Including my own traduction Turc
73 traduction parallèle
And I have plenty to yell about, including my own part in it.
İçinde kendi bölümüm de dahil olmak üzere bağırmam gereken çok şey var.
A lot of daughters are in there, including my own.
Benim kızım dahil herkesin çocuğu orada.
But, Mr Governor, every zoo, public and private, was searched by the police, and every circus, including my own.
Fakat, Sayın Vali, her genel ve özel hayvanat bahçesi, polis tarafından aranmıştı. Ve benimkinin de dahil olduğu tüm sirkler.
Yesterday you cut chapel, four lectures... including my own translation class.
Dün ayini yarıda bıraktın, benim tercüme sınıfım da dahil olmak üzere dört derse katılmadın.
I'm all that I've experienced, including my own self-doubts.
Kendimden şüphe etmem de dahil... Yaşadığım tecrübelerden oluşuyorum ben
Including my own?
- Benimki de dahil mi?
If you don't help me... Sully's birthday is not gonna be the last one I miss, including my own.
Eğer bana yardım etmezseniz Sully'nin doğum günü unuttuğum son doğum günü olmayacak.
Their weapons have helped enslave many worlds, including my own.
Silahları benimki dahil pek çok dünyayı köleleştirmeye yardım etmiştir.
Including my own.
Kendiminki dahiI.
Besides, I want to see the women and children safe, including my own wife.
Bunun yanında, kadınların ve çoçukların güvende olduğunu görmek istiyorum, kendi eşim de dahil olmak üzere.
Zhou Xiaogang's bad liquor killed many people including my own relatives!
Zhou Xiaogang'ın kötü içkileri yüzünden insanlar ve yakınlarım öldü.
Sir, had it not been for their actions, six American lives... including my own, would have been lost.
Komutanım, onların yaptkları olmasa altı amerikalının hayatı... benimkide dahil kaybedilecekti.
Yeah. Including my own.
Evet, kendi hayatım dâhil.
I'm askjng Stoja Tucker to save these lives, millions of lives, including my own.
Stoia Tucker'ın, milyonlarca hayatı kurtarmasını istiyorum. Buna benimkide dâhil.
I would never read any lines - including my own! - which some directors didn't really like!
Herhangi bir metni okumam - kendi metinlerim dahil - ve bazı yönetmenler bundan hoşlanmaz.
I sabotaged a wedding, I lost deposits, I toyed with a lot of people's feelings, including my own, but I didn't care.
Düğün iptal ettim, depozitoyu kaybettim kendim de dahil birçok insanın duygularıyla oynadım, ama umurumda değildi.
I haven't changed any names, including my own.
Kendiminki de dahil hiçbir ismi değiştirmedim.
I've anticipated everything down to the last detail including my own escape arrangements.
Her şeyi bütün ayrıntılarıyla düşündüm. Buna benim kaçış planlarım da dahil.
Including my own crew.
Kendi ekibim de dahil.
I'm so sick of living a life in fear of being found out for the phony I am, a life where I don't trust anyone's intentions, including my own. "
"Hayatımın sahte olduğunun anlaşılması korkusuyla yaşamaktan bıktım. " Öyle bir hayat ki... "... kendim dâhil hiç kimsenin niyetlerine güven duymuyorum. "
Eight families, including my own, Roger.
Sekiz aile benim ailemi de say, Roger.
The hospital your husband built in Karachi saved thousands of lives, including my own child.
Kocanızın Karachi'de kurduğu şu hastane içinde benim öz oğlumunda bulunduğu binlerce hayat kurtardı.
- Including my own?
- Benimkiler de dahil mi?
There have been some recent developments regarding Sophia and her people that I have kept from all but a few of you, including my own Chief of Staff. My apologies, Richard.
Sophia ve halkı ile ilgili son zamanlarda bazı gelişmeler oldu, bunları birkaçınız hariç sizden gizledim buna bizzat Kurmay Başkanım dahil.
Well, Charlie gave me a second chance when nobody else would, including my own father.
Charlie kimse beni takmazken bana ikinci bir şans verdi. Öz babamda buna dahil.
Hey, I've known a lot of wives, including my own, and when things get ugly, all bets are off.
Kendiminki de dâhil bir çok eş tanıyorum ben ve işler çirkinleşince direkt rest çekerler.
In my report, powder's made with a special formulation with five essential oils, used in high-end gyms, including my own.
Raporuma göre, toz özel bir formülle hazırlanmış benim de gittiğim ileri düzey salonlarda kullanılan beş esansiyel yağı içeriyor.
Not including my own.
Kendimi saymıyorum bile.
I stopped believing in lies including my own.
Kendiminkiler de dahil olmak üzere yalanlara inanmayı bıraktım...
