Grand each traduction Turc
126 traduction parallèle
Give'em a grand each expenses, just keep'em sweet.
Pahalı hediyeler verin. Aramız bozulmasın, tamam mı?
A grand each in cigarettes.
her biri bir binlik sigaralar içersinde.
Paper says there's ten grand each on you, Chino and Lulu.
Gazete Chino ve Lulu'nun başına on biner dolar ödül konuldu, diyor.
We want a hundred grand each.
İkimiz de yüzer bin istiyoruz.
We want a hundred grand each and we are firm on this.
- Hayır. Kişi başı yüz. Bu konuda ısrarlıyız.
- No way! - There's fifty grand each
Kişi başı elli bin dolar.
1.5 million totals 2.6, split four ways, that's 650 grand each
1.5 milyon toplam 2.6, 4'e bölünce kişi başı 650 bin düşüyor.
200 grand each.
Adam başı yirmi.
Maybe, because just as I was getting close, the Church steps in, settles with the families for 200 grand each.
Çünkü suçluyu bulmaya çok yaklaşmıştım ki, kilise devreye girip ailelerin her birine 200 bin dolar verip olayı kapattı.
Lem and Ronnie are in for a grand each.
Lem'le Ronnie birer binlik koydu.
Five grand each they cost me.
Herbiri bana 5000'e mal oluyor.
In any case Nan needs a grand each month
Öyle ya da böyle Nan her ay en az 1000 won kazanmalı.
Lf... your husband gave you ten grand each month would you stay home or work?
Farz edelim ki kocan sana ayda 10.000 won veriyor. Evde mi otururdun yoksa çalışır mıydın?
Would you quit if I gave you ten grand each month?
Ayda 10.000 won verirsem çalışmayı bırakır mısın?
Two weeks, a grand each.
İki hafta, kişi başı yüz.
- Three black guys with a trunk full of cocaine... can't drive the goddamn speed limit? - That's 50 grand each, gone.
- Tanesi 50 bin, alıp götürürler.
- That's 500 grand each.
- Tanesi 500 bin yapar.
- All right, 100 grand each.
- Pekala kişi başına 100 bin.
2 grand each, Cash on delivery.
2 biner dolar, dağıtımdan sonra nakit.
And Walker's hunch was right... all four of them got deposits for 125 grand each.
Walker'ın önsezisi doğruymuş. Dördü de tanesi 125 bin dolardan bankaya yatırılmış.
Eight grand each, those transmitters.
O vericilerin her biri 8 bin dolar.
That's 60 grand each.
60 bine denk geliyor.
There should be no problems spending $ 10 grand each.
Her biriniz için $ 10.000 problem olmaz bence.
Come on. Sixty grand each.
Adam başı 60 bin kazandım.
that's a grand each.
Hepsi bin dolarlık 20 rulo var.
100 keys... seven grand each.
100 kilo her biri 7 bin.
Sorry, Mr. Janoth. A thousand dollars each week... and a grand prize of $ 25,000 to be awarded...
-... her hafta bin dolar veririz büyük ödül de $ 25,000 olur.
And you, Le Grand, with a different deadly poison in each of your fly buttons.
Ve siz, Le Grand, her düğmenizdeki değişik, ölümcül zehirlerinizle.
Each of us will get $ 200 grand US?
Hepimiz 200.000 $ mı alacağız?
BUT WHAT I DON'T REALIZE IS THAT EACH WATCH IS WORTH 10 GRAND.
Tam çıkaramıyorum, her birinin değeri 10 bin olsa.
One grand for each and the rest for the mother-fucking Catalina!
En az 25. Anasını siktiğimin Catalina'sı her nefes alış verişte bir binlik arttırıyor.
The Grand Reich Chancellery was a hive of political infighting and backbiting, as rivals with ill-defined jobs fought against each other for Hitler's favour.
Alman hükümdarlığı, bir arı kovanına benziyordu. Hitler'e yaranmak isteyenler birbirleri ile didişmekten vazgeçemiyordu.
Each home fills with joy on this grand holiday,
Bu bayramda bütün evler neşeyle dolar.
And I welcome each and every one of you... to the official grand opening of the Thorpe Palace.
Hepiniz Thorpe Palas'taki büyük açılışa davetlisiniz.
