He's right traduction Turc
24,969 traduction parallèle
In this case, the virus has caused septicemia, which seeded Mr. Aaron's liver, which is why he has a large right lobe hepatic abscess on the dome.
Bu vakada virüs, septisemiye neden oldu. Bay Aaron'ın karaciğerine yayıldı. Böylece geniş sağ lobunda hepatik apse oluştu.
He's on his way there right now.
Şimdi oraya doğru gidiyor.
He's in the company storehouse right now counting pelts.
Depoda kürkleri sayıyor.
He's in the storehouse right now counting'pelts!
Şimdi depoda kürk sayıyor.
You don't think he's gonna do that right now, do you?
Şimdi de yapmayacak değil mi?
I'm thinking he does, and he's too smart to put it on the street right now.
Onun çaldığını ve hemen sokağa çıkarmayacak kadar akıllı olduğunu düşünüyorum.
He's half right.
Yarı yarıya haklı.
That's right. He did not win, but, uh... Yeah.
Doğru, Adrian kazanamadı ama umut vadediyordu.
All right, so he's down, but we stake a lot of horses,
Bu aralar biraz düşüşte olabilir ama biz bir sürü ata oynarız.
He went to adrian's house, signed him right in the room.
Adrian'ın evine gidip kontratı hemen oracıkta imzaladı.
He's tough but in the right way. How so?
Sert biri ama iyi anlamda.
I assume he's probably looking out at the courtyard right now to shoot whoever takes the bait.
Şu an kimin yemi yutacağını görmek için terası gözetliyor olmalı.
If you found his mom, and you want to take him back right now, he's ready.
Annesini bulduysanız ve onu hemen geri götürmek istiyorsan, çocuk hazır.
- He's right behind me.
- Kim? - Hemen arkamda.
He's right there.
- Kendisi hemen burada.
He's all right.
Sorun yok.
Look. He's down there, all right.
Baksana, gerçekten orada.
He's my patient, all right?
O benim hastam.
How is he? Well, he's a little shaken up but no worse for the wear, right, Gage?
Biraz sarsılmış ama korkunun ecele faydası yok, değil mi Gage?
Okay, he's right next door being checked out.
Yan odada muayene ediliyor.
He's right.
- Haklı.
I mean, I know he that he passed the lie detector test, but it's just... something... something's not right.
Yalan makinesi testinden geçtiğini biliyorum ama bu doğru gelmiyor.
- Why? -'Cause he's right behind me.
- Çünkü hemen arkamda.
Right after my husband decided to cut our Mexican vacation short so he could make a business meeting.
Kocamın Meksika tatilimizi, iş toplantısı için kesmeye karar vermesinden hemen sonra.
he could've done it right there. If that's Banyan's blood, we can lock him up for good.
Eğer bu Banyan'nın kanıysa, onu uzun bir süre hapse gönderebiliriz.
Don't, he's right here.
Gitmeyin, o burada.
He was trying to sell the family business from right under her nose without telling her.
Kız kardeşine söylemeden onun burnunun dibinden aile şirketini satmaya çalışıyormuş.
His calendar says he's got a shoot booked right now.
Takvimine göre şu anda bir çekimi var.
- If he's got it right. - He does.
- Tabii o da doğru anladıysa.
He's... you'll find him right out there.
Kendisi hemen dışarıda.
And he's gonna lead us right into the future.
Ve bizi geleceğe taşıyacak.
I know he's got a soft spot for you, but right now I'm not sure it counts for shit.
Senin onun yumuşak karnın olduğunu biliyorum ama şu an bir anlamı olacağını sanmıyorum.
He's right.
O haklı.
He's gonna be okay, right?
İyi olacak, değil mi?
He's cute, right? - Yeah.
- Çok tatlı, değil mi?
It means he's over me, right?
Beni unuttu artık, değil mi?
He's right!
- Haklı!
Like he has a right to choose.
Sanki karar vermeye hakkı varmış gibi.
He's all right.
- O iyi.
See, he was the new state's attorney. Came in and started micromanaging right from the start.
Yeni başsavcı olmuştu geldi ve her şeyi sıfırdan incelemeye başladı.
"The most common trait is an unyielding belief " he is always right,
" En sık görülen özellik daima haklı olduğuna dair sarsılmaz inancıdır,
Hey, but he's gonna tell me all about it, right?
Ama bana anlatır yani, değil mi?
He's still going after Roman, right?
Hâlâ Roman'ın peşinde, değil mi?
Oh, yeah, right, he's ru...
Oh, tabi, doğrudur, bana doğ...! Dur!
He's right, though. When Patient Guy calls, you want to have other plans.
Aslında haklı. "Hasta adam" aradığında başka planlarının olmasını istersin.
Right, and while you're doing that I'll be at Alison's house packing up Rollins'stuff into an overnight bag making it look like he left in a hurry.
Tamam, sen o işi hallederken ben de Alison'un evinde Rollins'in eşyalarını bir çantaya tıkıştırıp aceleyle terk edilmiş süsü vereceğim.
There's a cop right outside my door, and he's not moving.
Kapımın önünde bir polis var ve hiçbir yere gitmeyecek gibi duruyor.
Emily's right, just because he's not Mary's kid doesn't mean he's not A.D.
Emily haklı, sırf Mary'nin çocuğu olmaması.. .. A.D. olmadığını göstermez.
No, because he's not, all right?
Hayır, çünkü o kıskanmıyor.
He's just died at this very moment right now in front of everyone!
Şu anda öldü. Herkesin önünde, tam olarak şu anda! - Geri çekilin!
Well, that's what he wanted, though, right?
Onun da istediği buydu değil mi?
he's right behind me 20
he's right outside 22
he's right over there 72
he's right about that 26
he's right behind you 25
he's right there 145
he's right here 197
right 138679
right now 7642
rights 33
he's right outside 22
he's right over there 72
he's right about that 26
he's right behind you 25
he's right there 145
he's right here 197
right 138679
right now 7642
rights 33
righteous 110
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239
righty 73
righteousness 17
righto 145
right back at you 108
right here 3759
right on 537
right there 2847
right behind you 176
right on time 239