Cause i was traduction Turc
4,279 traduction parallèle
Cause I was hungry.
Çünkü acıkmıştım.
I didn't get no one sick'cause I was never sick me-self.
Ben kimseye hastalık bulaştırmadım. Çünkü ben hiç hasta olmadım.
'Cause I was thinking maybe we should get dessert to go.
Çünkü tatlıları paket yaptıralım diyordum.
Bad things happened'cause I was scared.
Ben korktuğum için kötü şeyler oldu.
'Cause I was waiting for you.
Sizi bekliyordum çünkü.
'Cause I was gonna say, it's awesome.
Çünkü mükemmel bir şapka diyecektim.
Um, I'm just callin''cause I was curious if you were still, you know, like sellin the greenery,'cause, um,'cause I'm lookin to buy some greenery, so...
Ben diyorum çünkü bilirsin şey.. yeşillik satıp - satmadığını merak ediyorum. Çünkü. um,
I wish he had told me it was'cause I was, like, unlikeable or mean or unfunny but not my sex.
Keşke hoşlanılamayacak biri, kaba, ya da espriden anlamayan biri olduğum için istemediğini söyleseydi. Seks yüzünden değil.
Brittany doesn't count'cause I was in love with her.
Brittany sayılmaz çünkü ona aşıktım.
I have clawed, killed my way to the front of the pack, and when I got there, it didn't mean a damn thing,'cause I was alone.
Liderliğe giden yolda yoluma çıkan herkesi öldürdüm sonra oraya vardığımda ise hiçbir şey ifade etmiyordu çünkü yalnızdım.
I'm not touching anything in here,'cause I was never vaccinated...
Buradaki hiçbir şeye dokunmam çünkü hiç aşı olmadım...
Your performance at the marshals office. Moved to tears'cause he was missin'was just so I'd take care of your problem for you.
Kayıp diye gözü yaşlı Federal şerif teşkilatına geldin ki problemini senin için halledeyim.
You know, when I think back on it, I think I probably ended up getting heat stroke'cause the tent was like 1,000 degrees.
Bilirsin, şimdi düşününce, sanırım büyük ihtimalle sıcaklık yükseldi çünkü çadır 1,000 derece gibiydi.
'Cause you know what the message that I got was?
Çünkü aldığım tek mesaj var.
The problem was this morning. I kept waking up thinking I should call her'cause I want to see her again.
Bu sabah uyanıp durdum, onu tekrar görmek istediğim için onu sürekli aramak istedim.
Also, I was thinking you could move me into the other bedroom, the one closer to the bathroom,'cause you know how often I have to go now.
Ayrıca, beni diğer yatak odasına yerleştirebilirsin diyordum banyoya yakın olan odaya, çünkü biliyorsun artık çok sık gideceğim.
I have vague memories of my father telling me how difficult it was to get a lease'cause Aaron had no credit and he dropped out of college.
Babamın evi ayarlamanın ne kadar zor olduğundan bahsettiğini anımsıyorum, zira kredisi yoktu ve üniversite terkti.
'Cause it was snowing and I'm not gonna catch a ride in the middle of a corn field in a damn snowstorm.
Kar yağıyor, dağ başında kar fırtınasının ortasında kimi bulup geleceğim, olmaz.
I think he was meant to carry out orders by a superior, someone who's willing to use one of the world's most deadly viruses to further their cause.
Dünyanın en ölümcül virüsünü yaymayı hedefleyen patronunun emirleri doğrultusunda, taşıyıcı olmak için görevlendirildiğini düşünüyorum.
Well,'cause last I checked we were dead-broke and we don't have a place to stay, so I was thinking maybe your little spooky routine might be able to hustle us up some options.
Cebimizde tek kuruş yok, kalacak bir yerimiz de yok. Belki de o tuhaf şeylerinden birini yaparak bize biraz yardımcı olabilirsin.
