But nothing happened traduction Turc
478 traduction parallèle
But nothing happened.
Fakat yine bir şey olmadı.
He saw some Apaches but nothing happened.
Birkaç Apache gördü ama hiçbir şey olmadı.
That may be so, but nothing happened to justify this kind of a war party.
Öyle olabilir, ama bu tür bir savaş partisini haklı çıkaracak bir şey olmadı.
Now he should run with the line or jump or sound to the depths below but nothing happened.
Şimdi balığın ya yukarı sıçrayarak ya da derinlere dalarak hareket etmesi beklenirdi ; ama hiçbir şey olmadı.
Really! I thought we'd fight it out but nothing happened.
Kavga edeceğimizi zannettim ama öyle olmadı.
- But nothing happened.
- Hiçbir şey olmadı ama.
several weeks ago we petitioned for a marshal, but nothing happened.
Haftalar önce bir federal memur için başvurduk, ama hiçbir şey olmadı.
But nothing happened for me, so I came to Europe.
Fakat benim için hiçbir gelişme olmadı, bu yüzden Avrupa'ya geldim.
WE TRIED TO START IT, BUT NOTHING HAPPENED.
Çalıştırmayı denedik, ama hiçbir şey olmadı.
When other people say something, you act as if nothing happened but when I say something..
Başkaları seni eleştirdiğinde hiç şikayet etmiyorsun.
But nothing ever happened.
Fakat aramızda hiçbir şey olmadı.
I know, but the water's boiled away twice already, and nothing's happened yet.
Biliyorum, ama su ikinciye kaynıyor yine de birşey olduğu yok.
Yeah, but nothing has happened yet, has it, Ollie?
- Bu adamları komutana götürün.
It's something that has never happened to me before... something I never expected would happen... but suddenly it is as if nothing else existed... even my music, which used to mean so much to me. Yes.
Evet.
But the night has gone by and nothing has happened.
Ancak gece sona erdi ve hiçbir şey olmadı.
It moved a bit, but, uh... as you all gather, nothing happened.
Biraz kımıldadı ama sizin de gördüğünüz gibi bir şey olmadı.
But nothing like that ever happened in Alexandria.
Ama böyle bir şey İskenderiye'de hiç olmadı.
But we've decided not to let it spoil the ball and to go on dancing as if nothing had happened.
Ama her şeye rağmen, bir şey olmamış gibi dans etmeye devam edeceğiz.
But behave as though nothing had happened.
Ama hiçbir şey olmamış gibi düşün, öyle davran.
Nothing's happened recently. But now this
Bayağıdır bir şey olmamıştı, lakin şimdi bu olay yaşandı.
Whatever happened, all I know is that you have brought us nothing but grief.
Her ne olduysa, tek bildiğim bize kederden başka bir şey getirmediğiniz.
Half the tree's gone but it blossoms as if nothing had happened!
Ağaçların yarısı öldü, ama sanki hiçbir şey olmamış gibi açmaya devam ediyor.
I don't think anybody will ask anything about it, but if they do, nothing happened.
Kimsenin bu hususta bir şey soracağını sanmam, ama eğer sorarlarsa, hiçbir şey olmadı.
But everybody's cried for disarmament for years and nothing happened.
Ama yıllarca herkes silahsızlanma istedi ve hiçbir şey olmadı.
But look at her, nothing happened.
Çok sakin görünüyordu ama.
But what happened to me- - is nothing.
Bir hiç.
But nothing has happened to us yet.
Ama henüz başımıza bir şey gelmedi.
Now, listen, Roberts, we're all aware of what happened, but there's nothing we can do about it.
Dinle, Roberts, hepimiz neler olduğunu biliyoruz, ama elimizden hiçbir şey gelmez. - Doğru. - Öyle mi?
Since it was but a dream and nothing has happened to her, she will be obedient again.
Öyle ama bu rüyadan beri ona bir şeyler oldu. O yine itaatkar olacaktır.
I met Lena when we shot "491," but nothing much happened then.
Lena'yla "491" i çekerken tanışmıştım ama o zamanlar bir şey olmamıştı.
