English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ F ] / Fee

Fee traduction Turc

2,844 traduction parallèle
- Your fee.
- Ücretin.
All we do here is we take our cut- - a finder's fee, that's all.
Tüm yaptığımız, kesintimizi almak, komisyon, hepsi budur.
Maybe ask for a finder's fee.
Belki de bulduğun için ödül istersin.
And the child was your fee?
Ücretin çocuk muydu yani?
But I just got favored with a lawyer letter claiming I owe a stud fee and two years'board at $ 145,000.
Lakin damızlık ile 2 yıllık besleme ücreti olan 145 bin dolar borçlu olduğumu iddia eden bir hukuki zırvalığı elime tutuşturdular.
The colonel bequesting me the stud fee for years of service.
Albayın yıllar süren hizmetlerimin karşılığını mal vasiyeti olarak ödediği.
The only difference between me and you is you collect your fee at the pew I collect mine at the door.
Seninle tek farkımız sen ücretini kilise sıralarında topluyorsun ben de benimkini kapıda.
I thought you didn't have to pay a referral fee if it was within the office.
Ofis içerisinde olduğu zaman, satış komisyonu ödemene gerek yok sanırdım.
I have documentation of that stallion's stud fee and the rates the farm charged for board, none of which were ever paid. I was give that breeding by the colonel.
Aygırın aşılama bedeli ve çiftliğin ücretlerini gösteren bir belge var elimde ki bunların hiçbiri ödenmemiş.
Well, in these cases I normally work on an hourly rate. But I think in your case it's more cost effective to go with a flat fee.
Normalde saat başına ücret alıyorum ama senin için şöyle düz bir hesap yapabilirim.
Yeah, well, I've got a lawyer who thinks he might be able to help me, but uh, his fee is $ 5,000.
Neyse ki beni bu durumdan kurtarabileceğini söyleyen bir avukat buldum, ama $ 5,000 istiyor.
He'll take a thousand up front, as a consultation fee. And then a thousand more to be paid at a later date.
Önden 1000 dolar, danışmanlık parası vermeni ve daha geç bir tarihte tekrar bin dolar daha vermeni.
Your cut.. Your cage fee's mine.
Bunu dövüş parandan kesiyorum.
And I don't blame you if you wanna use another real estate agent, but they'll charge you a fee.
Ve eğer başka bir emlakçı kullanmak istersen, seni suçlamam ama onlar senden komisyon alır.
I'll see to that... for a healthy fee.
Bunu bir sağlık ücreti olarak görürdüm.
When we're done here tonight, we need to discuss a renegotiation of my fee.
Bu akşam işimiz bitince ücretim konusunu yeniden konuşmalıyız.
But it also wasn't my idea for my dad to run off with his secretary and leave my mom with no way to pay my private school fees. But this place is real and try to put a fee on that.
Ayrıca babamın sekreteriyle kaçıp annemin beni özel okula gönderemeyecek parayla bırakmak da benim fikrim değildi ama gerçekten buradayım ve ayak uydurmam gerek.
Fee-hee-male.
KAA-DII-N
It says the rental fee's overdue.
Kira ödemesinin geciktiğini söylüyor.
I'm going to restore your service without a reconnection fee.
Hattınızı açarken, tekrar bağlantı ücreti almayacağım.
* ask me out but i'm offering you, nate- - not your board, not your shareholders, you- - a 10 % finder's fee.
Nate, sana teklif ettiğim- - Yönetime veya hissedarlara değil, sana- - % 10'luk aracı ücreti.
Location fees, some overall licensing fee for us.
Yer ücreti, bizim için tam yetki ücreti.
I know it may seem strange at first, but for a small fee, I can contact your daughter.
İlk başta garip gelebilir ama küçük bir ücret karşılığında kızınızla temas kurabilirim.
What is your usual fee?
Ortalama ücretin ne kadar?
Be on your way. No finder's fee?
Bulucuya ödeme yok mu?
You really think I was gonna let this little robbery business slide and just collect my $ 200 fee and disappear? Huh?
Sen gerçekten bir soygun işinin gerçekleşmesine izin vererek 200 dolarlık iş ücretini alıp kaybolacağımı mı sandın?
I want a live foal guarantee against two no-fee rebreeds the following season, if I pay your fee.
Kesin olarak taylarımla önümüzdeki sezonda yaşamak istiyorum. Ücretinizi ödersem.
And you owe me my fee.
Ücretim de hâlâ bana verilmedi.
So pay me my fucking kill fee then.
O zaman bana tazminatımı öde.
What kill fee?
Ne tazminatı?
You know very well kill fee is paid when I'm the one who cancels.
Sadece ben birisini kovarsam tazminat ödenebileceğini biliyorsun.
Well, you send his fee somewhere, presumably.
- Ücretini bir yere gönderiyorsunuzdur.
Fee?
- Ücret mi?
All right, Chris, if we're gonna pay the entry fee for that eating contest, we got to sell some of my old stuff.
Pekala, Chris. O yemek yarışması için giriş ücretini. ödeyeceksek, benim eski eşyalarımdan bazılarını satmak zorunda kalacağız.
We got our entry fee for the eating contest!
İşte yemek yeme yarışması için giriş ücretimiz!
There is the matter of my fee.
Geriye yalnızca benim ücretim kalıyor.
I'd love to approach her with, say, a 10 % finder's fee on the first year's commission.
Meselâ şey diyebiliriz ilk yıl komisyonumuzdan % 10 verelim.
They want to explore the idea of going with a fee structure as opposed to straight commission.
Normal komisyon yerine ücret sistemi ile çalisma fikrini değerlendirmek istiyorlar.
But under a fee structure, the client merely pays for the work being done, plus a negotiated one-and-a-half to 2 % profit.
Ama ücret sisteminde müşteri sadece yapılan işin bedelini ödüyor bir de pazarlığa tâbi bir kâr. O da % 0.5 ile 2 arasında bir şey.
Shouldn't we have a vote on the fee versus commission question?
Şu ücret ya da komisyon hususunda oylama yapılsın mı?
I took it upon myself to evaluate the fee issue.
- Şu ücret meselesini üstlendim.
I have to pay the fee.
Giriş ücreti ödemek zorundayım.
I'll triple your usual fee if you can get me a name by noon.
Öğleye kadar bana bir isim getirebilirsen her zamanki ücretini üçe katlarım.
It's an administrative fee.
Bu bir idari ücret.
I was wondering how to pay your fee.
Ücretinizi nasıl ödeyeceğiz merak ediyordum.
My fee ;
Ücretim mi?
To cover the money you stole, plus my fee, I'll get Iwaki to pay.
Çaldığın parayı artı benim ücretimi Iwaki'den alırım.
And if you double my fee, I can take care of that little chain supply problem you've been having.
Ayrıca eğer ücretimi ikiye katlarsan tedarikte yaşadığın ufak sorunu da çözebilirim.
And a fat consulting fee.
Zengin bir danışım ücreti.
Hey, guys, you got ten minutes to sign up for the pool tournament, five dollar entry fee ;
Bilardo turnuvasına katılmak için beş dakikanız kaldı. Giriş bedeli beş dolar.
We have your N-400 form, your filing fee,
N-400 formunuz, dosya ücretiniz, parmak iziniz ve fotoğrafınız bizde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]