English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ E ] / Except for me

Except for me traduction Turc

726 traduction parallèle
"Everything came to a standstill last night except for me up in the Eiffel Tower."
Dün gece herkes donmuştu ben ise kulenin tepesindeydim. "
Oh, So Apparently Everyone Knew About The Big, Fancy Sex Room, Except For Me.
Anlaşılan benden başka herkes efsanevi seks odasını biliyormuş.
It's empty except for me.
Benden başka kimse yok.
You know, Bill, except for me you're the only other galoot in the world could have brought that coach in.
Biliyorsun Bill, ben hariç... o arabayı kasabaya güvenli getirebilecek dünyadaki tek serseri sensin.
Except for me.
Ben hariç.
Except for me, I'm waterproof.
Ben hariç, kolay kolay ağlamam.
- Except for me.
- Benim için değil.
Except for me. The very gates of real society in a plaid dress.
Ben de bu elbiseyle tam ortasındayım.
Yes, sir. - Except for me, sir.
Evet, efendim.
Except for me and Dodge, you've lived longer than anyone ever born.
Ben ve Dodge'ın dışında herkesten daha uzun yaşadın.
All the girls have a crush on him, except for me.
Ben hariç tüm kızlar ona tutkundur.
Now it's all machines except for me and a couple other guys.
Şimdiyse hepsi robotlarda. Bir avuç kaldık.
She seems to like me, too, and that's about all that can be said for me except that we have a grand chance of being happy.
O da beni seviyor. Hakkımda söylenebileceklerin hepsi bu. Sadece mutlu olma şansımızın olduğunu ekleyebilirim.
Except that - you must allow me to thank you for - what you did for Lydia.
Ama yine de Lydia için... yaptıklarınıza teşekkür etmeliyim.
" I guess that's all I've got to say except kiss the babies for me and God bless you.
"Sanırım söyleyeceklerimin hepsi bu. " Bebekleri benim için öp ve Tanrı seni korusun.
Except I want you to do a favor for me, Keyes.
Senden tek bir ricam var, Keyes.
I even bought a thing once for my nose but it kept me awake nights... except once when I almost smothered.
Burnum için, bir keresinde beni boğarak öldürmek dışında her gece ayık tutan bir şey bile almıştım.
You almost had me figured right, Mama, except for one thing.
Vereceğim tepkiyi büyük oranda doğru hesaplamışsın, bir şey hariç.
She hardly speaks to me except to ask for money or poke fun at me because I work for a living.
Benimle para istemek veya çalıştığım için küçük düşürmek dışında konuşmuyor bile.
You've both been so very kind to me, but I'm not really a member of the family, except for marrying your son, and now he's gone.
İkiniz de bana karşı çok iyi yürekliydiniz ama oğlunuzla evlenmek dışında, ki o da artık yok ailenin bir üyesi değilim.
The place is empty except for Mrs Baines, Phile and me.
Ben, Bayan Baines ve Phile'den başka kimse yok.
You know, I've been on the force for 20 years, almost time for me to retire, and I haven't shot a gun once, except on the range, of course.
Al. Biliyorsun, 20 yıldır teşkilattayım. Neredeyse emeklilik zamanım geldi ve şimdiye kadar silahımı hiç ateşlemedim.
Except for Doc Lacy, everybody is scared to death to be near me.
Doktor Lacy hariç, herkes benim yanımda olmaktan ölümüne korkuyor.
I have the last laugh however, for I see by a footnote that the train he expected would trisect me runs only on the Friday preceding Decoration Day and the Tuesday following Labor Day except on leap year.
Son gülen iyi gülermiş misali,... çizelgedeki bir nota göre beni parçalara bölmesini umduğu tren yalnızca Anma Günü'nden önceki cuma günü ve İşçi Bayramı'nı takip eden salı günü geçecekmiş.
Nothing else exists for me, except my daughter.
Benim için başka şey yok. Kızım hariç.
Except that I have a deep affection for my brother's son... that came as a complete surprise to me.
Sadece şunu söyleyebilirim ki, kardeşimin oğluna çok bağlandım... bu beni de tamamen şaşırttı.
I'm not claiming anything, Professor except that, for me, this story started three years ago when Burton White came to me.
Bir şey iddia etmiyorum, Profesör... Üç yıl önce Burton White'ın bana gelmesiyle başlayan bu hikaye hariç.
