Just for a while traduction Turc
2,402 traduction parallèle
Just for a while.
Bir süreliğine.
But just for a while.
Ama bir süreliğine.
Just for a while?
- Kısa süreliğine de olsa?
Just borrowing your phones for a little while.
Sadece telefonlarını bir süreliğine ödünç alacağım.
If this guy doesn't know who you really are or where we live surely you can just lay low for a while?
Eğer bu adam gerçekte kim olduğunuzu ya da yaşadığımız yeri tam olarak bilmiyorsa, bir süre etrafta görünmeyebiliriz.
I'll just go travelling for a while.
Sadece bir süreliğine seyahate çıkarım.
So how about I take your mother Off your hands just for a little while?
Annenizi sizin elinizden alsam da biraz takılsak ne olur acaba?
I kind of just wanna disappear in the dark for a while. Do you wanna go see a movie?
- Aslında gözden uzak olmak istiyorum, sinemaya gidelim mi?
No, I'll just keep sucking on my ice for a while.
Hayır, buzla biraz daha idare edeceğim.
- Just like you're not gonna mean for Maya to start going to Corinne with her problems or for Corinne to be the one she wants around when the baby comes, and then in a little while for Corinne to be the one
Maya'nın artık bir sorunu olunca Corinne'e koşmasını da istemezsin. Bebek doğarken yanında Corinne'i istemesini de. Ve bir süre sonra Corinne'i ailesi olarak görmeye başlamasını da.
It's just for a couple of days while we get ourselves out of this pickle.
Kendimizi bu olaydan kurtarana kadar bir kaç günlüğüne buradayız.
Right, but this one vanished last night While his friends were screaming for him, And I don't know, I just have a feeling.
Doğru ama bu çocuk, dün gece arkadaşları onu ararken kayboldu bir şey olduğunu hissediyorum.
I wanted to grab something just in case we're hiding out for a while.
Bir süre saklanmamız gerekirse diye buradan bir şeyler almak istedim.
I just want to walk around the fief, alone, for a while.
Bir süre tımarı tek başıma gezmek istiyorum.
I just need to be by myself for a while.
Sadece biraz kafa dinlemeye ihtiyacım var.
Just hold on to my knife for a little while.
Sadece biraz bıçağımı tutacaksın.
Can we just play for a while?
Bir süreliğine sadece oynayamaz mıyız?
No, just stay for a while
Hayır, hemen kalkma.
Then we just stood there for a while.
Sonra, orada bir süre durduk.
I'm just gonna go back to the room and lie down for a little while.
Sanırım odama gidip bir süreliğine uzansam iyi olacak.
i'm just going to the wedecks'for a little while.
Kısa bir süreliğine Wedeck'in evine gidiyorum.
'Cause we're just gonna sit here for a while.
Çünkü burada bir süre oturacağız.
I just needed to lay low for a little while and let my body readjust.
- Biraz dinlenmem gerekiyordu kendime gelmem gerekiyordu.
It's just gonna be for a while.
Biraz zaman gerek.
Just another nice thing I did for you While you made a fool of me.
Sen benimle dalga geçerken senin için yaptığım jestlerden biri.
Do you want the house to yourself? For just a little while?
Evde yalnız kalmak ister misiniz bir süre?
Anyway, he hasn't been around for a while, and just recently... out of the blue, he showed up, and... like an idiot, I got all excited thinking he was gonna stay.
Her neyse, bir süredir buralarda değildi, ve sadece son zamanlarda... Birden bire, ortaya çıktı ve... salak gibi, onun kalacağını düşünüp heyecanlandım.
I've been thinking about this for a while, and I just wanted to wait until after your match.
Bunu bir süredir düşünüyordum, maçının sonrasına dek beklemek istemiştim.
- Well, thanks, Emma. That's very sweet of you guys, but... I-I think it's best if we just keep things separate for a while.
Sağ ol, Emma, çok kibarsınız ama bir süre ayrı kalmak en iyisi olacak bence.
