I tried so hard traduction Turc
274 traduction parallèle
Oh, Hector, I tried so hard to let you know I love you...
Oh, Hector, seni sevdiğimi farketmemen için çok çabaladım.
I tried so hard to look pleased, but it wasn't any good.
Memnun olmuş gibi görünmek için çok çabaladım ama işe yaramıyordu.
I tried so hard to make friends.
Sonunda kapıyı suratına kapattım.
I tried so hard to keep my promise, not make any trouble here.
Burada sorun çıkarmayacağıma dair verdiğim sözü tutmaya uğraşıyorum.
I tried so hard to make Dad understand.
Babamı anlamak için çok çabaladım.
I tried so hard to remember exactly what you looked like.
Görünüşünü tam olarak hatırlamak için çok uğraştım.
Yet I tried so hard to forget you.
Ama seni unutmaya çalışmak beni çok yordu.
I tried so hard I...
Hele ben çok uğraştım.
I tried so hard to do everything right.
Her şeyi doğru yapmak için çok çalıştım.
I tried so hard to keep it clean.
Onu temiz tutmak için çok uğraşırdım.
I tried to be a little girl, Lou. I tried so hard.
Sadece senin küçük kızın olmaya çalıştım... çok çalıştım.
And I tried so hard to disguise myself.
Ve bende kendimi gizlemek için o kadar uğraştım.
I tried so hard to escape.
Kurtulmak için elimden geleni yapacam.
I tried so hard not to come back here.
Buraya dönmemek için çok cabaladım.
I tried so hard I had a crooked mind.
Aklımda çok uğraştığım çarpık bir düşünce vardı.
I tried so hard!
Çok uğraştım.
I tried so hard to be good.
İyi olmak için çok çalıştım.
I tried so hard to find you.
Seni bulmak için çok uğraştım.
I tried so hard to earn Quark's trust.
Quark'ın güvenini kazanmak için çok uğraştım.
I tried so hard to change her mind and finally she changed mine.
Onun fikrini değiştirmek için çok uğraştım, en sonunda o benimkini değiştirdi.
I tried so hard to be nice, to get him to accept me.
Ama o küçük kızını ebediyen yanında görmek istiyor.
I tried so hard not to let this happen.
Olmaması için çok ç aba sarf ettim.
I tried so hard not to love you.
- Seni sevmemek için çok uğraştım.
I tried so hard, and I couldn't make it work before.
Çok denedim ama daha önce işe yaramadı.
I tried so hard to forget.
Unutmak için çok uğraştım.
I tried so hard to help you, and you spat on me.
Yardım etmeye çalıştım ama sen beni reddettin.
I tried so hard to be supportive with his art and with getting his screenplay made.
Sanatla ilgili çabalarına hep destek olmaya çalıştım senaryo çalışmalarına yardımcı oldum.
- I tried so hard. - You couldn't do it.
- Bilmiyorsun, çok denedim.
# And I tried so hard to get a little sunshine
# And I tried so hard to get a little sunshine
I know now why you tried so hard to kill this outlaw whom you despised.
Şimdi ise bu kanun kaçağını neden yakalamak istediğinizi biliyorum.
I've tried so hard to keep it within these walls, in my own house.
Bunu bu duvarların, kendi evimin içinde tutmaya çalıştım.
I can understand that, Laura... but I can't understand why you've tried so hard to protect Shelby these last few days.
Bunu anlayabiliyorum Laura. Ama şu son birkaç gündür Shelby'i korumak için neden bu kadar çaba sarf ettiğini anlamıyorum.
But even so, no matter how hard I tried... her attacks increased in violence and became more and more frequent.
Ama böyleyken bile ne kadar uğraşırsam uğraşayım krizlerinin şiddeti arttı ve giderek daha sık gerçekleşmeye başladı.
O Lord, I've tried so hard.
Yüce Tanrım. Çok çalıştım.
I don't think I've ever tried so hard to be gay and made such a dismal mess of it.
Neşeli olmaya hiç bu kadar çalışmamış, kederli bir duygusal karmaşaya da hiç böylesine düşmemiştim.
And Maggie tried so hard to please me. Maybe I prodded her into using you, as you put it.
Maggie beni memnun etmeye çalıştı, onu seni "kullanmaya" ben ittim.
Then they clamped, like, lid-locks on me eyes so that I could not shut them, no matter how hard I tried.
Ne kadar denersem deneyeyim.. ... gözlerimi kapatamayım diye gözlerime göz kapağı kilidi taktılar.
I've tried so hard to be good.
İyi biri olabilmek için çok çalıştım.
♪ I've tried so hard to stay away ♪ ♪ And keep you off my mind ♪
# Senden uzak durmaya çabaladım... #... ve seni aklımdan çıkarmaya.
I've tried so hard to make it work, and you know that I have.
Yürüsün istedim ama artık elimde ne var biliyorum.
I've tried so hard. I've tried so hard and nothing is good enough for you. Let me correct myself, nothing I do is ever good enough for you.
Çok çalıştım canımı dişime taktım.
I've tried so hard to put him out of my mind.
Onu aklımdan çıkarmak için çok uğraştım.
I've Tried So Hard With You.
Her şeyi denedim.
I've tried so hard to forget that place.
Orayı unutmak istiyorum.
I can tell you tried so hard!
Söyleyebilirim ki çok denedin.
I tried so many times to tell you, but it's hard to, um...
Çok kez söylemeye çalıştım, ama çok zordu...
I've tried so hard to show her in so many ways.
Ona olan sevgimi, birçok biçimde göstermeye çalıştım.
Maybe because I knew he was really one of us. Even if he tried so hard to forget.
Belki de, o kadar unutmaya çalışmasına rağmen onun gerçekten bizden biri olduğunu bildiğim için.
I've tried so hard. I really have.
- Sürdürmek için çok çaba harcadım.
I tried so hard!
Çok çalıştım.
In my head, I asked you why you'd left me... when I loved you so much... and I had tried so hard to make you happy.
Kafamda sana, ben seni bu kadar çok severken, ve seni mutlu etmek için bu kadar uğraşırken, neden beni terk ettiğini sordum.
i tried 1484
i tried my best 50
i tried to call you 63
i tried calling 65
i tried calling you 43
i tried to warn you 73
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried it 43
i tried to tell you 96
i tried my best 50
i tried to call you 63
i tried calling 65
i tried calling you 43
i tried to warn you 73
i tried to save you 17
i tried to call 46
i tried it 43
i tried to tell you 96