For the traduction Turc
563,736 traduction parallèle
- for the meet with my source.
-... öğrenince size haber veririm.
Sorry for the mess.
Dağınıklık için kusura bakmayın.
Dozens of Dr. Katz's patients are on the wait-list for the national donor registration.
Onlarca Dr. Katz hastası ulusal bağışçı kayıtı için bekleme listesinde.
She was in it for the money.
Para için vardı hep.
You always look for the best in people.
Sen hep insanların iyi yanlarına bakarsın.
She's gonna hate waiting in line for the panels.
Paneller için sıra beklemekten nefret edecek.
Okay, now, Th-this is us camping out in line for the Avengers panel.
Tamam, bu Avengers panelindeki sırada kamp kurduğumuz zaman.
Okay, I can give you 20 bucks for the whole box.
Pekâlâ, bütün kutuya 20 dolar veririm.
Well, if you haven't noticed, I've been between them for the last ten years.
Fark etmediysen ben de son yıldır onların arasındayım.
Or he's working with a full-fledged accomplice for the first time.
Ya da ilk defa tam teşekküllü bir ortakla çalışıyor.
I'm working a desk in D.C. for the BAP now.
- Evet. Şu an D.C.'de masa başı işi yapıyorum.
Right now it's wait, see, and hope for the best.
Bekleyip iyileşmesini umuyorlar.
As for the pet scan, we didn't even need to use the radio tracer.
PET için izleyici kullanmaya bile gerek olmadı.
Every day for the last 12 years.
12 yıldır her gün yaptığı gibi.
Okay, I finish for the day.
Tamam, bugünlük bu kadar.
Reach for the stars!
Zoru başar, yıldızlara ulaş!
I'm gonna be bad news for the other team.
Öteki takım için kötü haber olacağım.
But you can't make a helmet for the inside...
Ama kaskla içerden koruma sağlayamazsın...
I was in Loch Ness with my friends, searching for the Loch Ness Monster... "
Arkadaşlarımla Loch Ness'teydim, "Loch Ness Canavarı'nı arıyorduk..." dedi ve o bahaneyi kabul ettim.
So, in year two growing up in Sarnia, you had to write your academic goals for the year, and mine was :
Sarnia'daki ikinci yılımızda, o yıl için akademik hedeflerinizi yazmanız gerekiyordu, benimki şuydu :
I went home for the hen do. I'm the maid of honor.
Bekârlığa veda partisi için eve döndüm.
- Rich recognized the center symbol as a calling card for a notorious dark web courier called Lelantos.
Rich, ortadaki sembolün Lelantos olarak bilinen ünlü bir dark web kuryesinin kartviziti olduğunu söyledi.
We've heard the name and known about a mysterious courier for a while, but...
İsmini duyduk ve bir süredir esrarengiz bir kuryeden haberdardık, ama...
If we want the same for Roman, we have to get him out there.
Aynı şeyi Roman için de istiyorsak onu dışarı çıkarmalıyız.
He's one of the architects for Jane's tattoos.
O, Jane'in dövmelerinin yaratıcılarından biri.
And the same goes for you today.
Aynısı senin için de geçerli.
Possibly, but now we're standing in a warehouse our dead suspect was paying for and the cots all have chains on the beds.
Muhtemelen, ama ölü şüphelinin parasını ödediği bir depoda duruyoruz, tüm yataklarda zincir var.
Katz was bypassing the wait-list and performing black market transplants for his rich patients.
Katz bekleme listesini yok sayıp zengin hastaları için kara borsa nakileri yapıyordu.
You didn't know Marjory was keeping the business running and holding the profits for herself.
Marjory'nin işlerini yürüttüğünü ve kârları kendisi için aldığını bilmiyordun.
The feeling that you always have to fend for yourself.
Sürekli kendi kendine bakmak zorunda olma hissi.
Just let me have the money for this, and I won't ask for anything else.
Buna para harcamama izin ver, başka bir şey için istemeyeceğim.
It's back pay for all the babysitting and taking care of Halley you've done.
