Go back there traduction Turc
3,646 traduction parallèle
If you want the job, you should go back there.
Eğer işi istiyorsan, oraya tekrar gitmelisin.
You can't go back there.
Oraya geçemezsiniz.
All right? And if I go back there with no money and cold pizza, I'm gonna get fired.
Eğer oraya parasız ve soğuk pizzayla gidersem, kovulacağım.
We can't tell you what we're looking for until we go back there and find it.
Oraya girip aradığımız şeyi bulana kadar sana söyleyemeyiz.
Go back there and tell him what I said.
Git ona bu dediklerimi aynen ilet.
I actually don't know if I can go back there and fight my heart out knowing an American thinks that.
Oraya gidince, Amerikalıların sandığı gibi tüm kalbimle savaşabilir miyim bilmiyorum.
I want to go back there.
Oraya gitmek istiyorum.
Why did she want to go back there?
Neden oraya geri gitmek istedi?
No Lantern may go back there.
Artık hiçbir Fener oraya geri gidemeyecek.
You know, maybe you should go back there and help Nikita with the revival process.
Belki de arkaya gidip Nikita'ya diriltme işinde yardım etmelisin.
You should get your breast-feeding friends and go back there.
Çocuk emzirdiğiniz arkadaşlarını da toplayıp oraya gitmelisin.
Well, you can't go back there.
Oraya gidemezsin. Biliyorsun bunu.
I degraded myself, and I disgraced my children, and I can't go back there.
Kendimi küçük düşürdüm ve çocuklarımı rezil ettim. Oraya geri dönemem.
I can't go back there alone.
Oraya yalnız gidemem.
Go back there enough times, and bad things happen.
Sürekli batarsan, kötü şeyler olur.
Let's go back there, have a drink, toast to Pawnee Commons.
Hadi oraya geri dönüp, içelim ve Pawnee Ortakları'na kadeh kaldıralım.
We need to go back there.
Oraya geri dönmeliyiz.
Why go back there?
Neden döndün ki oraya?
I can't go back there, Stan.
Oraya geri dönemem, Stan.
We were supposed to go right back there.
Sağa dönmemiz gerekiyordu.
Stand back. You can't go there.
Geride durun.
This is not gonna go well for you unless you have a rocket launcher back there.
Roket atarın yoksa bu iş senin için iyi bitmeyecek.
Look, I have to go back to D.C. So I'm gonna be there for at least six months, so unless we find someone now, we're gonna have to wait.
Bak D.C'e geri dönmek zorundayım, yani en az altı ay orada olacağım, bu yüzden şuan birini bulamazsak, beklemek durumunda kalacağız.
Just lean back, there you go.
Arkana yaslan, aynen öyle.
I say we go over there, we knock down his door and we tell him to back off.
Bence oraya gidelim, kapısını vuralım ve ona geri çekilmesini söyleyelim.
There's no home to go back to.
Geri gidecek bir evin yok.
Philip... When I went back there today... You know that feeling, that tingle when you know it's about to go bad?
Philip bugün oraya döndüğümde işlerin kötüye gideceğini bildiğin zaman bir duyguya kapılırsın ya işte onu hissettim.
I don't wanna go back up there!
Oraya çıkmak istemiyorum!
Go and rest up there for a couple of nights and I'll give you an easy prisoner to take back to France.
Gidin de birkaç gece orada kalın ve size Fransa'ya götürmeniz için külfetsiz bir tutsak vereceğim.
So, the next morning, we're just laying there, And... she says, " I can't go back,
Ertesi sabah yataktayken "Geri dönemem, bu çocuğu yetiştiremem..."
I mean, if there was a way to... go back to the enchanted forest? Is there?
Demek istediğim, Eğer büyülü ormana dönmenin imkan olsaydı... var mı?
Go back up there and see what can be pushed.
Ameliyathaneye dönüp ertelenebilecek ameliyat var mı bak.