Oh, well that's good.'Cause I thought it was gonna be difficult.
Peki, bu iyi. Çünkü ben de zor bir şey olacak sandım.
I was sitting here deciding whether I should tell you guys or just... run by myself'cause the odds were better.
Burada oturup size anlatsam mı yoksa kendi başıma kaçıp riski azaltsam mı diye düşünüyordum.
A chaperone is what you would have if, say, I thought you were using the Monroe house for personal business, but, of course, that's ridiculous,'cause, of course, I know you understand that the shitstorm I was talking about before would be nothing compared to what would happen if, say, a civilian got hurt at a property that we owned.
Bakıcı, mesela Monroe'nun evini şahsi işlerin için kullandığını düşünürsem geçerli olur ama tabii ki çok gülünç olur, çünkü eğer el koyduğumuz bir mülkte bir sivil yaralanırsa demin bahsettiğim bok fırtınasının solda sıfır kalacağını senin de anladığını biliyorum.
Now, he ain't gonna be far'cause he was just about dead when I come up on him.
Çok uzakta olamaz, çünkü ben rastladığımda zaten ölmek üzereydi. Bana inanıyorsun değil mi Darryl?
'Cause I got no idea in hell how to explain to some grieving parents their son or daughter is dead because we thought enough was enough.
Biz, "bu kadarının yeterli olduğunu" düşündüğümüz için yas tutan ailelere, kızlarının veya oğullarının öldüğünü nasıl açıklayacağımla ilgili hiçbir fikrim yok.
I hit him'cause he was right.
Ona haklı olduğu için vurdum.
'Cause if my motel was being threatened by a bypass and stupid people were making jokes about it, I don't think I'd feel too good.
Çünkü benim motelim bir yan yol tehlikesi altında olsa ve aptal insanlar, bununla dalga geçse ben pek iyi hissetmezdim.
She was like, "You don't have to stop'cause he's getting older," and I was like,
Dediki, "O büyüyor diye bırakmak zorunda değilsin," ve ben de dedim ki,
Seriously, if I thought it was gonna cause all this drama, I never would've agreed to run lines with him.
Sonucunda bir drama çıkacağını bilseydim onunla dizeleri okumayı asla kabûl etmezdim.
That's why- - Well, what's the graphic part that you didn't wanna say,'cause I feel like that was like pretty head-on-the-nose.
- İşte, söylemek istemediğin - israrcı bölüm bu çünkü - Oldukça şey hissediyorum.
I had to go to the island to get it and there was this woman there and she was eating all this yogurt and she wouldn't give it to me'cause
- paketi alabilmek için adaya gittim - ve o kadın oradaydı, bütün gün yoğurt yiyordu ve - paketini bana vermedi çünkü kimlik
Well, don't tell him I was looking for him,'cause I'm not.
Onu aradığımı söyleme çünkü aramıyorum.
'Cause I knew if I knew who he really was, then he'd become a person, right?
Çünkü onun kim olduğunu bilseydim o sıradan bir kişiye dönüşürdü, değil mi?
Once when I was a teenager, I talked myself into crying myself to sleep'cause things in Africa are so grim.
Ergenlik dönemimde bir kere, kendi kendime Afrika'da işlerin çok zor olduğunu düşünüp ağlayarak uykuya dalmıştım.
I really hope we don't become communists,'cause everyone's a team, and I'd feel like I was letting the team down.
Umarım birer komüniste dönüşmeyiz çünkü onlarda her şey takım işi ve ben takımı dibe çekermişim gibi geliyor.
Yesterday I was getting in trouble for doing activities just'cause you wanted me to do them.
Dün bazı şeyleri yaparken az daha başım belaya giriyordu. Hem de sırf sen yapmamı istiyorsun diye.
'Cause when I was 10, my friends were everything to me.
Çünkü ben 10 yaşındayken arkadaşlarım benim her şeyimdi.
