English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ G ] / God knows where

God knows where traduction Turc

397 traduction parallèle
Nothing stolen but a man taken God knows where!
Hiçbir şey çalınmamış.. ..... ama bir adam götürülmüş. Kim bilir nereye!
His own brother out there, lost God knows where.
Kardeşi orada, kendi nerede tanrı bilir.
Only God knows where and how far that rocket traveled.
O roketin nereye ve ne kadar uzağa gittiğini tanrı bilir.
They're taking me God knows where.
Nereye götürdükleri Allah bilir.
God knows where she wanders.
Tanrı bilir nereye gidiyor.
This could be the theater in China or God knows where.
Bu Çin'deki bir tiyatro olabilir ya da tanrı bilir nerede.
God knows where those boys took you.
Allah bilir, nereye götürdüler seni.
God knows where he leads us, but we know the path of our journey
Tanrı bizi nereye yönlendireceğini bilir ve biz de onun gösterdiği yolda ilerleriz.
To India, to Japan, to Afghanistan to God knows where, and it was also a life that he led for a long time... but you... You, on the other hand, have always lived in the city, just a stone's throw away.
Hindistan'a, Japonya'ya, Afganistan'a Tanrı bilir başka nerelere, bu uzun süredir aradığı hayattı ama sen her zaman şehirde yaşadın, bir taş atımı uzaklıkta.
Instead of running around God knows where, You should have met Monsieur Fallot
Burada olmalı ve Danışman Fallot'a hoşgeldin demeliydin,
Finds himself a girl God knows where.
Kim bilir kendine nasıl bir kız bulacak.
Bubber Reeves running around loose, God knows where.
Bubber Reeves disarida serbestken. Allah bilir nerede.
If he were, God knows where you would be now!
Eğer evde olsaydı, Tanrı bilir sen şimdi nerede olurdun!
Sure as shootin the vigilantes bushwacked him on the trail and God knows where the took him.
Şu anda nerede olduğunu ancak Tanrı bilir.
God knows where they are.
Şimdi kum gibi kayıp giderler.
I have plans for my daughter which do not include her traipsing off to God knows where like some latter-day Gertrude Stein.
Ah, ezik, darbe, tecavüz izi yok. Buyurun, içeri girin. Ben bitirirken onun hakkında konuşuruz.
You suddenly turn up, God knows where from.
Tanrı biliyor, ansızın dönmeni.
We are going God knows why to God knows where and you do this!
Tanrının bile ne için ve nerede olduğunu bilmediği bir yere doğru yola çıkıyoruz ve sen bunu yapıyorsun!
That isn't a good reason to leave home and head off God knows where.
Bu evden ayrılıp kafasına estiği yere gitmesi için iyi bir neden değil.
God knows where you loiter.
Tanrı bilir nerelerde oyalanıyorsun.
She was less than an hour old and Tom was God knows where.
Doğalı henüz bir saat bile olmamıştı ve Tom kim bilir neredeydi.
God knows where he is!
Tanrı bilir nerede!
In the car going God knows where,
Araba da Tanrı bilir nereye gidiyordu..
God knows where Curda is
Curda nerede Tanrı bilir artık...
God knows where he is, but he ain't here.
Kim bilir nerede, ama burada değil.
God knows where.
Nerede olduklarını Tanrı bilir.
Stransky in Paris and Steiner God knows where he'II be
Stransky Paris'de Ve Steiner Tanrı bilir nerede?
God knows where she is!
Kim bilir nerede!
It could be lodged God knows where.
Tanrı bilir neresine takılırdı!
God knows where that rat is.
Ama sıçan nerede, Tanrı bilir.
God knows where.
Nerede ; Tanrı bilir.
God knows where this has been.
Tanrı bilir nereden geliyor.
I'm afraid the current is taking us to God knows where far from the shipping lanes.
Korkarım, akıntı bizi ticari gemilerin rotasından uzaklaştırıyor,... nereye sürüklendiğimizi sadece tanrı bilir.
God knows where Pog gets to.
Kim bilir Pog bunu nereden buldu.
When I fart, you land on us from God knows where... and when I smoke, you crash on the floor!
Yellenince kim bilir nerelerden gelip bahçeye iniyorsun, Dumanı yüzüne üfleyince yere düşüyorsun!
I remember her sitting next to a window in the afternoons sewing my dresses, in the greenhouse taking care of her flowers. In the patio varnishing old furniture she got from God knows where. And at night reading the novels she liked so much.
Öğleden sonraları pencere önünde oturuşunu elbiselerimi dikişini limonlukta çiçeklerle ilgilenişini iç avluda, nereden geldiği belirsiz mobilyaları cilalayışını ve geceleri en sevdiği romanları okuyuşunu hatırlıyorum.
Now we're sitting in this boat going God knows where. With a chick that don't talk either.
Şimdi de bu sandalın ortasında oturmuş Allah bilir nereye gidiyoruz, hem de yine konuşmayan bir piliçle.
God knows where we'd all be without the Red Dust keeping them at bay.
Tanrı bilir körfezde onları uzak tutan Kızıl Toz olmasaydı ne halde olurduk.
She winds up an hour later God knows where.
Kız bir saat sonra uçup gitmişti. Tanrı bilir neredeydi.
God knows where that leaves us.
Artık ne olacağını tanrı bilir.
Swamps everywhere and you're God-knows-where.
- Ben bir şey yapmadım... - Her yer bataklık..
Where I am from we say : only God knows if it'll turn out right or rotten.
Buradayken şunu söyliyeyim ; Allah korusun bana birşey olursa...
Now my squadrons are God-knows-where!
Takımlarım şimdi nerede, Tanrı bilir!
God knows how many, let alone where.
Nerede ve kaç kişi olduklarını kim bilir.
God only knows where it'll be by morning.
Sabaha artık nereye geçer, Tanrı bilir.
God knows where they are.
Nerede olduklarını tanrı bilir.
It had twelve million people in the roads of the north of France, directing itself it knows God for where.
Kuzey Fransa'da on iki milyon kişi ne yapacaklarını bilmeden yollara düşmüştü.
God knows... that's where I want to be...
Kim bilir... Benim de olmak istediğim yer.
God only knows where he might be!
Nerede olabileceğini Tanrı bilir!
God only knows where Jesse is.
Tanrı bilir Jesse de nerededir.
Captain, no one can force us to travel with these people who come God knows from where
Kaptan bizi bu insanlarla yolculuk etmeye kimse zorlayamaz, Nereden geldiklerini tanrı bilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]