English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ E ] / Except for you

Except for you traduction Turc

1,691 traduction parallèle
Except for you. Isn't that right?
Senin haricinde, yanlış mı?
That means that nobody did anything illegal, - except for you two, so...
Demek oluyor ki, kimse yasal olmayan bir şey yapmadı,... siz ikiniz hariç, şimdi...
There are no loose ends except for you inability to maintain a low profile.
açık yok, senin yapacağın saçmalıkların... dışında tabii.
Except for you, we didn't find any survivors.
Sizden başka hayatta kalan bulamadık.
Except for you.
Senin haricinde.
- Right, except for you.
- Doğru, sizin dışınızda.
Except for you electric bill's gonna go through the roof.
Elektirik faturanın tavan yapması hariç.
Except for you, Randy.
Sen hariç Randy.
Kimii no hoka ni taisetsu na mono nado nothing matters except for you.
Senden başka hiçbir şeyin önemi yok.
Well, except for you.
Senin dışında.
Everyone is fine, except for you.
Hey kırmızı Hanumaan, sen hariç herkes düzeldi.
Except for you, of course.
Senin dışında tabi.
Except for you
Sen hariç
Except for you. You're Korean.
Sen hariç.Sen Korelisin.
Except for your voice, you're a great singer.
Sesini bir kenara koyarsak harika bir şarkıcısın.
Except for you.
Sen hariç.
except for you, tammi.
Sen hariç Tammi.
But nobody has seen him since, except for you.
Ama o günden beri onu sizin dışınızda gören yok.
So, the girls at the gym are anorexic or bulimic, except for you?
Yani salonda senin dışındaki kızlar anorexic ve doyumsuz mu?
YOU CAN'T JUST WANDER INTO OUR LIVES--NOT NOW--AND DO NOTHING EXCEPT MAKE THINGS MORE CONFUSING FOR EVERYONE.
Öylece hayatımıza girip hiçbir şey yapmadan her şeyi karmakarışık hale getiremezsin.
Except for the fact that you spent my whole career looking for something
Senin benim bütün kariyerimi bir şey bulmak için harcaman dışında..
No one knows you're alive except for some pigeons.
Birkaç güvercin dışında yaşadığını bilen yok.
Do your tests except for the- - so while everyone else was just worrying about getting in, you were concerned with hat-head.
Testleri yap, biri hariç. Yani herkes sadece kendini içeri atmaya çalışırken, sen şapkan için endişeleniyorsun.
Hey, I didn't do anything, except for stand here, watching you being lame. Go, team.
Hay ben bişey yapmadım, sadece burda durmuş senin saçmalamalarını izliyordum
Oh, except for when you went to the restaurant to get some food.
Oh, dışında ne zaman restorana gittik bazı yiyecek almak için.
Yeah, all of you came from money except for Johanna.
Johanna dışında hepiniz parayla büyüdünüz.
Except for the part where I'm alive because you saved my life.
Bu arada yaşıyorum, çünkü hayatımı kurtardın.
Except for everything about you.
Senin hakkındakiler hariç.
- I invited you to a dull faculty party, so I'm not sure what all the outrage is for, - except that I find it wildly sexy.
Seni sıkıcı bir fakülte partisine davet ettim, onun için tüm bu hakaretlerinin nedenini bilmiyorum... ama çok seksi buluyorum.
Aren't you the man who told me to live every week like it's Shark Week and that nothing's impossible except for dinosaurs?
Her haftayı köpek balığı haftası gibi geçirmemi söyleyen sizdiniz. "Dinazorlar hariç hiçbir şey imkansız değildir" demiştiniz.
Yeah, except for the fact that I've been totally forbidden to even hang out with you.
Evet. Seninle görüşmemin tamamen yasak olduğunu bir kenara bırakırsak.
You asked us what two plus two is. We've eliminated every number except for four.
Bize 2 artı 2 kaç eder diye sordun, 4 haricindeki tüm rakamları eledik.
Except for the cash that Carlos gives you to shut your mouth.
Çeneni kapalı tutman için Carlos'un sana verdiği para hariç.
Except for maybe you.
Belki sen hariç.
Perfect, except for the fact that you can't walk.
Yürüyemediğini gözönüne alırsak mükemmel bir karar.
Except for the ones you kept for yourself.
Tabii kendine sakladıkların hariç.
Except for the man you killed in sydney.
Sydney de öldürdüğün adam dışında.
Everybody else sees me for what I really am, except you... Why?
Herkes beni gerçekte olduğum gibi görüyor, sen hariç... niye?
Except for that slight improvement around the shooting, She wasn't doing you much good anyway.
Vurulduğun zaman kaydettiğin ufak gelişmenin haricinde sana o kadar da büyük bir faydası olmuyordu zaten.
Except for the part where you decided to walk right into the middle of it.
Ama senin olayın tam ortasına dalacağın aklıma gelmedi.
- Vinny, there's nobody here I can trust except for my brother, and Lou here thinks you got the bag, Mike.
Vinny, burada kardeşimden başka güveneceğim kimse yok ve Lou da çantanın sende olduğunu düşünüyor Mike.
I just thought you should know that everyone in the office has left, except for Angela and I.
Angela ve benim dışımızdaki herkes ofisten çıktı. Merak etme sen.
Basically You Say You Wanna Be A Maid Except Not Getting Pay For It
Yani, para almadan çalışan bir hizmetçi olmak istiyorsun.
Except, I'm always here for you.
Ama her zaman yanındayım.
Except for my life, thanks to you.
Hayatın dışında, teşekkürler.
You don't care for anything except soccer.
Futboldan başka birşey umrunuzda bile değil.
You mean, except for the gun.
Silah dışında yok.
Except for you, Crusoe.
Sen hariç Crusoe.
Except substitute "life" for "gold", and, obviously, you don't have donkey ears.
Altın yerine dokunduğunu hayata döndürüyorsun ve eşek kulakların olmadığı âşikâre.
Our ice will be sold freely to any who wish to trade for it except you, of course.
Buzumuz, onun karşılığında ticaret yapmak... isteyen herkeze satılacak. Sen hariç!
Except for the one you missed.
Fark etmediğin bir tanesi dışındakileri açıklar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]