English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ E ] / Eight years old

Eight years old traduction Turc

523 traduction parallèle
I'm eight years old today.
Bugün 8 yaşına girdim.
I was only eight years old then.
O zaman sadece sekiz yaşındaydım.
Twenty-eight years old.
27-28 yaşlarında, Beyaza keten elbiseli.
Iris was eight years old.
Iris sekiz yaşındaymış.
FOR A LITTLE KI D, EIGHT YEARS OLD, WITH A DIRTY FACE WHO HAPPENS TO LOVE MODEL SH I PBU I LDING JUST THE SAME AS I DO.
Bir de sekiz yaşında, eli yüzü kirli, maket gemileri benim kadar seven bir çocuk için yaptığım Old Ironsides'ı bitireceğim.
Mrs. Addams, your children are six and eight years old...
Bayan Addams, çocuklarınız, altı ve sekiz yaşlarında...
For one thing, it was first exhibited in 1910 when Bonnet was eight years old.
Zaten, ilk olarak 1910'da Bonnet 8 yaşındayken sergilenmiş.
She was eight years old when he went to prison.
Hapise girdiğinde kız sekiz yaşındaymış.
You know? I know because I saw this when I was eight years old.
Biliyorum, çünkü orayı 8 yaşındayken görmüştüm.
She can't be more than eight years old.
- Duke! Hayır, Duke. Aç.
It wasn't until I was eight years old that I figured out my name wasn't "Shut Up."
Adımın "Kapa çeneni" olmadığını sekiz yaşıma kadar anlayamadım.
- Yeah. I was eight years old.
- Evet, sekiz yaşındaki halim.
Ding Qi, twenty eight years old
Ding Qi, 28 yaşında
Fifty-eight years old.
58 yaşında.
I know it's silly, but I was only eight years old.
Budalaca bir şey, ama yalnızca sekiz yaşındaydım.
I was only eight years old.
Daha sekiz yaşındaydım.
I had one when I was eight years old.
Sekiz yaşındayken benim tüfeğim vardı.
About eight years old.
Sekizdi sanırım.
I've raised her since she was eight years old.
Sekiz yaşından beri onu ben büyüttüm.
If you guys ever have kids, and one of them, when he's eight years old, accidentally sets fire to the living room rug,
Eğer bir gün çocuklarınız olursa ve bir tanesi sekiz yaşındayken yanlışlıkla oturma odasını ateşe verirse
I HAVEN'T SEEN THIS SINCE I WAS EIGHT YEARS OLD.
Sekiz yaşımdan beri bunu görmemiştim.
- He's eight years old, Mom,
- O sekiz yaşında anne
- Eight years old.
- Sekiz yaşındasın.
Fifty-eight years old, can't be too careful in this weather.
Yaş 58, Bu havalarda dikkatli olamıyorum..
I was eight years old, and, um, Michael Green, who was also eight, asked if he could watch me take a pee.
Ben sekiz yaşındaydım ve.. ee.. Michael Green, ki o da sekiz yaşındaydı, beni işerken seyredip seyredemeyeceğini sordu.
I'm eight years old.
8 yaşındayım.
I'll be eight years old.
8 yaşıma gireceğim.
He was a fortho. I remember one summer in Ireland, I must have been about eight years old I suppose.
Anımsıyorum, bir yaz İrlanda'da, sanırım, o sırada sekiz yaşlarında olmalıyım, bana bir ders vermeğe karar verdi.
You see if you're ready to change form... when you're thirty-eight years old.
Evet, belki. Ama 38'ine geldiğinde buna ne kadar hazır olabilirsin ki.
Eight years old.
Sekiz yaşındasındır.
- "Hi. My name is Richard McWilliams, and I'm eight years old." - Eight.
"Merhaba İsmim Richard McWilliams, ve ben sekiz yaşındayım".
She's eight years old!
O daha 8 yaşında!
And besides, you're eight years old. I'm not going to read to you.
Üstelik sen sekiz yaşındasın, hikaye falan okumam ben.
He's eight years old.
Sekiz yaşındaymış.
The man's daughter, eight years old, was away from his side for no more than 10 minutes.
Adamın 8 yaşındaki kızı babasının yanından 10 dakikalığına ayrılmış.
I mean, she's eight years old. Can you imagine?
Daha sadece 8 yaşında, hayal edebiliyor musun?
It's bernadette's party. Bernadette is eight years old today.
Bernadette bugün 8 yaşına bastı.
God. I'm not an eight years old.
Tanrım. Sekiz yaşında değilim.
She's only eight years old.
O daha sekiz yaşında.
The woman Orie brought last month... about 28, 29 years old... around eight p.m...
Orie-san'ın geçen ay satın aldığı 28, 29 yaşlarındaki kadın saat sekiz gibi...
That's good. I shot a gun when I was eight- - I mean, ten years old.
- Güzel. - 8 yaşındayken silah kullanmıştım. 10 yaşındayken.
You've grown up a lot You haven't seen me for so long of course I've grown up I can't always be eight or nine years old
Çok büyümüşsünüz çok doğal... elbette büyüyeceğim hep çocuk kalamam ki!
Gosh, I'm seven years old, goin'on eight.
Tanrım, yedi bitti, sekiz oldum.
You are 25 years old, you have 29 teeth, three shirts and eight socks, 55 francs a month to live on, a few books you no longer read, a few records you no longer play.
25 yaşındasın, 29 dişin üç gömleğin, sekiz çorabın geçinmek zorunda olduğun aylık 55 Frank'ın artık okumadığın birkaç kitabın artık çalmadığın birkaç kasetin var.
Seventy eight fucking years old today.
Bugün 78. kahrolası yaşıma bastım.
No. Twenty-eight years ago, I borrowed $ 40 from my father packed up an old, beat-up suitcase, took a bus and came here.
Hayır. 28 yıl önce babamdan 40 dolar aşırmıştım.
Yeah, I was five years old. How old are you now, eight?
Şimdi kaç oldun, sekiz mi?
They are eight and nine years old.
8 ve 9 yaşındalar.
You've had six old mustangs in the past eight years.
Son sekiz yılda altı eski Mustang kullandın.
He looks about eight or nine years old.
Sekiz, dokuz yaşlarında görünüyor.
Michelle is eight years old.
Michelle sekiz yaşında.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]