On a perfectly clear night in Las Vegas with the expected crowd of celebrities and sports fans piling into the MGM Grand, the two best heavyweights in the world prepare to meet after an eight-month dance toward each other.
Las Vegas'ta muhteşem bir gecede ünlüler ve spor hayranlarından olusan kalabalık MGM Grand'de dünyanın en iyi iki ağırsıklet boksörünün 8 aydır hazırlandıkları maçı izlemeye geldi.
Five hundred treasury certificates, each worth ten grand.
Beş yüz banknot, her biri on bin dolar ediyor.
A grand on each.
Her birine bin dolar.
Three and five, a grand on each - gentleman at the end of the table.
Üç ve beş, her birine bin dolar, masanın sonundaki beyefendi.
I'll be collecting a grand from each of you... one way or another.
Bu iş burada bitmez. Bir şekilde birer binliğinizi alacağım.
- Hello? Each silent second gives you time to think about the grand scheme of life.
Her sessiz an sana hayattaki büyük amacı düşünme fırsatı verir.
You're 73 years old and you can make a hundred grand a year... never touch the principal and then... when you pass on, each of us kids will get another quarter of a million. "
Prensibin canı cehenneme. Sen öldüğünde daha bir çeyrek milyon da çocuklarına kalır. " dedim.
And they're each worth two or three grand?
Her biri de iki ya da üç bin dolar mı ediyor?
Three days from now, in a grand celebration, each Prior will activate a ship in a show of the Ori's power.
Üç gün sonra büyük bir kutlamada her rahip bir gemiyi çalıştırıp Ori'ın gücünü gösterecek.
I've highlighted the cell phone calls they've made to each other as well as the numerous charges made to Professor Landry at the Neptune Grand.
Birbirlerini cepten aramışlar, işaretledim. Dr. Landry'nin Neptune Grand'e yaptığı ödemeleri de işaretledim.
The clash of the marchers, their grand parades surging from each direction, meeting in the middle.
Yürüyüşçülerin çarpışması,.. ... dört bir yandan gelen yürüyüşçülerin ortada buluşması.
Forty grand. Twenty each.
İkimize de dört biner.
You know, there are times when watching you two swinging your at each other is quite funny, but we've just lost 45 grand and we're still scratching our heads trying to figure out how, and who.
Sizi birbirinize takılırken seyrettiğim oldukça komik durumlar oldu ama 45 bin kayıp etmiş durumdayız ve hala bizi kimin ve nasıl soyduğuna kafa patlatıyoruz.
Me and Angie rented the penthouse at the SoHo Grand where we will drink wine and pleasure each other.
Şaraba ve hazza doyacağız. İğrenç!
Each year thousands of people come to this sandbank off Grand Cayman island for a close encounter with the rays.
Her yıl binlerce insan Grand Cayman adasındaki bu kumsala vatozlarla yakın ilişki kurmak için gelir.
He paid us each five grand in cash.
Hepimize beşer bin Dolar verdi.
But each year, For only a few weeks, rain comes to Natron and a grand act of creation takes place, one of Africa's last great mysteries.
Ancak her yıl, sadece birkaç haftalığına Natron'a yağmur gelir ve muazzam bir yaratılış sahnesi perde alır. Bu Afrika'nın en büyük gizemlerinden biridir.
each 326
each other 54
each time 67
each day 41
each year 51
each one 17
each week 17
each and every one of you 23
each night 17
each of you 23
each other 54
each time 67
each day 41
each year 51
each one 17
each week 17
each and every one of you 23
each night 17
each of you 23
grand 1583
grandma 1889
grandpa 1972
grandfather 615
grandson 76
grandmother 260
grandmama 26
grand hotel 17
grandad 150
grand theft auto 49
grandma 1889
grandpa 1972
grandfather 615
grandson 76
grandmother 260
grandmama 26
grand hotel 17
grandad 150
grand theft auto 49
granddad 239
granddaughter 53
grandkids 23
grandparents 30
grand a year 58
grandchildren 52
grand in cash 21
grand theft 27
grand larceny 24
grand a month 26
granddaughter 53
grandkids 23
grandparents 30
grand a year 58
grandchildren 52
grand in cash 21
grand theft 27
grand larceny 24
grand a month 26