Halley'ye bakıcılık yaptığın zamanlar için gecikmiş bir ödeme.
If he'd wanted to get to Walker, he would have gone right for Monica and the kids.
Walker'a saldırmak istese Monica ve çocukları kullanırdı.
The KGB and the FSB are both notorious for poisoning enemies of the state.
KGB ve FSB devlet düşmanlarını zehirlemekle meşhurdur.
This... this is the price we're paying for getting the case moved back to the States.
Bu da davayı Amerika'ya aldırmanın bedeli işte.
And no specific preference for workplace other than the federal government.
Federal hükümet dışında belli bir işyeri tercihi de yok.
Except for Larry, the Self-Loathing Idiot.
Larry dışında tabii. Kendinden nefret eden, aptal olan.
You know, I was just thinking about how much fun we had the other day, and wondered if you'd want to join me for another ride-along.
Biliyormusun, geçen gün nekadar eğlendimizi düşünüyordum da Acaba bana başka bir yolculukta eşlik etmek ister misin diye merak ediyorum.
I mean, he can come out for limp handshakes at the end of the game, but I can't play him.
Demek istediğim, oyunun sonundaki el sıkışmaları için kucağa alınabilir, ama onu oynatamam.
I saw you on TV, hogging all the credit for my police work.
Seni TV de gördüm. Benim polis çalışmamın tüm beğenisini sen alıyordum.
You're getting all the credit for my police work, so I want stuff from you.
Benim yaptığım polis işleri için Tüm övgüyü sen alıyorsun, o yüzden ben de senden mal istiyorum.
Excuse me, do you have any Tab soda I can bring back to the sex dungeon where I've been held captive for decades?
Afedersiniz, sizde hiç Tab sodası varmı, Onlarca yıldır esir tutulduğum seks zindanına geri götürebileceğim mesela?
I've been living in the U.K. for a very long time, and I used to be an unwelcome surprise on a mixed bill, and now I can see that at least a third of you have come to see me on purpose.
Çok uzun zamandır Birleşik Krallık'ta yaşıyorum ve eskiden karışık bir programda nahoş bir sürpriz olurdum, şimdiyse içinizden en az üçte birinin buraya beni izlemeye geldiğini görüyorum.
It is not okay for his people to treat me the way my people quite enjoy treating everyone else.
Onun halkının bana, benim halkımın diğer herkese davranmayı sevdiği gibi davranmaya hakkı yok.
Guys, I've been on tour for a year now in the U.K., and this is the last stop.
Millet, bir yıldır Birleşik Krallık'ta turnedeyim ve bu son durak.
She tweeted, "I think I would have been nominated for more awards this year if the women in my videos were slim." Yes.
Evet.
A Canadian rock musician is like a Christian rock musician without a reason for sucking, by the way.
Kanadalı bir rock müzisyeni boktan olmak için sebebi olmayan bir Hristiyan rock müzisyeni gibidir.
But on the cover was a picture of me next to a picture of a camel, and it said, "Thank God for makeup."
Ama kapakta bir deve resminin yanında benim resmim vardı ve "Makyaj için Tanrı'ya şükürler olsun." yazıyordu.
But in London, people will come up to me in the street and tell me that I'm a prick for wearing it.
Ama Londra'da insanlar sokakta yanıma gelip onu giydiğim için pisliğin teki olduğumu söylüyor.
And I know the world that we live in, and I know that I'm a prick for wearing fur, but right now it's not illegal.
Yaşadığımız dünyayı biliyorum ve kürk giydiğim için pislik olduğumu da ama şu anda yasadışı değil.
I was the dentist who killed Cecil the lion for two weeks in the Philippines.
Filipinler'de iki haftalığına aslan Cecil'i öldüren diş hekimi oldum.
for the love of god 422
for the record 849
for them 201
for the sake of argument 37
for the time being 227
for the last time 470
for the rest of my life 110
for the life of me 58
for the first time 465
for the greater good 31
for the record 849
for them 201
for the sake of argument 37
for the time being 227
for the last time 470
for the rest of my life 110
for the life of me 58
for the first time 465
for the greater good 31