It stopped traduction Turc
3,953 traduction parallèle
It stopped before I got to it.
Açmadan kapandı.
Castle, there was a blood trail that led from the van, and it stopped.
Castle, minibüsten başlayan ve sonrasında yok olan kan izleri var.
Well, she certainly did once it stopped beating.
Atmayı bıraktığında bir tane ortaya çıkmış.
And the only explanation is that Val faced something so scary, it stopped her heart and froze her face in the last expression she had, terror.
Bunun tek açıklaması da Val o kadar korkutucu bir şeyle yüzleşti ki bu onun kalbini durdurdu ve yüzü de son anda hissettiği ifadeyle kala kaldı yani dehşetle.
It stopped being about the window a week ago.
Bir haftadır pencereyle alakalı.
You know, there's this old t-shirt of yours that I sleep in, but it stopped smelling like you ages ago, and I just can't...
Biliyormusun, sarılarak uyuduğum eski bir tişörtün vardı, ama üzerindeki kokun kaybolalı yıllar oldu ve ben sadece...
And it wasn't until we stopped fighting that we realized it was over.
Ve kavga etmeyi bırakınca da, bittiğinin farkına vardık.
It started with the dying, and then he stopped talking.
Ölmeye başladı, sonra da konuşmamaya.
It was me who convinced Harry that your urges couldn't be stopped, but they could be focused.
Harry'yi, dürtülerinin engellenemeyeceğine fakat başka bir noktada toplanabileceğine ikna eden bendim.
Of course, it will have to be painted. What if I stopped it at the end of this month?
Tabii boyacı çağırmam gerekecek ama buradan ay sonunda taşınabilir miyim?
I wish I could have stopped you from gambling it away.
Kumar'dan uzak durursan sana yardım edebilirim.
It's stopped ringing.
Çalma kesildi.
I think it's about time I stopped doing this.
Artık bırakmanın zamanı geldiğini düşünüyorum.
You trying to tell me it's all stopped?
Bütün bunların bittiğini mi söylüyorsun bana?
Us meeting, that could have stopped it.
Bizim birlikteliğimiz, bunu engelleyebilirdi.
I even stopped wearing lip gloss'cause you said it made my mouth look too slippery.
Ağzımı çok kaygan gösterdiğini söylediğin için parlatıcı sürmeyi bile bıraktım.
It wasn't just the physical injuries that stopped me.
Beni tek durduran fiziksel yaralar değildi.
- Tire tracks on the side of the road where the M.E. van was stopped. BOLO on the SUV that was tailing it.
Arama sistemi diğer aracın peşinde.
It never stopped being in our blood.
Canımızdan bir parça burası.
It can only be stopped by making it a crime to visit prostitutes
Tek çözüm, müşteri olmayı suç ilan etmek.
It's time you stopped blaming us and started shouldering some responsibility.
Bizi suçlamayı bırakıp biraz sorumluluk üstlenme vakti.
The Arcadia must be stopped, before it's too late.
Bir an önce Arcadia'yı durdurun!
But it still doesn't explain how she stopped an insulin injection from saving him.
Ama hâlâ onu kurtarmak yerine, karısının ensülin enjeksiyonuna nasıl engel olduğunu açıklamıyor.
Or because they think it's time I stopped, life carries on.
Belki de artık kendime gelmemi istiyorlar. Hayat devam ediyor ne de olsa.
It's just last time you stopped, you were so up and down.
En son bıraktığında, inişli çıkışlı bir ruh halindeydin.
It's been five months since we stopped Fyers.
Fyers'ı durduralı 5 ay oldu.
I drove all the way here, didn't like what I had on, went home to change, stopped at the new whole foods so I could peep the crazy ripped Guatemalan stock boy, just so I could come here and tell you I won't put it on.
Buraya kadar geldim, üzerimdekileri beğenmedim, eve dönüp değiştirdim, markete uğradım, şu yıkılan Guatemalalı depocu çocuğu dikizledim azıcık... Hepsi sırf buraya gelip, oyunu sahnelemeyeceğimi söylemek için.
But you'd stopped it?
Bıraktın sanıyordum?
Till it got too hard to hide the payments and I stopped.
Ta ki ödemeleri yapmam zorlaşana kadar. Sonra bıraktım.
I stopped scanning myself, because I just couldn't keep up with it.
Taramaları kendim yapmayı bıraktım çünkü baş edemiyordum.
And I think it would be appropriate if maybe you all, you know, stopped seeing him.
Bence onunla görüşmeyi keserseniz daha uygun olacak.
I watched you living a life and filling it up with conviction and action and then you stopped.
Hayatını iyi kötü yaşadığını görüyordum ve sonra bunu bıraktın.
Mm. Wait. It stopped.
Bekle, durdu bu.
Couple more seconds of whatever that was that dumped down on you, it wouldn't have stopped at the jacket.
Üzerine düşen şey biraz daha devam etseydi alevler ceketinde kalmazdı.
Okay, I stopped it before it did.
Olmadan durdum.
I should probably have stopped it sooner, but at any rate... I'm stopping it now.
Muhtemelen daha önce bitirmem gerekiyordu ama her halükarda şimdi bitiriyorum.
Then it... stopped.
Sonra bitti.
She definitely had him at the park because I stopped a chihuahua from making it his girlfriend.
Parktayken kesin yanındaydı çünkü bir chihuahua'yı durdurup Kuzucuk'a kız arkadaş yaptım.
It's lucky we weren't stopped.
Durdurulmadığımız için şanslıyız.
It's never stopped you before.
Bu seni daha önce hiç durdurmamıştı.
I could've stopped it.
Durabilirdim.
Right, which is why police departments across the country stopped using it.
Evet, o yüzden ülke çapında polisler kullanmayı bıraktı.
And once it's stopped, we've got 15 minutes to get all the bags off and loaded onto the lorry.
Ve durduğunda tüm çuvalları alıp kamyona yüklememiz için 15 dakikamız olur.
It's stopped, but the recorded file still works
Durmuş ama kaydedilen dosya hala duruyor.
They couldn't prove it. But they transferred him to another reform school, and the deaths stopped.
Kanıtlayamamışlar ama onu başka bir okula gönderince ölümler durmuş.
If I stopped paying, it's not as if you'd ask to see me again.
Sana para ödemeyi bıraksam sanki beni tekrar görmek isteyeceksin.
It appears the calls to Lieutenant Daniels have stopped.
Görünüşe göre, Yüzbaşı Daniels'a gelen aramalar durmuş.
It's really too bad Stefan stopped me before I put you out of your misery, but, hey, here's to second chances.
Senin ıstırabına bir son veremeden Stefan'ın beni durdurması çok yazık olmuş. Ama ikinci şanslar sağ olsun.
It explains why Ted stopped and rolled down the window.
Ted'in neden kenara çekip camı açtığını da açıklıyor.
After Max stopped me from being torn limb from limb by the smelly hippies, I realized, with us, it is mostly personal.
Max, pis kokan hippilerin, beni lime lime etmesini kurtardıktan sonra bizim, çok daha kişisel olduğunu fark ettim.
If I'd been there, maybe I could've stopped it.
Orada olsaydım belki buna engel olabilirdim.
it stopped raining 19
stopped 59
it still hurts 44
it starts at 27
it started 46
it stops 23
it stands for 29
it still works 35
it starts 19
it stinks 242
stopped 59
it still hurts 44
it starts at 27
it started 46
it stops 23
it stands for 29
it still works 35
it starts 19
it stinks 242