English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ C ] / Cause i just

Cause i just traduction Turc

4,161 traduction parallèle
Please tell me that's what you meant,'cause I just got rid of my room at the motel.
Lütfen bunu kastettiğini söyle, çünkü moteldeki odamdan çıkış yaptım.
'Cause I just found this... Jesus!
Tanrım!
Uh, are you sure you didn't see anybody today,'cause I just found...
Bugün kimseyi görmediğine emin misin? - Çünkü bunu içeride- -
But I'm only asking'cause I just moved to town.
Şehre yeni taşındığımdan soruyorum.
- Okay, look, before you close the door in my face,'cause I know you're mad and you probably don't want me here right now, just let me get this off my chest.
Tamam, bak kapıyı suratıma kapamadan önce, biliyorum bana kızgınsın ve muhtemelen şu an beni duymak bile istemiyorsun. Sadece müsaade et içimi dökeyim.
* [Moans] *'cause I can't read the number * Eight... * that you just gave me *
# # numarayı okuyamıyorum çünkü # 8... # bana onu verir misin #
I just don't want my cause of death to be another man's underwear.
Ben sadece başka bir adamın iç çamaşırıyla ölmek istemiyorum.
I'm hoping this year to have some, like, intercourse,'cause last year I just had, like, a ton of outercourse.
Bu sene biraz sikişmeyi umuyorum. Çünkü geçen sene biraz fazla sevişme oldu.
Look, can we just... Can we just start over? 'Cause I'd really like to tell you about the real me...
Her şeye baştan başlayabilir miyiz, çünkü sana gerçek benden bahsetmeyi çok isterim.
I just know.'Cause lights don't move like that if a human was doing it.
Biliyorum çünkü insan işi olsaydı ışıklar o şekilde hareket etmezdi.
Just'cause you sold our house and you're dragging me off to another city doesn't mean I'll forget everything.
Sen sırf evi satıp beni başka bir şehre yanında götürüyorsun diye bu demek değil ki olanları unutacağım.
I can't wait around here all day just'cause you ain't got no balls.
Taşaklı değilsin diye bütün gün burada bekleyemem.
Just'cause I knew your daddy, don't think I won't have you killed right now.
Babanı tanımam şuracıkta öldürülmeyeceğin anlamına gelmez.
Your performance at the marshals office. Moved to tears'cause he was missin'was just so I'd take care of your problem for you.
Kayıp diye gözü yaşlı Federal şerif teşkilatına geldin ki problemini senin için halledeyim.
Like, I had to, like, shed that scaly skin'cause it just didn't suit me anymore, you know?
Sanki üzerimdeki o pullu deriyi artık bana uymadığı için değiştirmem gerekiyor gibi.
You're not just saying that because you feel sorry for me'cause I'm, like, a victim?
Bunu, kurban olduğum için üzgün olduğundan söylemiyorsun, değil mi?
'Cause I... I guess some schmuck decided that nudity and booze at the same time's just too much fun.
Çünkü rezilin teki çıplaklıkla demlenmenin birlikte çok fazla eğlenceli olacağına karar vermiş.
'Cause she's a lesbian, and I just wanna, like, distract her.
Çünkü o lezbiyen ve ben onun dikkatini dağıtmak istiyorum.
'Cause I have this crystal-clear image in my head of her there, feet up, high heels knocking over the pen cup while she just goes to town on her clit with a pocket rocket.
Çünkü kafamın içinde billur gibi hayali var ayakları havada, topuklularıyla dizlerini kırmış aleti klitorisine dayamış, uçuyor.
Oh, and I think I just might need a shower chair,'cause who can stand with all this weight?
Ve bir de duşta kullanmak için tabure, çünkü bu ağırlıkla kim ayakta durabilir ki?
No. I asked her out'cause she's just my type.
Hayır, ona çıkma teklif ettim, çünkü tam benim tipim.
Just tell me how this ends well for me,'cause I - -
Bunun benim için nasıl sonuçlanacağını söyle.
Of course, if I sign it just because you said that, then it might cause some people to say you baited me.
Tabii, sırf bunu söylediğin için imzalarsam bazı insanların beni oltaya düşürdüğünü söylemesine neden olabilir.
I was sitting here deciding whether I should tell you guys or just... run by myself'cause the odds were better.
Burada oturup size anlatsam mı yoksa kendi başıma kaçıp riski azaltsam mı diye düşünüyordum.
Now, he ain't gonna be far'cause he was just about dead when I come up on him.
Çok uzakta olamaz, çünkü ben rastladığımda zaten ölmek üzereydi. Bana inanıyorsun değil mi Darryl?
- Oh, I know, Diane,'cause you're a Doctor and Juniper is just a shaman / healer.
- Anlıyorum tabii Diane çünkü sen doktorsun ama Juniper ise şaman şifacı.