Tell Simon I need these in english before I go back in there.
Simon'a söyle, oraya dönmeden önce bunların İngilizcesine ihtiyacım var.
Can't go back down there.
- Geri dönemem oraya.
I can't go back there.
Oraya geri dönemem.
I cannot go back out there.
Oraya çıkamam ben.
Let's just go back there, okay?
Hadi oraya gidelim, tamam mı?
You go in there at night, you ain't ever coming back out.
Gece vakti oraya girersen, bir daha çıkamazsın.
After you left the pub last night, you had Eadie go back and find the exact location of that mine and then you rode over there on your motorcycle.
Dün akşam bardan çıktıktan sonra, Eadie'yi geri gönderip madenin tam yerini öğrendin sonra oraya motosikletinle gittin.
Go home, shower, walk back in there like you own half the place.
Eve git, duş al,... oranın yarısının senin olduğunu bilerek geri gel.
I need to go back up there and reason with her.
Geri dönüp onunla mantıklı bir şekilde konuşmam gerek.
Stay back, Liz. You can't go out there.
- Dışarı çıkamazsınız.
You go in there, you take it, you need it, you use it, you put it back, that's it...
Kitap almak gibi. Oraya gidersin, onu alırsın, ona ihtiyaç duyarsın, kullanır geri bırakırsın, hepsi bu.
The truth is, there's no home to go back to.
Gerçek şu ki, gideceğim bir evim yok.
Yeah, it just means that now the odds of me getting ovarian cancer go up, and there's a possibility that it might come back in my other breast.
- Evet, bu demek oluyor ki - yumurtalık kanseri olma şansım yükselirken - diğer göğsüme de kanserin geri gelme
When I say go back, why are you still standing there?
Geri git dediğimde, neden hala orda duruyorsun?
Mmm. I know you've been wanting to get back out there, and I always thought that if you did go back to work, you'd come back to work with me.
Çalışmaya dönmek istediğini biliyorum ben de her zaman, çalışmaya dönersen tekrar benim yanımda çalışırsın diyordum.
If you go back to that store, you're gonna get stuck there.
- O mağazaya geri dönersen orada sıkışıp kalacaksın.
[Ted Narrating] Kids, it's been almost 20 years since that cold April night in 2013... and I can safely tell you, if I could go back in time and relive that night... there's no way in hell I'd go to Robots Versus Wrestlers.
Çocuklar, 2013'teki o soğuk Nisan gecesi yaşanalı 20 sene olacak ve size şunu gönül rahatlığıyla diyebilirim ki zamanda geri gidip o geceyi tekrar yaşasam Robotlar Güreşçilere Karşı'ya asla gitmezdim.
In the night, I lie there and I think, "What would I go through to have him back?" I'd be raped, I'd be tortured, I'd have a gang of men on me, I'd be left for dead, if it meant he was safe.
Geceleyin uzanıp düşünüyorum, "Ona kavuşmak için nelere katlanırdım?" diye tecavüze uğrardım, işkenceye maruz kalırdım peşime bir çete takılırdı, ölüme terk edilirdim eğer onun güvende olmasını sağlayacaksa.
Trevor, go back to the bullpen in case Jake makes it back there.
Trevor, Jake geri dönebileceği için sen de içeride bekle.
go back to school 26
go back to your seat 32
go back where you came from 17
go back to class 17
go back 930
go back to sleep 335
go back to work 84
go back home 60
go back inside 134
go back to your room 60
go back to your seat 32
go back where you came from 17
go back to class 17
go back 930
go back to sleep 335
go back to work 84
go back home 60
go back inside 134
go back to your room 60
go back up 16
go back upstairs 23
go back to bed 224
go back to the house 21
go back in 17
back there 214
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
go back upstairs 23
go back to bed 224
go back to the house 21
go back in 17
back there 214
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
there you are 4720
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
therefore 1419
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60