English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I gotta

I gotta traduction Turc

43,739 traduction parallèle
Yeah, I gotta go.
- Evet, gitmem gerek.
- I gotta see if they're all right.
- Herkes iyi mi görmeliyim. - Evlat!
I gotta get my friend laid as a last souvenir
Son bir hatıra olarak arkadaşımı mutlu etmeliyim
Okay, I gotta run.
Tamam. Gitmem gerek.
I gotta take this.
Buna bakmam lazım.
Oh, well, actually, I gotta...
Aslında yapmam...
I gotta take care of him.
Onunla ben ilgileneceğim.
I gotta find a place to hide the bodies, quick.
Cesetleri saklamak için hemen bir yer bulmalıyım.
Sorry, I gotta go. Mom stuff.
- Üzgünüm, kapatmalıyım.
Now I gotta clean all this up...
Şimdi hepsini temizlemem gerek...
I gotta show you something really weird.
Size çok tuhaf bir şey göstereceğim.
- I gotta look the part, huh?
- Rolume uygun giyindim.
But if I'm gonna have Jim's back, I gotta be nimble.
Ama Jim'i koruyacaksam çevik olmam gerek.
I'll let you know when I gotta go to the bathroom.
Tuvalete gitmem gerektiğinde söylerim.
You mean, I gotta put my hand in that thing?
Bu şeye, elimi sürmemi mi istiyorsun?
- I gotta go!
- Kapatmalıyım!
I gotta go!
Kapatmalıyım!
But I gotta see this piece on the side! Mary!
Ama şu çocuğu görmeliyim!
Okay, I gotta ace the Spanish midterm, fix Bagdwella's gnome problem, figure out what book stacking is, so I can win Spring Fling!
Tamam, İspanyolca'dan geçmeli, Bagdwella'nın Gnome sorununu halletmeli, Yıl Sonu Dansı'nı kazanmak için kitap istiflemek nedir, çözmeliyim!
- I gotta look the part, huh?
- Rolüme uygun giyindim.
Pee-wee, I gotta say, your French toast is perfection! Thanks.
Pee-wee, yumurtali ekmegin mükemmel olmus!
I gotta go meet a couple pals at the lodge. Sure, Dan.
Kulüpte birkaç dostumla bulusacagim.
I gotta watch over the diner.
Yapamam. Lokantaya göz kulak olmaliyim.
I gotta be on my way. - How do you get out of here?
Yola koyulmaliyim.
What matters is, I gotta figure out a way to get that money so we can get the hell out of here.
Önemli olan... O parayı almanın bir yolunu bulmalıyım. Böylece buradan defolup gidebiliriz.
I gotta get home before Allison pitches a fit.
Allison'ın tepesi atmadan evde olmalıyım.
I gotta be there right when dinner is served.
Akşam yemeği hazır olduğunda orada olmalıyım.
I gotta go and help with the hors d'oeuvres in the Woodside ballroom.
Gidip diğer salondaki... -... çerez tabaklarına yardım etmeliyim.
You know what, man? I gotta tell you,
Ne var biliyor musun adamım Söylemeliyim ki
Now I gotta go clean up this mess that you made.
Şimdi yaptığın karışıklıkları temizlemeliyim.
Right now I gotta deal with your new publicity nightmare.
Şu an yeni tanıtım kabusuyla uğraşmak zorundayım.
I gotta go.
Gitmem gerek.
I got my dog, so I gotta...
Hem köpeğim de var.
I gotta go. I'm sorry.
Gitmem gerek, kusura bakma.
Well, look... This was really nice. I gotta go.
Bak, seninle konuşmak güzeldi ama gitmem gerek.
I gotta make the rounds.
Tur atmam lazım
I gotta take this.
Bunu almam lazım
No, I just gotta go in here and talk to my son.
Hayır, içeri girip oğlumla konuşmam gerek..
Gotta go check on Zoey.
- Gidip Zoey'i kontrol etmeliyim.
Okay, so I've been doing some thinking... and you're right, we gotta return the knife.
Bir süredir düşünüyorum, haklısın bıçağı geri koymalıyız.
I mean, one day, we got a lot in common, the next day, it's like we gotta start over.
Bir gün pek çok ortak noktamız oluyor ertesi gün sıfırdan başlıyoruz.
I have to say, to undertake this type of crime, you've gotta be bold, you've gotta have a lot of planning, and quite clearly, with this lot...
Söylemem gerek, bu tarz bir suç işlemek için... KOMUTAN, SCOTLAND YARD ( EMEKLİ )... gözü pek olmalısınız, epey plan yapmalısınız ve bu ekip için tabii ki...
But I've gotta hand it to you, I'll shake your hand when I catch you.
Ama hakkını vereyim. Seni yakaladığımda elini sıkacağım.
- Hey, so I've gotta ask...
- Sormam gerek...
Jim, we gotta get my Chubby Tracker back.
Jim, Hareket Ölçer'i geri almalıyız.
I'm the test subject you gotta study to learn how to fight the stupid alien creatures.
Uzaylı yaratıklarla savaşmayı öğrenmek için incelemen gereken deneğim.
I gotta get to New York City, to my friend's birthday party.
New York'a, arkadasimin dogum günü partisine gitmem lazim.
Oh, I hear nature calling. I've gotta use the restroom.
Hacet gidermem lazim.
I just gotta take a shit, that's all.
Bir sıçmam lazım, hepsi bu.
- I've gotta call my brother.
Kardeşimi aramalıyım. Delirdin mi?
And you say, "I am the boss!" You gotta show him who's boss.
"Patron benim!" deyip ona patronun kim olduğunu göster.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]