The day of departure would have been a black one for me, as it was for everyone but Captain Bligh, except that I didn't have a minute to dwell on it.
"Gidiş günümüz benim için de kara bir gündü..." "Kaptan Bligh dışında herkes için olduğu gibi..." "... ama benim bu konuda çene çalmaya vaktim yoktu. "
I know you don't love me, father, that you put me from your life, except for 21 years of board and tuition money. But I had hoped that we'd enjoy one brief visit together before I left your life entirely.
Beni sevmediğini biliyorum baba benim için işkence gibi geçen 21 yıl boyunca beni hayatından çıkardın ama hayatından tamamen ayrılmadan önce kısa bir paylaşım yapabiliriz diye düşünmüştüm.
I can't see that the famous advocate Hastler is doing anything for me except encourage the delay.
Dava konusunda hiç bir adım atmıyor.
No one has laid eyes on his wife for years, except me.
Yıllardır karısını benden başka kimse görmedi.
Everything works out for everyone, except me.
Ben hariç, herkes için her şey yoluna girdi. Farkında mısınız bilmiyorum ama, her zaman tek başımayım.
There's nothing left for me in the world except you.
İhtiyacın var. Zor durumda kalırsın.
She thought of everything to stop me finding her. Except for one thing. She had the check-up too.
Ona ulaşmayayım diye, her şeyi düşünmüş bir şey hariç herkes gibi kontrole geldi, üniformasında bir kart vardı.
"... except for one who can't stand me
"... bir tanesi haricindeki tüm öğretmenler çok iyiler. "
At the Finzi-Continis, except for Lattes and me... they're all Aryans.
Finzi-Continilerin bahçesinde, Lattes ve ben hariç herkes arî ırktan.
Except for one of us - me.
Ama birimiz gitmiş olacak, ben.
I'm in business with my brother Vance... for all these years, except for two or three when he was ahead of me.
Yıllardır kardeşim Vance ile çalışıyorum. Ancak o iki-üç yıl benden daha eski.
Except we have decided that it is time for people to stop calling me "Junior" around here.
Artık bana Junior denmesine bir son verilmesine karar verdik.
I never saw them except for the day they kidnapped me.
Beni kaçırdıkları günden beri onları hiç görmedim.
She get so angry with me when I'm with anyone, except for her, my husband and now you.
Onun dışında biriyle birlikteyken bana çok sinirlenir, kocam ve şimdi de sen.
I want you to tell me that you know for a fact there's nothing wrong with my daughter except in her mind!
Söylemenizi istediğim tek şey... kızımın sorununun sadece kafasında olduğu!
And could you summon the passengers to me here? One by one in this order except for the Princess Dragomiroff, who is not only of royal blood, but also much older than she tries not to look.
Herkesin belirtildiği sırayla peş peşe bana gelmelerini istiyorum, tabii prenses hariç, büyük bir hanım olması ve yaşından ötürü, onunla kendim gidip konuşurum.
- Except for one thing : me.
- Ama bir engel var : Ben.
Except for the life of me, I cannot figure out why would a mugger take off a victim's coat unless he was gonna remove something other than cash or credit cards.
Şu kadar var ki, soyguncu nakit para ve kredi kartları dışında bir şey almamışsa kurbanın ceketini niçin çıkardığını çözemiyorum.
Except that he's probably waiting for me.
Beni bekliyor olabilir.
Nothing for me to do there, except stare at the packing crates.
Benim geride durup seyretmek dışında yapabileceğim bir şey yok efendim.
A hero called Ah fey has killed many, except one ; he told me to keep an eye on him. And wait for you.
Ah Fei adında bir yiğit, biri dışında hepsini öldürdü ; bana gözümü onda tutmamı ve seni beklememi söyledi
Except for you and me, the whole world believes that I am dead.
Senin ve benim dışında tüm dünya öldüğümü zannediyor.
You don't have to do anything for me... but just don't kid yourself that you're doing this show... for any other reason except guilt about me.
Benim için bir şey yapmana gerek yok. Sadece bunu yapmanın tek nedeninin bana karşı suçluluk hissetmen olduğunu yadsıma.
Except for one thing, I took your nephew with me.
Yalniz birsey var, yegenini de götürüyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]