unless you want to feel my hand on your throat.
Onu geri getireceksin, yoksa gırtlağını sıkarım senin.
But, how can we possibly bring him back here?
Onu buraya geri getirmek imkansız.
And I have to make arrangements to bring him back here safely.
Onu sağ salim geri getirebilmek için ayarlamalar yapmam gerek.
You go find me that Chinaman and bring him back here.
Bana o Çinliyi bul ve buraya getir.
Damn him! Bring him back here.
Geri getirin hemen onu.
The people who took Frankie by mistake will realize they made a mistake and they'll bring him back here.
Frankie'yi yanlışlıkla alan kişiler de bir hata yaptıklarını anlayacaklar ve onu bize geri getirecekler.
Bring him back here!
Onu buraya getirin!
You find Mink, you bring him back here.
Mink'i bul, buraya getir.
BRING HIM BACK HERE!
Geri getir onu buraya!
Bring him back here.
Onu buraya geri getirin.
Go get him, Khadafy, and bring him back here!
Git yakala onu, Kaddafi, ve buraya getir oğlum!
Bring him back here!
Onu buraya getirin! MacGregor'ı istiyorum!
WE HAD TO BRING HIM BACK HERE.
Onu buraya getirmek zorunda kaldık.
And I will die unless we bring him back here.
Onu buraya getirmezsek öleceğim.
Bring him back here before somebody else gets their hands on him.
Başkası ele geçirmeden geri getir.
Why'd they get Superboy off the bridge, bring him back here and kill him?
Neden Süper Çocuk'u köprüde kurtardılar? Sonra da buraya getirip öldürmeye çalıştılar?
Then bring him back here to me.
Sonra onu bana, buraya geri getirin.
Don't kill him! Bring him back here
Önü sakın öldürme, Buraya canlı getir
You'll bring him back here for a nightcap and show him the yearbook.
Hayır. Gece bir şey içmek için onu buraya getirip yıllığını göstereceksin.
I'll get someone to collect the lad and bring him back here.
Çocuğu alıp getirmesi için birini göndereceğim.
I'll bring him back here if it's the last thing I do, dead or alive. Alive.
- Ölü ya da diri, onu mutlaka getireceğim.
Bring him back here.
- Yakala onu. Buraya getir.
- Let me check. - Bring him back here.
Getir buraya onu.
We gotta get Cole to bring him back here.
Onu buraya getirmek için Cole'u bulmalıyız.
Shouldn't be any problem to shimmer into Bo's plane, bring him back here so you can heal him.
Bo'nun alemine ışınlanmak benim için sorun sorun olmaz, onu buraya getiririm böylece sende onu iyileştirebilirsin.
Bring him back here first thing in the morning.
Sabah erkenden onu buraya getir.
And I'll go get him and bring him back here and Phoebe will stay with you and Leo.
Ve Phoebe ve Leo ile kalacak Ve onu ve onu buraya getir gidecek.
I can bring him back here first thing in the morning... to say a few words.
Birkaç kelam etmesi için yarın sabah ilk iş onu buraya getirebilirim.
Pete! - Bring him back here! - He's safe!
- Güvende, sen sudan çık
I'll bring him back here.
- Onu buraya getirebilirim.
Standing here thinking about it won't bring him back.
Düşünüp durmak onu geri getirmez.
Only here, it's the prince who sleeps and awaits the kiss of the beautiful young maiden that will bring him back to life.
Ama burada prens uyuyor ve güzel bir genç kızın kendisini hayata döndürmesini bekliyor.
I'll bring that sheriff back out here in a half hour if I gotta drag him out.
Sürüklemem gerekse bile o Şerif'i yarım saat içinde buraya getireceğim.
He hangs here by the neck, and no one can bring him back.
O burada boynundan asılı, ve kimse onu geri getiremez.
Hocus, you go back with the animals and when Santa comes, you bring him right here.
Hocus, hayvanların yanına dön ve Noel Baba gelince onu buraya getir.
You go back in and tie him up, and bring him out here to me.
İçeri dön ve onu bağla, ve onu buraya getir.
The major's just in back. Bring him over here.
Binbaşı arkada, git onu buraya getir.
Pinky, go to the hospital and get a doctor and bring him right back here, you hear me?
Pinky, hastaneye git ve bir doktor getir. Beni işittin mi?
If you wanted to help him or Zoe you'd bring her back here!
Ona ve Zoe'ye yardım etmek istiyorsan kızı buraya getirirsin!
Look, I know this can't bring him back but here, it's just a gesture.
Bakın, biliyorum bu onu geri getirmez fakat bu sadece bir jest olsun.
The village intends to arrange a car to bring your father back back here to bury him in the village.
Köylüler babanı geri getirip burada gömmek için bir araba ayarlamak istiyorlar.
So you deliver my boy back here, you bring him right through that door, you walk out of this house a free man, with a restaurant.
Oğlumu bana geri getir, şu kapıdan içeri sok bu evden özgür bir adam olarak çıkarsın ; bir de restoranın olur.
You'll stay in your brother's cell tonight and when they take him downstairs, we'll bring you back here.
Bu gece kardeşinin hücresinde kalacaksın ve onu aşağı kata götürdüklerinde seni geri buraya alacağız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]