Close by traduction Turc
1,678 traduction parallèle
They forget the Soviet threat was real and close by.
Sovyet tehlikesinin ne denli gerçek ve yakın olduğunu unuttular.
We find Angela, Nikki's bound to be close by, OK?
Angela'yı bulursak, Nikki'yede yaklaşmış oluruz, tamam mı?
Even though all the neighbours live close by.
Komşularının bu kadar yakın oturmasına rağmen.
Tower must be close by.
Verici yakınlarda olmalı.
I also wanted to be close by just in case, you know, he got dosed and taken advantage of.
Ayrıca yakınında bulunmak istedim, bilirsiniz kafayı bulur da birileri onu kullanır diye.
Oh, a home improvement store is close by.
Yakında ev döşeme için her şeyin satıldığı bir kuruluş var.
I'm close by.
Yaklaştım.
So the heist must be close by.
Yani vurgun yakında olacak.
He wants you to keep it close by.
Yanından ayırmamanı istiyor.
- Time out, 1 2 : 21. - Hey, that's close by.
- İhbar, 12 : 21 sularında yapılmış.
I don't wanna bother you with the details but usually there's a transmitter plate close by.
Senin canını detaylarla sıkmak istemem ama genellikle yakınlarda verici bulunur.
China is not so close by.
Çin o kadar yakın değil ki.
There is a snake. His pit must be close by.
bir yılan var.
There's gotta be a pound close by, huh?
Bu civarda bir tane olmalı, değil mi?
Cy and Darlene - they lived close by...
Cy ile Darlene. Yakinda oturuyorlardi.
I live close by and this is a great place to meet women with low self-esteem.
Burası kendine güveni düşük kadınlarla tanışmak için harika bir yer.
Like all snakes his eyesight is not good but he can tell from the taste of the air that she is close by.
Tüm yılanlar gibi görme duyusu pek iyi değil ama havanın tadından dişinin yakında olduğunu anlayabiliyor.
I'm surprised zedd didn't tell me we were close by.
Zedd'in bu kadar yakın olduğumuzu bana söylemeyişine şaşırdım.
I was close by, so I had them touch it up a bit.
Yakınlardaydım bende bir baktırıverdim.
- So you might wanna stay close by.
- Evde kalsan iyi olur.
He lives close by.
Yakın bir yerdeydi evi.
I know you don't like valet parking, kitt, but I need you close by.
Valenin parketmesini sevmediğini biliyorum Kitt, ama yakında sana ihtiyacım var.
I know one land expert and he's close by.
Sadece toprakları değil, saygınlığımızı da kaybedebiliriz.
So it's possible they were staying close by.
Yani yakın bir yerde kalmış olmaları mümkün.
I'll be close by.
Yakınlarda olacağım.
Are they close by?
Yakındalar mı?
I'm really close by.
Sana epey yakınım.
No, I want them to be close by.
- Hayır, onları yakınımda istiyorum.
We'll be pretty close by the end of the day.
Günün sonunda fazlasıyla samimi olmuş olacağız.
I wanted to be close by in case you need me.
Yardımıma ihtiyacın olur diye yakın olmak istedim.
We have a new command post ready for your approval. It is close by.
Teşriflerinizi bekleyen yeni bir komuta merkezimiz var Çok uzak değil.
On the grounds of your close and forbidden degree of affinity to another woman known carnally by the King.
Kral'la cinsel münasebette bulunmuş bir hanımla olan akrabalığınız sebebiyle.
It is better to close the neckline and not becoming infected by any disease
Ya da dekolte yerine cilt hastalıkları...
Our solar system has always been fertile ground... for science fiction writers... but with exponential advances in telescopic technology... and close encounters by unmanned probes... the curtain has now been lifted on a new ballet of moons.
Güneş sistemimiz her zaman bilim kurgu yazarları için çok besleyici olmuştur. Ama teleskop teknolojisinin büyük yardımlarıyla ve insansız araçlarla onlara yaklaşıyoruz. Yeni uydu balesinin perdesi şimdi açılıyor.
career girl by day, and by night, a long line of meaningless affairs with guys who wouldn't remember you if they bumped into you on the street. am i close?
