I met her traduction Turc
3,085 traduction parallèle
I met her when I was camping... And we, um...
Onunla kamp yaparken tanışmıştım ve biz...
I know, I met her.
Biliyorum, tanıştım.
Yeah, I met her about a week ago.
Evet, onunla bir hafta önce tanıştım.
I met her on a journey.
Bir yolculuk esnasında tanıştık.
Oh, I made that offer the first day I met her.
Ah, o teklifi tanıştığımız ilk gün yapmıştım.
I met her.
Kadınla tanıştım.
Natalie called me, said she needed to speak with me about something important, so I met her after work at the subway station.
Natalie beni aradı. Konuşmak istediği önemli bir şey olduğunu söyledi. İş çıkışı metronun orada onunla buluştuk.
When I met her, I was 20 years older than she.
Tanıştığımız zaman, ondan 20 yaş daha büyüktüm.
I met her parents once.
Ailesi ile bir kez görüştüm.
I met her today at the car wash.
Bugün onunla araba yıkamada tanıştım.
If Carla was on the run from Division when I met her she was already their enemy.
Onunla tanıştığımda Carla, Bölüm'den kaçıyorsa zaten onların düşmanıydı.
I met her at the Fair.
Onunla fuarda tanıştım.
I should've never met her.
Onunla hiç tanışmamalıydım.
The fellow I met last night has run off with all my things.
Dinle, dün gece tanıştığım adam her şeyimi çalmış.
I've never met her.
Onu hiç tanımadım.
I wish we could have met her.
- Keşke tanışabilseydik onunla.
I would have really liked you to have met her.
Onunla tanışmanı çok isterdim.
I want everything to be exactly how it's been since we've met.
Her şeyin tanıştığımız zamanki gibi olmasını istiyorum.
Well, as it turns out I could have met Melinda a while back at Santa Barbara Mercy Hospital when she had her appendix removed.
Melinda'yla bir süre önce apandisitini aldırmak için Santa Barbara Mercy Hastanesine yattığında tanışabilirdik.
I never met her.
- Onunla hiç tanışmadım.
- I just met her.
Daha yeni tanıştık.
I was, but it turns out that the place where I met, wooed and was first intimate with Nora is just a huge reminder of her and how I screwed up.
Öyleydim ama fark ettim ki orası Nora'la tanıştığım, ona kur yaptığım ve ilk kez birlikte olduğumuz ve bana onu ve işleri nasıl batırdığımı hatırlatan bir yer.
She just I.D.'d two former DGSE agents who met with her brother.
Kardeşiyle görüşen iki eski DGSE ajanının kimliğini belirledi.
I don't care that you met with her, I just want to know why you didn't tell me about it.
Onunla görüşüp görüşmemen umrumda değil, ben sadece neden bana bundan bahsetmediğini öğrenmek istiyorum.
I saw Rose in the street looking entirely different than the woman I met in The Devil's Drum. That's when you followed her into the library.
Bu yüzden mi onu kütüphaneye kadar takip etiniz?
♪ But forget every man who I ever met ♪
♪ Ama tanıştığım her adamı unutun ♪
I just met her.
Daha yeni tanıştık.
Well, I would have invited the baby's mother, but I never met her.
Bebeğin annesini de davet ederdim ama onunla hiç tanışmadım.
I just met her.
Ben de daha yeni tanıştım.
I've never met her, but...
Onunla hiç tanışmadım ama...
What if I told you that I consume knowledge like no one you've ever met, and I've actually passed the bar.
Peki ya sana daha önce kiç kimsede görmediğin şekilde bütün her şeyi bildiğimi ve gerçekten de sınavı geçtiğimi söylersem.
And if it wasn't for her you and I would never have met.
Ayrıca o olmasaydı... Asla tanışamazdık.
Not long after we met, you were asleep and I was carefully placing my hair in the water glass on your bedside table like I always do.
Tanışmamızdan kısa süre sonra, sen uyurken her zamanki gibi yatağının yanındaki su bardağına tüylerimi yerleştiriyordum.
Yeah, when I first met her, she wouldn't even raise her voice above a whisper.
Onunla ilk tanıştığımda oldukça içine kapanık biriydi.
- I met her at the gym.
Spor salonunda tanıştım. Curves'de.
I've got a new bestie too, and her name is something cool, like Sam, and she does web design, maybe, and I haven't met her yet.
Mesela Sam ve web sitesi tasarımı yapıyor belki ve onunla daha tanışmadım.
I just met her.
Daha onunla yeni tanıştım.
I just thought it would be easier for her to hear if she had already met someone else.
Daha önce tanıştığı başkasından duyarsa daha iyi olur diye düşündüm.
I know there's some strange people on here, but did you know that Jane foster met her second and her third husbands on this site?
Orada biraz garip insanlar olduğunu biliyorum ama Jane Foster'ın ikinci ve üçüncü kocasını o sitede bulduğunu biliyor muydun?
I could have met her and not even known it.
Hatta onunla tanışmış ama tanımıyor bile olabilirim.
You know, last year... When things got really bad I used to fantasize about what my life would be like if I had never met Ali.
Biliyorsun, geçen sene her şey çok kötü olunca Ali ile hiç tanışmasaydım hayatım nasıl olurdu diye hayal kurardım.
Yeah, but every time I go down that road, I have to remind myself that if I hadn't met her, then I wouldn't be friends with you.
Evet, ama bu yoldan aşağı yürüdüğüm her zaman kendime eğer onunla tanışmasaydım sizinle arkadaş olmayacağımı kendime hatırlatıyorum.
When I told her how we met at Georgetown last year...
Geçen yıl Georgetown'da nasıl tanıştığımızı anlattığımda...
I don't know if she told you, but when I first met her I had lost my partner.
Söyledi mi bilmiyorum ama onunla tanıştığımda ortağımı kaybetmiştim.
I don't know if she told you this, but when I first met her, I had lost my partner.
Söyledi mi bilmiyorum ama onunla tanıştığımda ortağımı kaybetmiştim.
I should have locked Joyce in her closet, and then met that guy at the restaurant, swinging a rake.
Joyce'u dolaba kilitleyip onun yerine o adamla buluşmaya restorana ben gitmeliydim. Ona gününü gösterirdim.
I've never met anyone like her, and when she smiles at me, you can't put a price on it.
Onun gibi biriyle hiç tanışmadım, ve bana gülümsediğinde, buna paha biçemezsin.
I just met her this summer.
Onunla daha bu yaz tanıştım.
Okay. I know I just met her, but I feel like I can speak for her.
Tamam, onunla daha yeni tanıştın, ama onunla, benim konuşmam gerektiğini düşünüyorum.
Every time I think about the day we met, I just get goosebumps all over again.
Tanıştığımız o günü her düşündüğümde, tüylerim ürperir.
I never met her or saw her in person, but I- - I just know.
Onunla tanışmadım ya da şahsen tanımıyorum ama sadece biliyorum yani.
i met her once 19
i met you 52
i met someone 76
i met a girl 52
i met him 100
i met 16
i met a guy 18
i met this guy 18
i met him once 23
i met this girl 24
i met you 52
i met someone 76
i met a girl 52
i met him 100
i met 16
i met a guy 18
i met this guy 18
i met him once 23
i met this girl 24
here 35434
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
hermes 98
here we go 9033
hermano 85
hernandez 57
here you go 5858
heroes 83
hero 275
heroine 19
hers 94
here we go again 374
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313
herring 17
heroic 33
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
hermann 78
here we are 2264
here it is 2313