Is that a problem traduction Turc
2,013 traduction parallèle
Is that a problem?
Senin için sorun olur mu?
Yeah. Why? Is that a problem?
Evet, niye bir sorun mu var?
Is that a problem?
- Senin için problem teşkil eder mi?
Is that a problem?
Bir sorun olur mu?
Is that a problem?
- Bir sorun mu var? - Hayır, hayır.
Is that a problem?
Sorun olur mu? Evet.
Is that a problem?
Ne? Bu bir sorun mu?
Is that a problem?
Bu sorun olur mu?
Is that a problem?
- Bu bir sorun olur mu?
- He and I are singing a duet together. - Is that a problem?
Onunla beraber düet söyleyeceğiz.
- Is that a problem?
- Sorun olur mu?
Is that a problem?
Bir şey mi oldu?
And why is that a problem?
Peki bu seni neden sıkıyor?
- Is that a problem?
- Bir sorun mu var?
Is that a problem? That is not a problem.
Bu senin için bir sorun mu?
Why is that a problem?
- Bu neden problem ki?
Is that a problem?
Problem olur mu?
Is that a problem?
- Bir sorun yaratır mı?
- Is that a problem?
Bu sorun olur mu?
Is that a problem, your Grace?
Bir sorun mu var Ekselansları?
Now the problem is that his sub was test-driving a hydrophonic decoy system, which is a fancy way of saying that we can now trick those underwater microphones that track our subs.
Şimdi sorun şu, o denizaltıda Hidrofonik Yanıltma Sistemi denenecekmiş. Yani denizaltılarımızı izleyen sualtı mikrofonlarını kandırabileceğiz.
That's not gonna be a problem, is it, Sayid?
Bu sorun olmaz değil mi Sayid?
So, the danger is that it'll be picked by a political blog, and then move into the mainstream.
Şimdi problem şu ki, bu siyasi bloglara taşınacak... -... sonra da medyaya.
I think you have a memory problem... Because I said that as long as you're a fed, I'm not telling you where it is.
Sanırım hafızanda bir sorun var çünkü federallerle çalıştığın sürece sana yerini söylemeyeceğimi belirtmiştim.
But there's one obvious problem, and that is it takes millions of years to build a mountain range, and we don't have the luxury of that sort of time.
Ancak burada aleni olan bir sorun var ve bu da bir dağ sırasının oluşumun milyonlarca yıl sürmesi. Ve bizim o kadar zaman ayırmak gibi bir lüksümüz yok.
That's why Butterfingers is having a problem locking in his clip.
O yüzden bu sakar oğlan şarjörü zor takıyor.
- Not quite. Now the problem is that Miss Montenegro here is a criminal.
Problem şu ki : bayan Montenegro bir suçlu.
The problem is, I had a little, minor setback That we had to overcome from a couple weeks ago.
Üstesinden gelmek zorunda olduğumuz ilişkimizdeki ufak gerileme iki hafta öncesinden geliyor.
The problem is that all explosions produce a chaotic pattern.
Problem şu ki, bütün patlamalar kaotik bir örüntü üretir.
Is that a problem?
Sorun mu senin için?
But there is something strange about the lightning here..... something that's becoming a bigger and bigger problem.
Fakat buradaki yıldırımlarla alakalı garip bir şeyler var gün geçtikçe büyüyen bir problem.
Is that gonna be a problem?
Bu sorun olur mu?
This is not a problem that you spitball.
İpleyemeyeceğin bir durum değil!
Is it a problem that I have to leave sixth period early...'cause I'm a part of thfall athletic pep rally?
Daha önce ki 6. periyotta bırakmak zorunda kalışım bir sorun yarattı mı? Çünkü Sonbahar Enerjik Atlet'in bir parçasıyım?
That is not a problem.
Sorun değil.
Yes, that is a problem. But it is possible in theory.
Evet, o bir sorun ama teorik olarak mümkün.
I know that you're worried about Carl. But if there is a problem with his heart, - Dr. Bennett will find it.
Lucia, Carl için endişelendiğini biliyorum ama kalbinde bir sorun varsa, Dr. Bennett bulacaktır.
The only problem with that is we're playing a 4-3, aren't we?
İyi de bir bek fazla koyacağımızı kim söyledi?
That is a problem.
Bu işte bir problem.
When a civilian hears a gunshot, he might turn to locate the source of the shot or he might run straight for the nearest building, which is a problem if that building's been rigged to explode.
Bir sivil silah sesi duyarsa, atışın kaynağını saptamak üzere bakınabilir ya da en yakın binaya durmadan koşabilir, ki eğer bina da patlamak üzere ayarlanmışsa problem yaratabilir.
That's the problem with a menage a trois, is somebody always gets left out.
Üçlü çevirmenin zorluğu budur, biri hep dışarıda kalır. - Evet ve o biri kıskanır.
Is there not a conflict when you sell something to somebody, and then are determined to bet against that same security and you don't disclose that to the person you're selling it – - In the – Do you see a problem?
Bir menkul kıymeti birisine satarsanız ve sonra aynı menkul kıymete karşı oynarsanız ve bunu müşterinize söylemezseniz, bunda bir çelişki yok mu?
That's not... that's not a problem, is it?
Yoksa bu - Bir sorun olmaz, değil mi?
You are lucky that a subungal hematoma is your only real problem.
Tek sorunun tırnak altı hematoma olduğu için şanslısın.
Problem is intel from the lab suggests that Xerxes also had the chemist embed the formula on a painting that he intends to purchase at auction.
Laboratuardaki incelemelere göre Serhas kimyagerin formülü müzayedede satmayı düşündüğü bir tabloya nakşetmesini sağlamış.
My problem is that my love doesn't even have a name.
Benim sorunum iste benim aşkımın bir adı bile yok.
That is a problem.
Kocaman bir sorun.
I think your only problem is that you like dressing up like a cow.
Bence senin tek problemin inek gibi giyinmiş olmandır.
Okay, that means that I can come to you with a problem, no matter what that problem is or who that problem is with.
Sorunun ne olduğu ya da kimle olduğu da fark etmez.
But the problem for humanity is that in space... There's always a bigger rock.
Fakat insanlık için asıl sorun uzayda daha büyük kaya parçalarının olması.
The problem is, eva's lawyer just filed the injunction this afternoon, and so I don't really think I have a chance to get any deeper than that.
- Sorun şu ki ; Eva'nın avukatı, bu öğlen mahkeme emri kaydı çıkarıyor bundan daha derine inme şansım olduğunu gerçekten düşünmüyorum.
is that you 2352
is that it 2484
is that so 1463
is that right 2297
is that your dog 17
is that your sister 22
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that all there is 18
is that it 2484
is that so 1463
is that right 2297
is that your dog 17
is that your sister 22
is that okay with you 61
is that 1576
is that all you can say 40
is that all there is 18
is that understood 245
is that your car 43
is that your daughter 28
is that all you care about 23
is that what you want 740
is that a 177
is that all you got 152
is that a threat 163
is that all 744
is that clear 774
is that your car 43
is that your daughter 28
is that all you care about 23
is that what you want 740
is that a 177
is that all you got 152
is that a threat 163
is that all 744
is that clear 774