Gündüzleri iş kadını ve geceleri sana yolda rastlasalar seni hiç hatırlamayacak erkeklerle geçen uzun aşk geceleri. Yaklaştım mı?
Basically, a mile long Berillium tube, we discovered in Philadelphia, that by applying electro-magnetic energy, we could create a tactionic field inside the tube that spins at close to the speed of light.
basitçe, 1 mil uzunluğunda Berillium borusu. Philadelphia da keşfettik electro-magnetic enerji kullanarak, tektonik alan yaratabiliriz bu borunun içinde ışık hızına yakın dönebilen.
- Could arrange them by color it close.
- Renklerine göre ayarlanır.
By myself, I probably only have two farmers that I talk to, that are close to me.
Hala konuştuğum iki çiftçi kaldı sadece.
The Iraqi are so close, one of them stubs a toe in the shower, by the time he's dry five of his cousins are at his front door to ask if he's okay.
Iraklılar o kadar sıkı fıkı ki, bir tanesi duşta parmağını incitse adam kurulanana kadar beş kuzeni iyi mi diye sormaya gelir.
By swimming close together, and only reacting to the movement of their neighbor, every single fish contributes to this "shoal intelligence".
Birbirlerine yakın yüzerek ve her biri yanındaki balığın hareketine tepki vererek her bir balık bu "sürü zekâsı" na katkıda bulunur.
So now you're telling me each victim was killed by someone close to them?
Yani, tüm kurbanların yakınları tarafından öldürüldüğünü mü söylüyorsun?
The dropped meal is tracked down mainly by smell, the viper using its forked tongue to taste the air until it is close enough to see its quarry.
Yere düşen yemek kokuyla takip ediliyor. Engerek, çatallı dilini kullanarak avını görebileceği mesafeye gelene kadar havayı kokluyor.
- How close are they? - Not close enough to go by Jumper, if that's what you're thinking.
- Jumper'la gitmek için çok uzak, eğer onu düşünüyorsan.
But the survivors are now too close to be affected by the ship's weapons, and they can attack at will.
Ama hayatta kalanlar artık geminin silahlarından etkilenmeyecek kadar yakınlar ve istedikleri gibi saldırabilecekler.
I think there's a tavern close-by.
Sanırım yakınlarda bir han var.
More Wraith close-by.
Yakınlarda daha çok Wraith var.
I'll be close-by.
Ben yakınlarda olacağım.
"YET I FEAR IF I COME TOO CLOSE, I'LL BE CONSUMED BY YOUR FIRE."
"... ama yine de çok yaklaşırsam ateşinin beni tüketmesinden korkuyorum. "
Nice close-up, by the way.
Bu arada, güzel yakın çekim.
I would by lying if I said that this is what I thought I would be doing, or even remotely close to what I thought that I'd be doing.
Bunu veya buna benzer bir şeyi yapmayı hep istediğimi söylersem yalan söylemiş olurum.
I live close-by.
Yakında oturuyorum.
by the way 9822
byron 205
byers 25
bye bye 239
bye for now 50
by the sea 31
bye then 84
by the end of the week 21
bygones 81
by the power vested in me 31
byron 205
byers 25
bye bye 239
bye for now 50
by the sea 31
bye then 84
by the end of the week 21
bygones 81
by the power vested in me 31
by then 159
bye now 202
by the end 42
by the grace of god 46
by the river 32
by any chance 561
bye forever 30
bye to me 16
by the sound of it 17
by now 279
bye now 202
by the end 42
by the grace of god 46
by the river 32
by any chance 561
bye forever 30
bye to me 16
by the sound of it 17
by now 279
bye mom 21
by me 131
by my side 27
byes 156
bye to you 39
by this time 33
by that time 70
by myself 167
by god 340
bye dad 20
by me 131
by my side 27
byes 156
bye to you 39
by this time 33
by that time 70
by myself 167
by god 340
bye dad 20