But not this one traduction Turc
1,046 traduction parallèle
Yes, sir, but not this one.
Evet efendim ama bu onlardan biri değildi.
But not this one.
Ama bu hasta hakkında değil.
Unfortunately, sir, this is not a technical decision, but a political one.
Maalesef efendim, bu teknik değil siyasi bir karardır.
This may come as another shock, but pursuing girls does not estrange one from God any more than pursuing mathematics, for example.
Bu, başka bir şaşırtıcı durum olabilir fakat kız peşinde koşmak insanı örneğin matematiğin peşinde koşmak kadar Tanrı'dan uzaklaştırmaz.
But this matter is not one that could be tackled alone
Ama bu mesele... tek başına halledilebilecek bir şey değil!
So this chap is back to square one, figuring it all out, but not with me.
Bu arkadaş da başa döndü. Yeniden başladı, ama bensiz.
This play is not only canceled, but I'll see to it that neither one of you ever works again on any stage!
Bu oyun sadece iptal edilmekle kalmayacak, fakat sizlerden hiçbirinin herhangi bir sahnede çalışmamanızı da sağlayacağım!
Not only have you never heard of Divine... which is one of the key elements... for this particular job... but you also seem to show a lack of general experience.
Sadece Divine'ı duymadığınız için değil... ki bu işteki... temel taşlardan biridir... ayrıca genel bir tecrübe eksikliğiniz var gibi geldi.
Not only have you never heard of Divine... which is one of the key elements... for this particular job... but you also seem to show a lack of general experience.
Bu iş için... kilit taşlarından biri olan... Divine'ı bilmediğiniz için değil. Ama genel deneyim eksikliğiniz de var gibi geliyor.
One expected that it earned a alone decisive battle, but it was not equipped for this.
Bu durum bekleniyordu ancak kati bir zafer için kazanmak için donatılmamışlardı.
We heard histories of Germans who abated our colleagues of parachute e we found this horrible one, but we did not know if it was truth or not.
Almanların, paraşütle atlayan arkadaşlarımıza ateş açtıklarına dair hikayeler duyuyor ve bunun korkkunç bir şey olduğunu düşünüyorduk ancak bunların gerçek olup olmadığından emin değildik.
Many I do not know, but if to ask to me if I find that this made something of good, answers : if only Jewish one in a gas chamber it will have felt that the workers of Amsterdam they had not abandoned it, then it was not in go.
Yine de bana, bunun bir işe yarayıp yaramadığını soracak olursanız eğer gaz odasına atılan tek bir Yahudi bile Amsterdam işçilerinin onun yanında olduğunu hissettiyse maksat hâsıl olmuştur.
I find this aspect of human nature not discussed enough, but it is surely one of the causes of warfare.
İnsan doğasının bu yönünün yeterince tartışılmadığını farkettim. Fakat bu kesinlikle savaş halinin bir sonucuydu.
And could you summon the passengers to me here? One by one in this order except for the Princess Dragomiroff, who is not only of royal blood, but also much older than she tries not to look.
Herkesin belirtildiği sırayla peş peşe bana gelmelerini istiyorum, tabii prenses hariç, büyük bir hanım olması ve yaşından ötürü, onunla kendim gidip konuşurum.
We'll finish this one, maybe not standing up, but we'll finish it.
Bunu da noktalayacağız. Belki dürüstçe değil ama noktalayacağız.
But I'm not gonna lie my way out of this one.
Fakat yalanlar uydurarak paçayı kurtaracağımı sanmıyorum.
But in man this is not possible, since there's only one human species.
Ama tek türe sahip olduğundan, insanda bu mümkün değil.
I'm not one to use hyperbole, but I'll tell you this.
Abartmayï sevmem, ama sunu söyleyeyim.
But is there not one among you who understands the the real significance of this matter.
Ama aranızdan hiç kimse bu konunun önemini kavrayamıyor.
Not because one thing and another all this, but it's such a gossip monger.
Ben bir şey söylemedim. Hem kötü bir şey yok ki bunda.
