It starts traduction Turc
3,472 traduction parallèle
If you want to turn the power back on, it starts with these pendants...
Elektriği geri getirmek istiyorsan bu kolyeleri bulmalısın.
I don't have all the specs but if you want to turn the power back on it starts with these pendants.
Bütün ayrıntıları bilmiyorum ama elektriği geri getirmek istiyorsan bu kolyeleri bulmalısın.
Over at ABC. It starts next week. Actually it's opposite us.
Haftaya başlıyor, aslında bizim rakibimiz.
It starts in two weeks.
İki haftaya başlıyorum.
It starts with carefully observing who's at what location... when they're there and how often.
Bu iş, orada kimin olduğu, ne zaman olduğu ve ne sıklıkla geldiğinin dikkatle gözlenmesiyle başlar.
This is how it starts - - one hair a time.
Hep böyle başlar, her seferinde bir saç teli.
Congratulations! Yeah, you helped me realize that when it comes to feeling comfortable with someone, it starts by making the other person comfortable.
Evet, bana başkasıyla rahat hissetmenin öncelikle karşındakini rahat hissettirmekten geçtiğini fark etmemi sağladın.
It only becomes ours if it starts causing trouble.
Yalnızca sorun çıkarmaya başlarsa bizim olur.
So it starts off there are four zones.
Dört bölgeyle başlıyoruz.
And it starts with a shotgun tip-off,
Bir silah sesiyle başlıyoruz.
Not yet, but this is how it starts.
Şimdi olmayabilir ama hep böyle başlar.
'It starts by taking out small pockets.
Küçük küçük ele geçirmeye başlar.
'It starts to eat away at the whole infrastructure.'
Bütün sistemi yemeye başlar.
You obviously said that the once it starts snowing, you'll meet me.
Sen bunu açıkca söyledin bir zamanlar kar yağmaya başladığı zaman, benimle buluşacaktın.
It starts around the corner.
Köşeden başlıyor.
If you're still willing, it starts now.
Hâlâ niyetin varsa, şu andan itibaren başlıyor.
Yeah, well, in my opinion, it starts nasty with that guy, but whatever.
Bana göre kötülük o adamla başlıyor, her neyse artık.
It starts out delicate and grows powerful.
Nazikçe başlıyor ve ilerledikçe güçleniyor.
Because he can't change the day before it starts.
Çünkü önceki günü değiştiremiyor.
He can only change it after it starts.
Sadece gün başladıktan sonra bir şeyler değiştirebilir.
That's where it starts.
Hep böyle başlar.
No, genius, it starts there in a natural spring.
Hayır, seni dahi, sadece baharda orada baş gösterir.
It starts playing by itself.
Yani onu açacak kimse yoktu.
If you wanna turn the power back on, it starts with these pendants. There are 12 of them.
Elektriği geri getirmek istiyorsan bu kolyeleri bulmalısın. 12 taneler.
It starts with blood.
Kanla başlıyor.
It stops the attack before it starts.
Nöbeti başlamadan bitirir.
It starts in five minutes.
Beş dakikaya başlıyor.
Then it starts to happen night after night.
Ve her gece devam etmeye başladı.
Within minutes of the blood and oxygen supply being cut off from the brain, it starts to die, so for him to have any success in these experiments, he has within minutes of the event.
Beyne giden kan ve oksijen kesilir kesilmez dakikalar içinde beyin ölmeye başlar bu yüzden bu denemelerde başarılı olmak için olaydan sonra çok az zamanı olacaktı.
starts when it will.
Aaa
And when the batter starts to bubble, you go under it like this and just flip it over.
Hamurdan kabarcıklar çıkmaya başladığında, benim yaptığım gibi tersini çevir.
I haven't even had a chance to take a shower, and some lawyer starts knocking on my door to serve me with divorce papers. There was noises coming from the bedroom, and it sounded as if something was in there playing with my kids'toys.
[Oyuncak sesleri] ve... sanki birşey çocuklarımın oyuncaklarıyla oynuyordu.
That... when it first starts to snow...
şu... ilk kar ne zaman yağarsa...
Then, when it first starts to snow, at the vacant house near where you live, let's meet there.
O zaman, ilk kar yağmaya başladığında, yaşadığın yere yakın olan boş evde, Orada buluşalım.
Hey, I'll bring Sing Sung and Sing Sung I. When it first starts to snow, let's promise to meet and have a 2 by 2 double date.
Hey, Sing Sung kendine getireceğim, ve Sing Sung ben ilk ne zaman kar yağarsa, bana söz ver, ve çifte randevu yapacağız.
It just, like, really starts to ache if I can't stretch it out.
Gerdirmediğimde ağrımaya başlıyor.
I could, but it takes ten minutes, and your show starts in two.
Yaparım, ama on dakikamı alır ve filminiz iki dakikaya başlıyor.
I mean, based on his name, his parents clearly had bigger dreams for him, and it is not his fault you guys showed up two minutes before the show starts.
İsminden, ailesinin onun için daha büyük hayalleri olduğunu anlaşılıyor ve filmin başlamasına iki dakika kala gelmeniz onun suçu değil.
When this starts, they're either gonna fall back or try to make it to cover.
Bu başladığında, ya geri çekilecekler ya da saklanmaya çalışacaklar.
If a delinquent like you starts walking though out this island full of Marines, it will cause us trouble again.
Donanma askerleriyle dolu bu adada sizin gibi ne yaptığını bilmez zorbalar dolanmaya başlarsa başımız gene belaya girer.
- He never talked about it, and then his life skips ahead three years to the time where he starts
- Onunla ilgili hiç konuşmadı. Üç yıl önce de hayatı başladığı yere döndü.
That's how it always starts, you know?
Hep böyle başlar zaten.
If he starts going south, I'll tell him to cut it out.
Kaçmaya çalışırsa ona saçmalamamasını söylerim.
( Engine starts ) ( Whispers ) Damn it, Alex, drive safely.
Lanet olsun, Alex, dikkatli sür.
Because you're his sister, and-and if he starts crying to you on the phone, he could pretend it doesn't make him less of a man.
Çünkü sen kız kardeşisin ve eğer ağlarsa, erkekliğinden bir şey götürmüyormuş gibi davranabilirsin.
And the whole thing... It just starts over and over and over again.
Sonra tüm bunları tekrar tekrar baştan yaşıyorum.
- Ah, it all starts with the lunch.
- Oh, her şey bir yemekle başlar. - Sloan.
But if he starts dragging his feet, it's all yours, buddy.
Ama ayak direrse, senindir. Tamamdır.
It's when the cooze starts leaking you got real problems.
Karıların sızdırmaya başlarsa yanarız asıl.
Now I'm here to kick it up a notch, and that starts with you.
Çekişmeyi biraz tırmandırmak için buradayım ve seninle başlayacağım.
I'm not exactly sure when the job would even starts, but it would probably mean putting our plans on hold.
İşin ne zaman başlayacağını bile bilmiyorum fakat muhtemelen bizim planlarımızı bekletecektir.
it starts at 27
starts 18
starts engine 18
it still hurts 44
it stopped raining 19
it started 46
it stopped 129
it stops 23
it stands for 29
it still works 35
starts 18
starts engine 18
it still hurts 44
it stopped raining 19
it started 46
it stopped 129
it stops 23
it stands for 29
it still works 35