Clear the way traduction Turc
698 traduction parallèle
Clear the way.
Yoldan çekilin.
Clear the way!
Açsana yolu!
Clear the way.
Yolu açın.
Clear the way Watch out, kindly step aside
# Yol verin, dikkat edin, usulca yana çekilin.
Clear the way for Master Tobei!
Efendi Tobei için yolu açın!
Why did you clear the way for Frisky?
- Neden, Bersagliera için iyi şeyler söyledin?
Clear the way!
Yolu boşaltın!
Wait, I'll clear the way.
Bekleyin, ondan kurtulayım.
All right, let's clear the way for him.
Yolu açalım.
The cavalry should have gone first to clear the way.
Süvariler yolu açmak için önden gitmeliydi.
Clear the way there!
Orayı boşaltın!
Clear the way! Let him through!
Bırakın geçsin!
- Sergeant, clear the way for my car.
- Arabamın yolunu açın.
Let's clear the way here.
Yolu açalım.
Clear the way!
Yolu açın!
Clear the way for new ideas.
Yeni düşünceler için yolun açılması.
Clear the way.
Çekilin. Yolu açın. Çekilin.
Clear the way
Yolu açın!
. Clear the way!
Yolu boşaltın!
Clear the way, please.
Yolu açın, lütfen. Hiç bir şey söylemeyin, efendim.
- Clear the way.
- Yolu açın.
Clear the way!
Yol açın! ´
Clear the way! Clear the way!
Yolu açın, yolu açın!
Open up. Clear the way.
Açılın, yolu açın.
It became clear that these volcanoes were part of a single vast chain of volcanic mountains that runs down the middle of the world's ocean basins, all the way around the planet.
Bu volkanların, tüm gezegenin çevresi boyunca dünya'nın okyanus çanaklarını saran tek bir muazzam volkanik dağ sırasının parçaları olduğu açığa çıktı.
The Way's clear ahead, Zeke. You scout'em.
- Yol temiz, Zeke.
The way is clear ahead.
Önünüzdeki yol temiz.
Can't you realize the only way I can clear myself is to expose these spies?
Kendimi aklamamın tek yolunun o casusların foyasını ortaya çıkarmak olduğunu anlamıyor musun?
Is you and Dude gonna get married clear all the way or just by leave of the county?
Sen Dude'la evlenince nikâh kıyacak mısınız yoksa ilçe izniyle mi evleneceksiniz?
For the first time, I saw a way to get clear of the whole mess I was in... and of Phyllis, too, all at the same time.
İlk defa içine battığım pislikten kurtulma fırsatı bulmuştum Ve Phyllis'ten, bir taşla iki kuş.
It's the only way to clear you.
Seni aklamanın tek yolu bu.
We want to clear up this Bundy case one way or the other.
Şöyle ya da böyle şu Bundy davasını aydınlatmak istiyoruz.
I know, but there's good water clear all the way up to the Red.
Biliyorum. Ama yol boyunca Kolorado'ya kadar temiz su var.
We had to clear away this morning, and then I ran all the way so's to be here in time.
Bu sabah bitirmiş olmalıydık ve sonra zamanında yetişebilmek için tüm yolu koştum.
Yet if you strike him down, then the way will be clear, a precedent established, for someone to strike down the next Pharaoh.
Ona vurup, devirdikten sonra, Başkanlık yolu açık olacaktır, onu vurup deviren yeni Firavun'a!
I shall be perfectly happy to help you in any way I can provided we can clear up this one little matter of the house.
Size elimden geldiğince her konuda seve seve yardım ederim ama önce şu küçük meseleyi, yani ev meselesini halletmemiz gerekiyor.
The way is clear.
- Kaç! Yolun açık.
By the way, you stay clear of that woman.
Bu arada, o kadından uzak dur.
He's trying to drive us clear out of business, the way he's done to the others.
Bizi piyasadan silmeye çalışıyor. Tıpkı diğerlerine yaptığı gibi.
We had a clear run all the way down from Lincoln.
Lincoln'den bu tarafa yol çok açıktı.
The way I see it... you and me clear some of this scum up on the island.
Gördüğüm kadarıyla sen ve ben adadaki bu avanakları ayıklarız.
Once I get Smiler Grogan out of the way, my desk is clear. I'd like to take a three-week vacation.
Smiler Grogan dosyası kapandıktan sonra üç hafta tatil yapmak istiyorum.
It's the only way I can clear my name.
Adımı temizlememin tek yolu bu.
I have a great dream, but the way to this dream is not clear.
"Büyük bir hayalim var, ama bu hayalimin yolu açık değil."
Guards, clear that out of the way.
Muhafızlar, kaldırın şunu ortalıktan.
- It's clear, sir, all the way through to New York.
- New York'a kadar bütün yol boyunca açık, efendim.
Perhaps you could see your way clear to sponsoring one of the children's teams.
Belki çocukların takımlarından birine destek olabileceğinizi göreceksiniz.
The way is clear now!
Yol açık şimdi.
All right, you people, clear out of the way.
Pekâlâ beyler, yolu açın.
Says he'll double it by next year if all the yards get out of his way for a clear field to fire.
Dediğine göre gelecek yıl bütün dağlılar temiz bir atış alanı için yolundan çekilirse iki katı olacak.
They entered the castle and marched up the wide marble stairs clear to the high alone turret on top where they could see all the way home.
Şatoya girip geniş mermer merdivenleri geçerek ta yuvalarını görebildikleri yüksek kuleye kadar çıktılar.
clear the table 19
clear the area 71
clear the air 23
clear the room 54
clear the court 17
clear the bridge 17
the way i see it 340
the way you talk 19
the way of the future 27
the way i look at it 29
clear the area 71
clear the air 23
clear the room 54
clear the court 17
clear the bridge 17
the way i see it 340
the way you talk 19
the way of the future 27
the way i look at it 29
the way i figure it 33
the way things are going 26
the way things are 19
the way 34
the way i heard it 23
wayne 745
ways 66
wayland 30
waylon 24
way to go 1028
the way things are going 26
the way things are 19
the way 34
the way i heard it 23
wayne 745
ways 66
wayland 30
waylon 24
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
way better 36
way down 31
way too long 22
way trip 38
way mirror 27
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
way better 36
way down 31
way too long 22
way trip 38
way mirror 27