I asked her traduction Turc
3,486 traduction parallèle
Well, I asked her once, actually.
Şey, aslında, bir kez sordum.
I asked her to get me the work, Jax.
İş bulmasını ben istedim, Jax.
When I asked her about it, she wouldn't tell me.
Kim olduğunu sorduğumda, bana cevap vermedi.
Claire told me that she was on a business trip in Chicago, and I asked her about the horrible storm that they had there.
Claire bana Chicago'ya iş seyahatine gittiğini söylemişti. Ben de ona orada yaşanan korkunç fırtınayı sordum. Fakat orada fırtına falan yoktu.
So, earlier, I asked her about you.
Önceden ona seni sormuştum.
She squeezed my hand when I asked her to.
Yapmasını söylediğimde elimi sıktı.
November 4, 3 : 46 p.m. I asked her if she dated a lot growing up.
Ayın dördünde saat 15 : 40'ta ona fazla kimseyle çıkıp çıkmadığını sormuştum.
I asked her when she was going to get a better job and she just nearly devoured me.
Ne zaman daha iyi iş bulacağını sorduğumda neredeyse beni yiyecekti.
I asked her.
Ben sordum.
I asked her to leave me alone.
Beni yalnız bırakmasını söyledim.
I asked her to make a second dose.
Ondan bir şişe daha yapmasını istedim.
This is where I asked her to marry me.
O'na burada evlenme teklif etmiştim.
I asked her if she thought Mr Nicholson would ever give her any peace.
Ona, Bay Nicholson'un ona hiç huzur vereceğini düşünüyor mu diye sormuştum.
I asked after you, often, but was always supplied with some excuse.
Hep seni sordum ama her defasında başka bahanelerle karşılaştım.
And was I to tell her that, Mr Branson, and why you asked me?
Onu bunu ben mi söyleyecektim Bay Brandon? Neden istediğinizi?
I asked for her.
- Ben istedim.
When I thought that the sheriff's department picked her up, I went down to Shelby and I asked for his help, but she vanished.
Şerif'in adamlarından birinin aldığını düşündüğümde Shelby'ye yardım istemeye gittim... -... ama kız ortadan kaybolmuştu.
I-I did everything you asked.
Söylediğin her şeyi yaptım.
Why didn't you speak up when I asked if someone saw her?
Neden onu gören oldu mu dediğimde konuşmadın?
She asked me if I'd be interested in coaching her.
Bana kendisine koçluk yapmamı teklif etmişti.
I lied right to her face When she asked me if you were involved.
Senin bu işle ilgin olup olmadığını sorduğunda ona yalan söyledim.
- What? I still asked her out.
Hala ona çıkma teklif ediyorum.
She asked was I free for lunch, I filled her in on the case, and she offered to help.
Öğle yemeği teklif etti. Ona dosya hakkında bilgi verince de yardım teklif etti.
She asked me for some help, and now I can't reach her.
Benden yardım istedi ama ona ulaşamıyorum.
- I asked Lucy to take her daughter and disappear for a while, hide, spend some time with her.
- Lucy'den kızını alıp, bir süre ortadan kaybolmasını istedim. Bir süre kızıyla birlikte saklanmasını istedim.
She asked me not to say anything, so I feel like kind of a shit friend for telling you, but I'm worried about her.
Bir şey söylemememi istedi. Sana söylediğim için bombok hissediyorum ama onun için endişeleniyorum.
The moment I asked you to kill her was the moment that I started to lose myself, and I'm just starting to get back.
Senden onu öldürmeni istediğim an kendimi kaybetmeye başladığım zamandı. Başladığım yere dönüyorum.
I've done everything you've asked.
İstediğin her şeyi yaptım.
She did what was asked of her, and now I ask a favor of you.
O kendinden isteneni yaptı ve şimdi ben senden bir iyilik istiyorum.
But I did everything you asked.
- Ama her şeyi yaptım.
So I fired her and asked her out.
Ben de onu kovdum ve ona çıkma teklif ettim.
When I saw my dad in New York, ice-skating with that same woman and her kids, I asked him point-blank,
New York'ta babamın aynı kadınla ve onun çocukarıyla,... paten kaydığını gördüğümde,... direkt sordum.
If I asked you not to go to her, if I told you it would... It would hurt me?
Peki ya gitmemeni isteseydim peki ya sana bunun beni inciteceğini söyleseydim?
I told my boss about it and asked her.
Ben konuştum, anlattım sorumlu olduğum kişiye.
Buy me an accordion or I'll tell Mum you asked me to spy on her.
Bana bir akeordeon al yoksa onu gizlice gözetlememi istediğini anneme söylerim.
I have done everything that you asked, all right?
İstediğin her şeyi yaptım, tamam mı?
I can't believe Penny sent out a "save a date" card and asked us to hold every month but February.
Penny'nin bir davetiye gönderip Şubat hariç her ayı rezerve etmemizi istediğine inanamıyorum.
Danny, I asked you to make a list of everything you wanted, and this is what you've come up with?
Danny, senden, istediğin her şeyin bir listesini çıkarmanı istemiştim. - Yapa yapa bunu mu yaptın? - Evet.
When i thought that the sheriff's department picked her up, i went down to Shelby and i asked for his help, but she vanished.
Şerif'in adamlarından birinin aldığını düşündüğümde, Shelby'den yardım...
Yeah, I asked Nancy what was on her bucket list once she got out.
Evet, ne sordu Nancy'ye o bir kez dışarı çıktı.
Not that anyone asked me, but I think taking her back to school is a great idea.
Bana soran olmadı ama bence onu okula geri götürmek çok iyi bir fikir.
I called on one of my friends from the agency, asked her to trace the money.
Teşkilattan bir arkadaşımı aradım ve para akışını takip etmesini istedim.
How is it my fault when I've done everything that you have ever asked me to do?
İstediğin her şeyi yaptığım hâlde nasıl benim hatam oluyormuş bu?
You did everything I asked you to.
Senden istediğim her şeyi yaptın.
I've done everything that you've asked me to do.
Benden yapmanı istediğin her şeyi yaptım.
I've done everything they've asked!
İstedikleri her şeyi yaptım!
But the managing partner asked me to do something, and I didn't tell her I was too busy.
Ama yönetici ortak benden bir şey yapmamı istedi ve ona kusura bakmayın çok meşgulüm diyemedim.
Yeah, well, she gave it to me to give to her if I ever asked her to marry me, so...
Şey evet, yüzüğü ona evlenme teklif edersem diye bana vermişti, ve...
I think she would've done anything for you, had you asked in the right way. I think you knew that full well.
Doğru biçimde istediğiniz takdirde sizin için her şeyi yapabileceğini çok iyi biliyordunuz sanırım.
Hey, you know, back in the doctor's office, when you asked me why I was still seeing her.
Hey, biliyor musun, doktor'un ofisinden çıktığında bana hala onu neden gördüğümü sormuştun.
Relax, I already asked her.
Sakin ol, ben sordum.
i asked her to marry me 21
i asked you first 53
i asked 191
i asked first 21
i asked you 78
i asked myself 26
i asked them 16
i asked you a question 258
i asked you something 17
i asked for it 22
i asked you first 53
i asked 191
i asked first 21
i asked you 78
i asked myself 26
i asked them 16
i asked you a question 258
i asked you something 17
i asked for it 22
i asked him 111
i asked him to 16
i asked you to do one thing 19
i asked around 50
i asked mr 24
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
i asked him to 16
i asked you to do one thing 19
i asked around 50
i asked mr 24
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
herbert 132
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
herself 49
hercules 220
hershey 18
hertz 45
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21