But we're okay traduction Turc
720 traduction parallèle
You know, we all thought you were heinous, but you're kind of okay.
Biliyor musun hepimiz iğrenç biri olduğunu düşünüyorduk ama fena sayılmazsın.
Listen, retarded, I don't know what you're trying to tell me... but we're not budging from this spot till you learn some words, A-okay?
Dinle gerizekalı, bilmiyorum bana ne söylemeye çalışıyorsun ama... Birkaç kelime öğrenmezsen buradan bir adım öteye bile gelişemeyiz. Tamam mı?
Well, that's okay. But we understand you're planning to move to Philadelphia.
Sorun yok fakat Philadelphia'ya taşınmayı planladığınızı düşünüyoruz.
Okay, but if we're still here, can we get a ride back with you then?
Tamam, hala buradaysak... sizinle gelebilir miyiz?
That's okay, but I will just tell we're come to wish a Happy Holidays.
Sorun yok, sadece Mutlu Tatiller dilemek için geldiğimizi söyleyeceğim.
Look, I'm sorry, but we're in a real hurry, okay?
Bakın üzgünüm, ama çok acelemiz var, tamam mı?
I don't know whether a post card from Laguna means we're speaking again but call me when you get in, okay?
Laguna'dan gönderdiğin kart barışma anlamına mı geliyor bilmiyorum ama gelince yine de ara, tamam mı?
Okay, we're broke, but we're not starving.
Tamam, parasız kaldık ama aç değiliz.
Okay, but I still don't understand why we're not taking direct samples.
O halde, neden örnek almıyoruz.
Okay, but we're getting away from the point of this family thing.
Bud huzurevinde üç kartlı Monte Carlo pokeri oynatıyor.
But we're meeting tonight, so that's okay.
Ama akşam buluşacağız, yani sorun yok.
Okay, but now we're even.
Tamam, ama şimdi eşitiz.
But once we're going, okay. Once it's all happening what do we need him for then?
Ama başladıktan sonra, artık her şey ilerlerken ona ne diye ihtiyacımız olsun ki?
I know you're nervous, but we've done this a hundred times, okay?
Gergin olduğunu biliyorum ama bunu belki de yüz kez yaptık.
We're gonna play a special game, but you can't tell anybody ever, ever, ever, okay?
Özel bir oyun oynayacağ ız, ama kimseye söylememelisin. Asla ama asla. Tamam mı
Okay, but we're playing with my cards.
Tamam, ama şimdi kartlarımla oynuyoruz.
I'm afraid we're gonna have to get goin', but... I'm gonna have to steal your car, but I'm gonna be leaving you mine, okay?
Korkarım harekete geçmemiz gerekiyor arabanızı çalmak zorunda kalacağım ama size benimkini bırakacağım tamam mı?
I'm sure he would, but until he gets back, we're gonna see what we can do, okay?
Eminim halledecektir ama o geri dönene kadar, biz ne yapabiliriz ona bir bakalım, tamam mı?
L - I just need to run a few more tests, but I think we're gonna be okay.
Birkaç test daha yapmam gerek, ama merak edilecek bir şey yok.
Okay, we're going to work on that, but it's going to take some time. - No. Come on, let's go.
- Üzerinde çalışacağız, zaman alacak.
Okay, but if I'm right, then we're not just looking for a serial murderer.
Tamam ama eğer ben haklıysam, sadece bir seri katil aramıyoruz.
Okay, but after that, we're shooting some pool.
Pekâlâ, ama ondan sonra bilardo oynayacağız.
I think we're okay, but we'll let him finish.
Sanırım sorun yok ama bırakalım bitirsin.
We're still trying to determine the nature of the malfunction but the important thing is you're okay.
Hâlâ arızanın sebebini bulmaya çalışıyoruz ama önemli olan senin iyi olman.
But we're okay.
Ama şimdi iyiyiz.
The road's down, but we're okay.
Yol çöktü, ama biz iyiyiz.
Okay. But we're not gonna let you do your little job here.
Ama buradaki küçük işini yapmana izin vermeyeceğiz.
Okay, so what I told people is that we met in college, but we were just friends and that we re-met at this reunion thing, like, 5 years later.
İnsanlara, üniversitede tanıştığımızı ama o zamanlar sadece, arkadaş olduğumuzu 5 yıl sonraki okul buluşmasında, tekrar karşılaştığımızı söyledim.
I know we haven't seen a lot of each other lately and that's okay but we're Griswolds.
Biliyorum son zamanlarda birbirimizi çok göremedik bu tamam ama biz Griswold'larız.