We met so many times and nothing happened but now...
Çok defa karşılaştık ama hiçbir şey olmadı ama şimdi...
I was about to say, "But nothing happened"
Az kalsın "Ama aramızda hiçbir şey geçmedi." diyecektim ki birden Françoise'nın hakkımda öğreneceği şeylerden hiç korkmadığını fark ettim.
She'd accept charges all the time, but nothing ever happened.
Her zaman da kabul ederdi ; ama hiçbir şey olmadı.
You won't believe me, but if not for you, nothing would have happened, even if I'd met these girls some other way.
Belki inanmayacaksın ama sen olmasaydın bu kızlarla tanışmanın hiçbir yolu yoktu.
But nothing has happened.
Ciddi birşey olmamış.
Forgive me if this sounds cowardly, but I didn't want to be the one to have to tell her what had happened. - If there's nothing more, you'll excuse me. - Certainly, sir.
Bir kartopunun yuvarlanmağa başladığını gördüğünde, it.
But nothing has happened :
Ama hiçbir şey olmadı :
Before we know it, we're gonna turn our backs around someday, the whole United States, we're gonna turn around and see nothing but V. C... or not V.C., but communism... we're gonna turn around and say, "What happened?"
Gerçekleri bilmeden önce, bir gün mutlaka arkamızı dönecektik bütün Amerika Birleşik Devletleri arkasını dönecek ve sadece Vietkong'u hatta sadece Vietkong'u değil komünizmi görecektik ve dönüp "Ne oldu?" diyecektik.
Well, I always took French, but nothing ever happened there.
Durmadan Fransızca dersi aldım, ama hiç ilerleme kaydedemedim.
It happened three, four years ago in Capri when I was nothing but an innocent young boy, shocked and shamed by the depravity to which the Emperor had fallen.
Üç-dört yıl önce Capri'de oldu bu İmparator'un içine düştüğü ahlaksızlığın, sefahatin şokunu ve utancını yaşayan masum bir delikanlıydım yalnızca.
But I didn't say nothing happened to them.
Ama onlara hiç bir şey olmadığını söylemedim.
We have approached the father, but the poor man remembers nothing of what happened before his eyes.
Babasına ulaştık, fakat zavallı adam gözünün önünde olan olaydan hiçbir şey hatırlamıyor.
The police tried to accuse me, but nothing ever happened.
Polis, beni suçlamaya kalkıştı ama hiçbir şey yapamadılar.
But nothing ever happened like this before.
Böyle bir şeyle daha önce hiç karşılaşmadık.
When you hear the alarm buzzer, you will wake up and feel fine but you will remember nothing that happened.
Alarm sesini duyduğunda uyanacak ve kendini iyi hissedeceksin ama hiçbir şey hatırlamayacaksın.
I didn't know nothing about... the Nolt boy... or how it happened, but...
Nolt'ların oğlunu, ya da... bunun nasıl olduğunu... bilmiyordum, ama...
But you've taught before and nothing like this has ever happened.
Ama daha önce de öğretmenlik yaptın ve hiç böyle bir şey olmamıştı.
But nothing special happened.
Ama özel bir şey olmadı.
But he acted as if nothing happened.
Ama o hiçbir şey olmamış gibi davrandı.
But nothing ever happened in there.
Ama orada hiç bir şey olmadı.
Maybe I'm just lucky, but nothing like that ever really happened to me.
Belki de şanslıyımdır ama başıma hiç öyle bir şey gelmedi.
but nothing serious 18
but nothing 143
but nothing more 20
but nothing else 30
but nothing like this 34
nothing happened 754
happened 142
but nice 57
but no 1574
but not today 139
but nothing 143
but nothing more 20
but nothing else 30
but nothing like this 34
nothing happened 754
happened 142
but nice 57
but no 1574
but not today 139
but now 1634
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not 178
but not me 232
but not now 180
but not yours 20
but not too much 51
but no thanks 87
but not for me 77
but not impossible 44
but not right now 44
but not 178
but not me 232
but not now 180
but not yours 20
but not too much 51
but no thanks 87