English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ D ] / Doesn't count

Doesn't count traduction Turc

1,123 traduction parallèle
That still doesn't count.
Bu, soygun sayılmaz.
Well, it doesn't count.
O sayılmaz bir kere.
- Your vote doesn't count.
- Senin oyun yok.
I won't say another word... yes... just meaning well doesn't count, does it?
Susacağım... Tabii, tabii. Senin için neyin işe yaradığı önemli değil.
Look, first love doesn't count.
Bak, ilk aşk sayılmaz.
But it doesn't count because I didn't mean to.
Ama bu sayılmaz çünkü amacım bu değildi.
Well, high school, but, you know, that doesn't really count.
Sorun bu. Sadece lisede öğrenmiştim.
It doesn't count.
Bu sayılmaz.
My word doesn't count anymore?
Kelimelerimin hiç değeri yok mu artık?
Forget what you've got in your pockets now, that doesn't count.
Tamam cebinizde ne olduğunu unutun, sayılmıyıyacak artık.
- You didn't ask for it so the blanket doesn't count.
- Battaniye istememiştin, o sayılmaz.
She doesn't count.
O sayılmaz. Hadi gidelim.
- It doesn't count.
- Sayılmaz.
- Doesn't count?
- Sayılmaz mı?
It doesn't count.
Sayılmaz.
- Nearly doesn't count.
- "Neredeyse" geçerli değil.
Oh, Milhouse doesn't count.
Milhouse sayılmaz.
It just doesn't count.
Yalnız oyun geçersiz.
That doesn't count.
Bu sayılmaz.
Oh, come on, that doesn't count.
- Altı. O sayılmaz.
- "Pruples" doesn't count.
Kaçmak sayılmaz.
Why doesn't that count?
- Neden geçerli değil?
What are we teaching here if that doesn't count?
Bunun bir önemi yok mu?
- That doesn't count.
- Bu sayılmaz.
Well if a fetus is a human being how come the census doesn't count them?
Eğer fetüs bir insan ise nasıl oluyor da nüfus sayımında sayılmıyorlar?
- Yelling it during sex doesn't count.
- Seks sırasında anırmak sayılmaz.
I swear I won't tell anyone. No, it doesn't count until you shake my hand.
Kimseye söylemeyeceğime yemin ederim
Pheebs, that's great. Doesn't count.
Pheebs, bu harika ama sayılmaz.
Stroking the big screen at Sears doesn't count.
Sears Kuleleri'ndeki dev ekranı okşamak sayılmaz.
- No, Peg, that doesn't count!
- Hayır Peg. Bu sayılmaz!
I think so, but then I suppose my opinion doesn't really count.
Sanırım öyle, ama benim görüşüm gerçekten sayma.
Doesn't count.
O sayılmaz.
- Yes, it did, but it doesn`t count.
- Evet gitti, ama o sayılmıyor. - Güzel.
Doesn't life count for anything?
Yaşamın bir önemi yok mu?
Truth doesn't count in law... but proof.
Gerçeğin, hukukta geçerliliği yoktur. ... ama kanıt.
Direct quote. Doesn't count.
Doğrudan alıntı, sayılmaz.
But you aren't a woman. Credibility doesn't count with them.
Ama sen bir kadın değilsin.
- Having two faces doesn't count.
- İkili oynamak sayılmaz.
That doesn't count.
O sayılmaz.
- This doesn't count.
- Bu sayılmaz.
I suppose being your father doesn't count, huh?
Sanırım senin babanım, öyle değil mi?
Time doesn't count.
Zaman etkili değildir.
Package doesn't count?
Paketin bir önemi yok. Hepsi de birbirinin- -
That doesn't count!
Durun, bu sayılmaz!
That doesn't fucking count, dammit!
Bu sayılmaz kahrolası!
Might I know, Count... what great honour made you choose us? Doesn't Morrel.
Söyler misiniz, Kontum bizi seçmenizi nasıl bir şerefe borçluyuz?
The Count of Monte Cristo doesn't try He succeeds
Monte Cristo Kontu denemez. Üstesinden gelir.
That doesn't count.
Unutalım.
Otherwise, your opinion doesn't count.
Aksi takdirde fikirlerinizin bir değeri yok.
High school doesn't count.
lise sayılmaz.
- Doesn't that count?
- Bunun bir anlamı yok mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]