These very similar cells come not from a fossil plant but from a living one, from this plant, which grows on another Welsh hillside.
Bu çok benzer hücreler bir bitki fosilinde değil, yaşayan bir bitkide başka bir Galler yamacında yaşayan bu bitkide bulunur.
Suit yourself, but I'm not the only one that feels like this.
Tamam, nasıl istersen ama böyle düşünen sadece ben değilim.
Well, I... I never told this to anyone before, not even Apollo, but er... Cassiopeia is the only woman I ever considered... the only one I ever considered getting sealed to.
Şey bunu daha önce kimseye söylemedim, Apollo'ya bile ama Cassiopeia bugüne kadar evlenmeyi düşündüğüm tek kadın.
My orders say I'm not supposed to know where I'm taking this boat, but one look at you, and I know it's going to be hot, wherever it is.
Bana verilen emirlere göre bu botu nereye götürdüğümü bilmemem gerekiyor, ama sana şöyle bir bakınca, her neresi olursa olsun, oldukça ateşli olacağını biliyorum.
My parents have a farm... not big like this one, but they have a nice farm.
Ailemin de bir çiftliği var. Bunun kadar büyük değil ama güzel bir çiftlik.
The leaders of this plot did not want only to replace one regime with another but they do know very well the State structures and they're using them.
Bu komplonun ardındakiler sadece rejimi başka bir rejimle değiştirmek istememekte ayrıca devlet yapılanmasını da çok iyi bilmekte ve kullanmaktadırlar.
But not a castle like this one.
Ama böyle bir kale değil.
You must think Luo Xin will fight with the Rambler lf this happens, we can save our efforts I can deal with one of them easily but I am not sure with the two of them together
Yani Luo Xin'i, Serseriye karşı dövüştüreceksiniz! Bu şekilde, fazla zahmetten kurtulmuş olacağız Onlardan biriyle kolayca baş edebilirim...
But for some reason this one did not.
Ama her nasılsa, bu yanmamıştı.
But has it every occurred to you, Wally, that the process... that creates this boredom that we see in the world now... may very well be a self-perpetuating, unconscious form of brainwashing... created by a world totalitarian government based on money... and that all of this is much more dangerous than one thinks... and it's not just a question of individual survival, Wally... but that somebody who's bored is asleep... and somebody who's asleep will not say no?
Peki Wally, dünyada şu an gördüğümüz bu can sıkıntısının paraya dayalı, baskıcı bir dünya hükümeti tarafından uygulanan, şahsen sürdürülen şuursuz bir beyin yıkama işlemi tarafından yaratılmış olabileceği, bütün bunların bir kişinin düşünmesine göre daha korkunç olduğunu ve bunun ferdi bir hayatta kalma mücadelesinden ziyade canı sıkılan birisini uyuduğunu ve uyuyan birisinin "Hayır" diyemeyeceğini hiç düşündün mü?
We understand that this palace can offer great comfort and the neighborhood certainly is a very pleasant one, but right now, I'm afraid it is not the safest place for you.
Biz bu sarayın çok konforlu olduğunu, ve çevrenin de tamamen uygun olduğunu anlıyoruz, ama şimdi, korkarım sizin için en güvenli yer değil.
Come on, I'd love to see you drop him, but not on this one.
Onu zımbaladığını görmeyi çok isterim ama bu davada değil.
I hate to be the one to break this to you, but automobiles are not human.
Seni kırmak istemem ama otomobiller insan değildir.
We may meet in another life but not again in this one.
Başka bir hayatta karşılaşabiliriz ama bu hayatta bir daha karşılaşmayacağız.
I ran as hard as my feet would carry me to this man Breckinridge ; but he had sold the lot, and not one word would he tell me as to where they had gone.
Ayaklarımın beni taşıyabileceği son hızla o adama, Breckinridge'e koştum ; fakat çoğunu satmıştı, ve diğer kazların nereye götürüldüğü hakkında tek kelime söylemiyordu.