Including my own.
Ben de dahil.
Shirley, at 1,600 acres, you have the largest farm in the area, sharing borders with six other farms including my own farm and your nephew Dwight's.
Shirley, 6500 dönümlük araziyle bölgenin en büyük çiftliği senindir. Diğer altı çiftlikte dahil olmak üzere, benimki ve Dwight'inki de dahil sınır komşusu.
Many lives are at stake, including my own.
- Benimki dahil birçok yaşam tehlikede.
Weathered Katrina, countless storms, and witnessed hundreds of proposals, including my own. ( Chuckles )
Katrina ve sayısız fırtınayla yüzleşti. Yüzlerce evlilik teklifine şahit oldu. Benimki de dahil.
Every wedding I've ever been to has ended in divorce... Including my own.
Gittiğim her düğün boşanmayla sonlandı benim düğünüm de dahil!
And I would do anything to avenge her loss including sacrificing my own life.
Ve onun kaybının öcünü almak için herşeyi yaparım, kendi hayatımı da feda etmek dahil.
If you remember all the villain in my life, including your own papa too!
Kötü erkeklerin bana hayat boyu yaptıklarını unutmasaydım ki, baban da dahil!
Everything I own is in this truck, including my bed.
Sahip olduğum her şey o kamyonette. Yatağım dâhil.
I want my own psychiatric consultant to have full access to Falcone including blood work.
Kendi psikiyatri danışmanımın Falcone'ye bakmasını istiyorum kan tahlilleri dahil.
Including kill a captain in my own family
Buna ailemden bir ustabaşını öldürmek de dahil.
I supported her decision to have the baby, including making people think the child was my own.
Bebeği doğurması yönündeki kararını destekledim. Başkaları, benim bebeğim olduğunu sanacaktı.
Juma has killed over 200,000 of our people... including two of my own brothers... so no one knows more about the cycle of violence than I do.
Juma 200 binden fazla insanımızı öldürdü, ikisi benim öz kardeşimdi. Yani kimse şiddet döngüsünü benden daha iyi bilemez.
I've even invented some of my own positions, including one that I like to call the QWERTY Sanchez.
Hatta kendim de bir kaç tane icat ettim "QWERTY Sanchez" demeyi sevdiğim bir pozisyon da dahil.
And I have learned a great deal about your investigative technique, as well, especially as it regards L.A.P.D.'s struggle to regain autonomy over its own affairs, and I'll be including all of that in my final report... Chief.
Ve ben de sizin araştırma tekniklerinizden çok şey öğrendim aynı şekilde özellikle L.A.P.D'nin kendi ilişkileri üzerinde otonomiyi tekrar kazanmaya çabalaması hususunda ve bütün bunları nihai raporuma eklemiş olacağım Şef.
Including some of my own people.
Benim adamlarından birkaçı dâhil.
No four, including me, cos I do my own books.
- Yok, dört. Beni de say kendi hesaplarımı da yapıyorum. - Peki.
I transferred everything I own into it, including my half of the inheritance.
Sahip olduğum her şeyi buraya aktardım mirasın benim olan yarısı da dahil.
I am the best four people you will ever have working for you. I will treat your patients, take your surgeries, and assist in research, including projects I find on my own.
Hastalarını tedavi edip, ameliyatlarını alacağım kendi bulacağım projeler de dâhil araştırmada asistanlık yapacağım.
Well, today, Silas was gonna bring her back to life after he got The Anchor, but you told my boyfriend, who has never put anyone's life before mine, including his own, to kill Silas
Bugün Silas dayanak noktasını bulduktan sonra onu hayata döndürecekti. Ama benim canımdan çok kendi canı da dâhil kimsenin canına değer vermeyen erkek arkadaşıma bunu yapamadan Silas'ı öldürmesini söyledin.
But on my wedding day, everything that I own becomes the property of my husband, including my body.
Ama dügünümde sahip oldugum her sey vücudum da dahil kocamin mülkü olur.
We have people down on Level R, including one of my own, locked up with a week's worth of supplies.
R katında bir haftalık erzakla kapalı kalmış bir tanesi benim ekibimden olmak üzere bir sürü insan var.
In addition to the attempted murder of my own flesh and blood, I am guilty of many things, including the sin of pride.
Bunun yanında kendi kanımdan canımdan olan birini öldürmek istedim gurur günahı dahil olmak üzere bir sürü şeyden suçluyum.
including myself 64
my own 76
my own brother 20
my own son 16
my own daughter 26
owner 69
owned 29
owners 24
ownership 17
own it 52
my own 76
my own brother 20
my own son 16
my own daughter 26
owner 69
owned 29
owners 24
ownership 17
own it 52