Okay, look, we're not exactly on the best terms right now, but... they've got your dad.
Şu sıralar aramız iyi değil, bunun bilincindeyim ama babanı yakaladılar.
Okay... but we're all going down there together.
- Peki. Ama oraya birlikte gidiyoruz.
- Okay, but it's not okay to rip up toys when we're angry.
Tamam, ama kızgın olduğumuzda oyuncakları parçalamak doğru değil.
Look, I'm very sorry, but we're gonna have to raise our hands before we ask a question, okay?
Üzgünüm ama ellerimizi kaldırmamız gerekecek... Soru sormadan önce el kaldırın.
I mean, it's probably just my own pathetic insecurity but I wanted a quick postmortem on last night, make sure you're okay on what we talked about.
Demek istediğim bu muhtemelen benim dokunaklı güvensizliğim ama dün gece olanlar hakkında bir sey ögrenmeliyim, dün konustuklarımız konusunda iyimisin.
Joey, I know we're not speaking right now, okay? But if we were I would tell my best friend who was too afraid to get up in front of class for show-and-tell how incredibly proud I am of her.
Biliyorum, şu anda ne yeri ne de zamanı, ama... en iyi arkadaşıma... sınıfın önünde ayağa kalkıp konuşmaktan bile korkan arkadaşıma... onunla ne kadar gurur duyduğumu söylemek isterim.
We're probably a little too late for the movie, but that's okay.
Muhtelemen film için çok geç, am çok da önemli değil.
Okay, but see, we're kind of in a hurry here.
- Tamam, ama... Biraz acelemiz var.
But that doesn't change the fact that we're in deep shit, okay?
Ama bu, boka battığımız gerçeğini değiştirmiyor.
Okay, we're going to do an equipment check, but I'm going to call my mom.
Tamam, ekipman kontrolü yapacağız, ama önce annemi arayacağım.
But I'm fine, and we're both okay.
Ama iyiyim, ikimiz de iyiyiz.
But we're okay over 80.
Ama 80'in üzerinde endişe etmiyoruz.
No, but we're gonna get through this, Robin, okay?
Hayır. Ama bunu atlatacağız Robin. Tamam mı?
Okay, but we're safe, right?
Güvendeyiz değil mi?
Okay, but I don't want people thinking we're robosexuals.
Tamam fakat, insanların bizim roboseksüel olduğumuzu düşünmeleirini istemem.
We're waiting, but I think she's gonna be okay.
Beklemedeyiz, ama sanırım iyi olacak.
Okay. but we're really in a hurry. so go get a cab.
Acele edelim, taksi çağır.
Okay, yes, you are, you are, but you're our workaholic, and we're very proud of you.
Peki, evet, öylesin, öylesin, fakat hepimiz öyleyiz, ve seninle gurur duyuyoruz.
Okay, okay, I know we talked about this... but you're a man, and you have to understand- -
Tamam, tamam. Bunu konuştuğumuzu biliyorum. Ama sen de bir erkeksin ve anlamalısın...
Okay, but we're Armenians.
İyi ama kardeşim. Biz Ermeni'yiz.
Okay, so no offence to the whitelighter, but we're going with the Demon of Anarchy, right?
Tamam, beyaz ışıklı üstüne alınmasın ama Anarşi İblisi'nde karar kıldık, değil mi?
Okay, they're very scary, but they're gonna come after us instead of Kate at midnight, so all's we have to do is go home and wait for them.
Pekala, çok korkutucular ama gece yarısı Kate yerine bizim peşimizden gelecekler yani tek yapmamız gereken eve gidip gelmelerini beklemek.
but we're friends 22
but we're good 22
but we're running out of time 36
but we're not 95
but we're fine 24
but we're 61
but we're here 29
we're okay 367
okay 330588
okay then 423
but we're good 22
but we're running out of time 36
but we're not 95
but we're fine 24
but we're 61
but we're here 29
we're okay 367
okay 330588
okay then 423
okay fine 38
okay so 17
okay everyone 17
okay now 42
okay guys 32
okay what 33
okay well 32
okay okay 104
okay look 22
okay okay okay 18
okay so 17
okay everyone 17
okay now 42
okay guys 32
okay what 33
okay well 32
okay okay 104
okay look 22
okay okay okay 18
but why 1666
but why not 79
but why me 74
but why are you here 25
but why now 44
but why you 19
but why here 30
but what 850
but we haven't 20
but what about 35
but why not 79
but why me 74
but why are you here 25
but why now 44
but why you 19
but why here 30
but what 850
but we haven't 20
but what about 35