English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ J ] / Just

Just traduction Turc

1,426,194 traduction parallèle
I just would just ask them out.
Sadece çıkma teklif ettim.
Hooray for transgender, but fuck you, because you're just an asshole.
Yaşasın cinsiyet değiştirenler ama sen siktir git çünkü sen götün tekisin.
It's just a mushy, I don't fucking have any idea!
O kadar dokunaklı ki hiçbir fikrim yok ulan!
I would give a million dollars to just wake up,
Uyanıp şöyle diyebilmek için milyonlar verirdim,
I've just got to blink slow and eat a mouse. "
Sadece daha yavaş göz kırpıp fare yemem lazım.
I want to know what I like and get it and just die.
Ne sevdiğimi bilmek, onu elde etmek ve ölmek isterim.
It's just a nice movie about men who strip.
Striptiz yapan adamlar hakkında güzel bir film.
At first, I just get hostile for no reason.
İlk başlarda durup dururken saldırganlaşıyordum.
Just the way it rolls out of him. [McConaughey] "I think I see a lot of lawbreakers out there."
Söyleyişi güzel. "Ama burada kanunlara itaat etmeyen epey insan görüyorum."
[normal voice] I just really like that.
O kısmını çok seviyorum.
Just starting to...
Sadece dönmeye...
Just that early...
O kadar erken...
My dick's just waking up. [yawns]
Aletim uyanmaya başlıyor.
That's mine to just violently push down.
Vahşice bastırma hakkı bana ait.
Just Matthew McConaughey and Channing Tatum.
Sadece Matthew McConaughey ve Channing Tatum.
If you're looking at the best dick ever, and you're not sure... you wanna suck it, just put it in your mouth.
Eğer gelmiş geçmiş en iyi sike bakıyorsanız ve sakso çekip çekmemekte kararsızsanız, sadece ağzınıza alın.
And then decide. Just for like 20 seconds.
Sonra karar verin. 20 saniye kadar düşünün.
I just think they're gross.
Bence iğrençler.
There were never urinals. It was just a trough.
Pisuvar olmaz, sadece bir oluk vardır.
And the men are just standing there...
Adamlar orada durup şöyle işer :
Just horrible, pissing dicks.
Korkunç görünümlü, işeyen çükler.
In both directions, like a chorus line, just... [crying ] [ audience laughing]
İki tarafa da böyle koro gibi dizilirler :
Just'cause some Mexican fucked my mom for years... doesn't make me a Mexican.
Sırf Meksikalı birinin annemi yıllarca sikmiş olması, beni de Meksikalı yapmaz.
It just makes her a whore.
Bu sadece annemi orospu yapar.
It was just so basic.
Son derece yabaniydi.
It was like a farmer's market yam, just sticking out like a tamarindo pod.
Pazar yerindeki yer elmalarına benziyordu, hani demirhindi kabuğundan sarkanlar gibi.
I just wanted to wear your jacket. "
Sadece ceketini giymek istemiştim. "
Just wish I knew what happened.
Sadece ne olduğunu bilmek isterdim.
Just don't make the mistake of speaking my name ever again.
Sadece ismimi ağzına alma hatasını bir daha tekrarlama.
She knows I wouldn't just go to Frankfurt, put Swagger on a plane, and come home.
Frankfurt'a öylece gidemeyeceğimi uçağa Swagger koyup dönemeyeceğimiü biliyordu.
Just don't let me get killed.
Beni öldürtme yeter.
Just tell me what you want before I get sick of hearing your voice.
Ben senin sesinden bıkmadan önce bana ne istediğini söyle.
Just like when you took my family?
Ailemi aldığın zamanki gibi mi?
We're all just saying good-bye.
Sadece görüşürüz diyoruz.
I'm sorry about Lin, but you just killed the best lead we have.
Lin hakkında üzgünüm ancak elimizdeki en iyi ipucuyu öldürüdn.
I was just catching up with a Marine buddy, and this asshole starts going crazy.
Sadece bir denizci dostumla arayı kapatıyorduk ve bu götlalesi delirdi.
Oh, so you're just gonna go full-on Swagger mode and just lay waste to everybody?
Ah, sadece Swagger modunu açıp herkesi darmadağın edeceksiN?
- I was just leaving.
- Ayrılıyordum.
I'm just trying to help you out.
Sadece yardım etmeye çalışıyotum.
Turns out it's just a bunch of bigwigs who feel they need to justify their existence with PowerPoint slides.
Görünüşe göre varlıklarını PowerPoint slaytları ile kanıtlamaya çalışan bir avuç kodamanmış.
I'm just glad my role is cleaning it up, not creating it.
Sadece görevimin bir tanesini yaratmak değil, temizlemek olduğu için mutluyum.
I just want it to stop, all right?
Sadece bitsin istiyorum, tamam?
The fight for mankind's survival has just begun.
İnsanlığın Hayatta kalma mücadelesi başladı.
There's a service road here, just large enough for a landing.
Burada servis yolu var, iniş için yeterince büyük.
It's just like the one you were in.
Tıpkı senin bulunduğun gibi.
But given the state of things, I just think that this makes the most sense for me.
Ancak durumları göz önüne aldığımızda, bunun benim için en mantıklı sonuç olduğunu düşünüyorum.
Tell me you just saw that.
bunu gördüğünü söyle..
Did that wolf just teleport?
Bu kurt ışınlandımı?
I just- - fucking- - fucking- - [scoffs]
Sikik...
[audience laughing ] [ normal voice] Like, just that...
Aynen böyle...
Just... [groans]
Sadece...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]