Just... trying to find a stripper'cause I am throwing Elodie a bachelorette party tonight!
Sadece, bir striptizci bulmaya çalışıyorum çünkü Elodie'nin bekarlığa veda partisini ben düzenliyorum.
I could just see making some big mistakes, just taking things a little personally and feeling like he had to prove himself, you know, by yelling the loudest and doing the most damage, taking the most scalps... Make sure people took him seriously'cause nobody does.
Bazı şeyleri kişisel algılayarak bağırıp çağırarak, etrafa zarar verip kendini kanıtlama ihtiyacı duyarak en çok kelleyi uçurarak birilerinin onu takmasını isteyebilir çünkü kimse takmıyordur.
I spoke to the sheriff, did some poking around in his background, just'cause I'm nosy, uh...
Şerifle konuştum, sabıka kaydını filan araştırdım. Maydanoz olmayı severim.
Just a little unsolicited advice, just because I've been there... be careful'cause payback is the biggest bitch when it consumes you.
Sadece küçük bir tavsiye ben de yaşadığım için dikkatli ol çünkü ödeşmek büyük bir kaltak gibi seni tüketir.
Just'cause I scared Abaddon out of Remy's life doesn't mean that Luke and Olivia are off-limits.
Hortlağı korkutup Remy'den uzaklaştırmış olmam demek Luke ve Olivia'yla uğraşmayacağı anlamına gelmiyor.
Just stop talking'cause I don't want to hear.
Konuşmayı kes, çünkü duymak istemiyorum..
No, I'm not crying, I'm just shaking,'cause I can't believe how lucky I am.
Hayır ağlamıyorum. Titriyorum. Ne kadar şanslı olduğuma inanamıyorum.
I just didn't want to say anything,'cause I wanted to go.
- Gitmek istediğim için bir şey söylemedim sadece.
Um, I'm just callin''cause I was curious if you were still, you know, like sellin the greenery,'cause, um,'cause I'm lookin to buy some greenery, so...
Ben diyorum çünkü bilirsin şey.. yeşillik satıp - satmadığını merak ediyorum. Çünkü. um,
I've asked them to increase the bandwidth down here,'cause the connection just... oh, wait.
Band genişliğini onlardan arttırmalarını istedim. Çünkü bağlantı biraz...
Just'cause I'm in the picture doesn't mean you have a "get out of jail free" card, okay?
Çünkü, resmin içinde benim de olmam "hapishaneden serbest çıkış kartın" olduğum anlamına gelmez, tamam mı?
Well, that would just be annoying'cause I would want to concentrate so...
Şey, aslında oynarken konsantre olmak isteyeceğimden bu biraz sinir bozucu bir şey oluyor...
'Cause I'm already here, so... Yeah, why can't you just fuck her face off right now?
- Evet, neden hemen burada ağzını yüzünü sikmiyorsun?
I just feel a bit uncomfortable telling you'cause you've got this... spoon on your nose.
Ama biraz rahatsız hissediyorum, çünkü burnunda bir kaşık tutuyorsun.
You probably think I'm rubbish at sex, but that's just'cause I wasn't interested in having sex with you.
Muhtemelen sekste berbat olduğumu düşünüyorsundur ama bunun sebebi seninle sevişmekle ilgilenmiyor olmam.
Yesterday I was getting in trouble for doing activities just'cause you wanted me to do them.
Dün bazı şeyleri yaparken az daha başım belaya giriyordu. Hem de sırf sen yapmamı istiyorsun diye.
You're just trying to grab it out of my hand. - Only'cause I really need it. - So do I.
İki çifte çağrı mı yaptın?
'Cause... I'm just jealous of your awesome life.
Çünkü senin harika hayatını kıskanıyorum.
I just wanted to spend some time alone together'cause no one's home.
Evde kimse olmadığı için senle baş başa zaman geçirmek istedim.
I just meant'cause Sean was there.
Sadece Sean orada olduğu için söyledim.
You know, when I was, uh, 17, I threw a brick through a plate glass window of a service station and stole a set of tyres, just'cause they was fine and I wanted'em.
17 yaşındayken benzincinin camına tuğla atıp kırmıştım ve tekerlek çalmıştım çünkü çok güzeldiler ve ben onları istiyordum.
Just'cause you let them rule your life doesn't mean I'm gonna let them rule mine.
Sırf senin hayatına hükmetmelerine izin veriyorsun diye, ben de izin vermeyeceğim.
I'm just a little nervous'cause you're so beautiful.
O kadar güzelsin ki biraz tedirginim.
'Cause if you're not, I got to say, you sound like you just stepped out of a bad country song,
Çünkü geçmiyorsan kötü bir country şarkısından fırlamış gibi olduğunu...
'Cause I can work just as hard as ever.
Çünkü çok çalışabilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]