Oh, now, maybe not in one of your books, but this is evidence enough for me.
Kitaplarından birinde değildir, ama bu kanıt benim için yeterli.
It's enough that I have to put up with you, but I will not subject my dog to this one minute more.
Sana yeteri kadar katlandım, Ama köpeğimi buna bir dakika daha maruz bırakamam.
One word to anybody about what happened... and you're not only going to have to settle with me... but that convention of yours is gonna find out their new bishop's a drunk... and you're two of the biggest damn fools this side of Fort Kearney.
Olanları birine söylediğiniz anda... hem beni karşınızda bulursunuz... hem de kongredekiler yeni piskoposlarının ayyaş ve ikinizin... Fort Kearney'nin bu tarafındaki en aptal tipler olduğunuzu öğrenirler.
It's not what this one does, but what he doesn't do.
Yaptığı şeyin bir önemi yok. Yapmadığı şey önemli...
And the fact that, in this entire document, which, after all, deals with death trains, 0H6 cannot SEE... not only on this one, but one cannot see it on others... one cannot see the word "geheim," "secret," is astonishing to me.
Gerçek şu ki, ne ölüm trenlerinden bahseden bu belgenin tamamında, ne de diğer belgelerde "geheime" e, yani "gizli" kelimesine rastlamıyor oluşunuz hayret verici bir şey.
There is a second stain, but it does not correspond with this one.
İkinci bir leke, fakat birincisiyle karşılıklı değil.
Now I've done things for you, and I'm more than willing to do more, but risking this woman's life is not one of them.
Bak senin için çok şey yaptım daha da çok şey yaparım ama bu kadının hayatını riske atmak bunların arasında yok.
On this most august occasion, we are gathered here not only to commemorate my 60 years as queen, but to honor one... Of truly noble stature.
Burada sadece kraliçe olarak geçirdiğim 60 yılı kutlamak için değil aynı zamanda gerçekten asil bir kişiliği onurlandırmak için toplandık
You may not be much of a friend but you're the only one I've got in this place.
Çok iyi bir dost değilsin, ama buradaki tek dostumsun.
You've not presented one shred of proof to the American public that this is anything but a legitimate peasant revolution.
Amerikan halkına bunun meşru bir köylü ayaklanmasıyla alakası olmadığı konusunda en ufak bir ipucu bile vermediniz.
I know you're not crazy about my stories, But i think you'll find this one poignant ; And not without a certain relevance.
Biliyorum benim hikayeme bayılmayacaksın ama bence, bazı bağlantılar olmadan içindeki dokunaklı olayı anlayacaksın...
It just does not indicate any of my feelings, not one.. .. but just shows the kind of stress this represents for all of us.
Benim şahsi fikirlerimi asla yansıtmıyor sadece hepimizin içindeki stresin bir çeşit dışa vurumu.
Sir, sir, reading the news is one thing, but this stuff you wrote, it's not funny, sir. It's sad.
Haberleri okumak önemli değil... ama bu yazdığınız şeyler komik değil.
I never told you this'cause it's not really a story... but one time I woke up in the middle of the night...'cause of this bright light in my face... like a flashlight. I couldn't think what it was.
Asla bu hikayeyi sana anlatmadım çünkü bu hikaye gerçek değil ama bir seferinde, gecenin yarısında uyandım çünkü, suratıma şu parlak ışık vuruyordu bir el feneri ışığı gibiydi.
I'm not one to talk but does this have something to do with your marriage?
Bu işten anlamam ama bunun sebebi senin boşanmış olman mı?
And, Mr. Miyagi, no offence, but if you miss the train this time there may not be another one for a long time.
Darılmayın ama Bay Miyagi eğer bu sefer treni kaçırırsanız... uzun süre başka bir tren gelmeyebilir.
but not today 139
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not 178
but not me 232
but not now 180
but not yours 20
but not too much 51
but nothing serious 18
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not 178
but not me 232
but not now 180
but not yours 20
but not too much 51
but nothing serious 18