I told you from the very beginning, that your relationship with Jenny was going to cause problems. ( Sighs )
Sana en başından söyledim.. .. Jenny ile olan bu ilişkinin sorun olacağını.
Well, you know, you said this is a massive two-bedroom. 'Cause I thought I said it was a massive two bed... Did I?
İki tane büyük yatak odası var demiştin.
'Cause I heard he was a big son of a bitch.
Çünkü herifin yarma gibi olduğunu duydum.
I did these paintings'cause it was the only way to keep from going crazy.
Bu resimleri kendimi kafayı yemekten kurtarmak için yaptım.
I tried to kill him as soon as I realized what he was doing, but it didn't work'cause he's a telepath.
Ne yapmaya çalıştığını anlar anlamaz ben bunu denedim. ama işe yaramadı çünkü o bir telepat.
I thought'cause Jenna was Kaitlyn's friend...
Jenna Kaitlyn'nin arkadaşı diye öyle yaptım.
And I wish they would sent me to the last one I was in,'cause they didn't have so many rules and things.
Keşke beni son gittiğime yollasalardı çünkü onlarda bu kadar fazla kural yok.
♪'Cause when I lost the love I thought was mine ♪ ♪ For certain ♪
# Çünkü kaybettiğimde bulduğuma inandığım aşkı kesinlikle #
I just meant'cause Sean was there.
Sadece Sean orada olduğu için söyledim.
You know, when I was, uh, 17, I threw a brick through a plate glass window of a service station and stole a set of tyres, just'cause they was fine and I wanted'em.
17 yaşındayken benzincinin camına tuğla atıp kırmıştım ve tekerlek çalmıştım çünkü çok güzeldiler ve ben onları istiyordum.
And I have the girls tell him I'm out'cause... There was something about the way that he looked at me, like...
Kızlara ben yokum dedirtiyorum çünkü bana bakışlarında bir şeyler vardı.
'Cause if I was... you wouldn't be alive.
Çünkü eğer olsaydım, şu anda yaşıyor olmazdın.
'Cause I believe for the first time in his life, Colin was in love.
- Çünkü Colin'in hayatında ilk defa aşık olduğuna inanıyorum.
I think it's growing up in a big family...'cause everything at suppertime on the table was up for grabs.
Sanırım kalabalık bir aileden geldiğim için. Çünkü yemek masasındaki her şey herkese açıktı.
cause i love you 40
cause i can't 21
cause i just 26
cause i'm 64
cause i know 21
cause i do 33
cause i don't 63
cause it's 61
cause i 215
cause i am 21
cause i can't 21
cause i just 26
cause i'm 64
cause i know 21
cause i do 33
cause i don't 63
cause it's 61
cause i 215
cause i am 21
cause it 25
cause i'm not 41
cause if you don't 56
cause if you do 44
cause if you did 19
cause if not 24
cause if you are 29
cause i will 21
cause it's not 20
cause if it is 25
cause i'm not 41
cause if you don't 56
cause if you do 44
cause if you did 19
cause if not 24
cause if you are 29
cause i will 21
cause it's not 20
cause if it is 25
cause if so 19
i was 6414
i was born ready 48
i was wondering 516
i was just thinking about you 101
i was born here 96
i wasn't listening 61
i was here 250
i was born 51
i was just wondering 282
i was 6414
i was born ready 48
i was wondering 516
i was just thinking about you 101
i was born here 96
i wasn't listening 61
i was here 250
i was born 51
i was just wondering 282
i was thinking about you 32
i wasn't paying attention 53
i was just kidding 166
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i was kidding 211
i wasn't thinking straight 33
i wasn't expecting that 35
i wasn't thinking 181
i was just passing by 33
i wasn't paying attention 53
i was just kidding 166
i wasn't born yesterday 35
i wasn't 1177
i was kidding 211
i wasn't thinking straight 33
i wasn't expecting that 35
i wasn't thinking 181
i was just passing by 33