Just for a sec traduction Turc
226 traduction parallèle
Touch it with a finger just for a sec-sec
Hayır deme sakın. Bir saniyeliğine dokun parmağınla.
Excuse, just for a sec.
Pardon, bir saniye.
- I'm gonna lie down here just for a sec.
Bir saniye şuraya uzanayım.
Just for a sec, Paolo's on his way.
Sadece bir dakika, Paolo geliyor da.
I want you to step back just for a sec, all right?
Bir saniyeliğine geri çekilir misin?
- Let's go to the cottage. - Hold on just for a sec.
Bekle bir saniye.
Okay, would you two, just for a sec, just pretend I don't know anything about computers?
Bir saniye için, bilgisayarlardan hiç anlamadığımı varsayar mısınız?
Just for a sec.
Bir saniye.
Do you mind if I sit down just for a sec?
Biraz oturmamın sakıncası var mı?
Mom, could you come in here just for a sec?
Anne? Bir saniye buraya gelebilir misin?
Just for a sec.
Hemen giderim.
Just for a sec. Just a sec.
Çok kısa sürecek, çok kısa.
He and Vic were in the park together, I turned my back for just a sec...
O ve Vic parkta birlikteydiler, arkamı bir saniyeliğine döndüm ki...
Maybe I should just step out of the room for a sec.
Belki odadan çıksam daha iyi olur.
I just dropped by for a sec to bring some oatmeal cookies that I baked for Dave.
Sadece Dave'e pişirdiğim yulaf kurabiyelerini vermek için uğramıştım.
Would you just hold that for a sec?
Şunu biraz tutar mısın?
Let me talk to you for just a sec.
Bi'konuşalım seninle.
Come in for just a sec.
Sadece bir dakika.
Just give me a sec. Watch that for me, okay?
Burada bekle tamam mı?
So just pick your superstition, sit back, make a wish and enjoy yourself and for those of you who look to the Bible for a moral lessons and literary qualities I might suggest a couple of other stories for you.
Öyleyse sadece, batıl inancını seç, arkana yaslan bir dilek dile ve tadını çıkar... ve İncil'e bakıp da ahlak dersleri ve edebi değerler arayan sizler için diğer hikayelerden birkaç tanesini tavsiye edebilirim.
Coming around for... Just a sec.
Tekrar dönüyorum... bir saniye.
- I just closed my eyes for a sec, man. - Yeah.
Bir an gözlerimi kapattım.
We just popped out for a sec.
Sadece birkaç saniyeliğine çıkmıştık.
I just want to talk to him for a sec.
- Onunla biraz konuşmak istiyorum.
UM, LET ME JUST THINK FOR A SEC.
Bir saniye düşünmeme izin ver.
I'm just gonna stop by my bunk for a real quick sec.
Önce kurabiye yiyeceğim.
I just need to get away for a sec. Okay, have a nice day.
- Sadece bir saniyeliğine gireceğim.
Yeah, so me coming back here and just seeing you with Shane just kind of threw me for a sec.
Evet, geri geliyorum, seni ve Shane'i görüyorum, bir saniyede beni unutmuşsun.
- Then I closed my eyes for a sec... just for to think... Is this dinner?
Sonra bir kaç saniyeliğine gözlerimi kapattım, sadece düşünmek için.
I know you're still mad at me, but can I just talk to you for a sec?
Kızgın olduğunu biliyorum ama seninle biraz konuşabilir miyim?
- Okay, let's just all calm down for a sec.
- O benim duygusallık ödevim. - Biraz sakın olalım.
- I just closed my eyes for a sec, man.
- Bir saniyeliğine gözümü kapadım.
Just wait here for me for a sec.
Beni burada bekle.
I just wanted to brief you on my future plans, so lie down for a sec.
Sadece gelecek planlarım hakkında sana bilgi vermek istedim. Bu yüzden bir saniyecik uzan.
I need to go to my camper for just a quick sec.
Bir saniyeliğine kamp arabama gitmem gerek.
Listen, could you hit the pause button on the rant for just a sec?
Görüşürüz. Luke, söylenme olayında bir saniye duraksatma düğmesine basar mısın?
Uh, can you hold on for just a sec?
Bir saniye bekler misiniz?
Do you mind if I just talk to him for a sec?
Pardon kendisiyle bir saniye konuşabilir miyim?
Take your pick, but he either got busted for taking it up the ass in the park or getting a blowjob from a girl in the backseat of his car, but when you plead down, the details just go away.
İstediğini seç, ayrıca parkda anal seks yaparken ve arabanın arkasında sakso çektirirken yakalanmış, derinlere inmek istediğin zaman, ayrıntılar uçuyor.
Hey, guys, just to jump off topic here for a sec, when you're dancing to say, like,
Hey, çocuklar, bir kaç saniyeliğine konuyu değiştirelim, Dans ederken, şey gibi
- Yeah Percy. its me. I just want to talk for a sec
- Hey, percy, benim. Bir saniye konuşmamız lazım.
Oh, God, Janine, will you just let us talk for a sec'?
Tanrım, Janine, bir saniye konuşmamıza izin verir misin?
I'm just borrowing it for a sec.
Birazcık ödünç aldım sadece.
Jesse, will you just wait for me a sec?
Jesse, bir saniye beni bekler misin?
I just want to think it through for a sec,'cause, you know...
Bir saniye düşünmem lazım. Çünkü, anlarsın- -
- Can you just hold on for a sec?
- Bir dakika bekleyebilir misin?
Honey, let me just grab you for a sec.
Tatlım, seni bir saniyeliğine almama izin ver.
- Could you just hold on for just a sec?
- Bir saniye bekleyebilir misin?
I just wanna sit for a sec.
Biraz oturmak istiyorum.
Yes. I just need to go by my house for a sec.
Evime uğramam lazım.
Do you mind if I just have a word with you for a sec?
Biraz konuşabilir miyiz?
just for a second 149
just for you 93
just for today 37
just for fun 120
just for me 70
just forget it 291
just for a little while 80
just for a couple of days 21
just for kicks 20
just for a while 61
just for you 93
just for today 37
just for fun 120
just for me 70
just forget it 291
just for a little while 80
just for a couple of days 21
just for kicks 20
just for a while 61