They saw how scared I was, so they told me they were just taking a magic disappearing potion that would make them go away for a while.
Çok korktuğumu gördüler ve bana "görünmezlik iksiri içip bir süreliğine ortadan yok olacaklarını" söylediler.
As you can see I am at the Karachi airport where no American flight has landed since 9 / 11 until now... and in just a little while the first such flight will also leave Pakistan for America
Gördüğünüz gibi 11 Eylül den şu ana kadar Karachi Havaalanından amerikan uçuşu gerçekleşmiyordu ancak kısa bir süre sonra ilk kez uçaklar Pakistandan, Amerikaya kalkacak.
I just thought I had a little more time Since the magazine doesn't come out for a while.
Sadece magazinciler bunu açığa çıkarıncaya kadar biraz daha vaktimin olduğunu düşünmüştümi
I didn't think I was gonna have to see her again for a while, and I just found out she's coming back to New York city and...
Bir süre onu görmeyeceğimi düşünmüştüm, ama şu anda öğrendim ki New York'a geliyormuş.
Can we just put it on hold for a little while?
Şuna bir süreliğine ara verebilir miyiz?
It's just for a little while, Claire.
Çok kısa bir süre için, Claire.
I'm just gonna stick around for a while, if it's okay with you.
Senin için bir sakıncası yoksa burada biraz takılacağım.
Maybe we should just look the other way for a while, let him clean up Harlan.
Olaya bir de öbür tarafından bakmalıyız belkide Harlan'ı temizlemesine izin verebiliriz.
You know what? I think I'm just going to go read for a little while.
Gidip biraz kitap okusam iyi olur.
If you could just help me out for, like, 30 minutes, tops, while I run and get a new cake- - no, I don't think this is a good idea.
Sadece otuz dakika için bana yardımcı olursanız ben yeni bir pasta yapana kadar. Yo, bunu iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
So maybe you just... Slow it down a bit, and, uh, and you... and... and you be that for a while.
Belki de biraz yavaşlamalı ve ve bir süre öyle devam etmelisin.
So, uh, I was thinking maybe I should just hang out here For a little while with you, you know,
Belki seninle bir süre daha burada takılsam diyorum.
I think I should just be by myself for a while.
Sanırım bir süre kendimle olmalıyım.
Yeah I think we should just call a truce on the whole Chase thing for a while.
Evet, farkındayım. Sanırım tüm bu Chase olayı hakkında bir ateşkes yapsak iyi olacak.
It's just... For a while there, I wasn't sure if I was gonna be able to see you again.
Sadece... oradayken seni tekrar görebileceğimden emin değildim.
Just for a little while, at least until Clay is doing better.
Sadece bir süre için, En azından Clay daha iyi olana kadar.
♪ Hey ♪ you know how there re a handful of moments in your life that you just know while it's happening you're gonna remember it for the rest of your life?
Hani hayatında bazı anlar vardır ya, daha onları yaşarken, hayatının sonuna kadar hatırlayacağını bilirsin?
I think I should just be by myself for a while.
bence bir süreliğine sadece yalnız olmalıyım.
She has just fallen into a deep sleep for a while.
O sadece, bir süre için derin bir uykuya daldı.
Now, if it stays at a level one, she just needs to stay away from doors, cameras, uh, security key cards, even actual security guards, and she'll be cool... for a while.
Şimdi, birinci düzeyde kalırsa sadece kapılardan, kameralardan güvenlik kartlarından, güvenlik görevlilerinden kaçınırsa güvende olur, bir süreliğine.
And after a while, I started coming down for breakfast, and he didn't say a word to me, just brought me to school.
Sonra kahvaltı için aşağı inmeye başladım ve bana hiçbir şey söylemeyip sadece okula götürdü.
I just had to stand on the subway for 45 minutes While a woman clipped her nails in my face And a guy was poking what I can only hope to be a baguette
45 dakika boyunca, kadının teki burnumun dibinde tırnaklarını keserken, ve birisi, ekmek olduğunu umduğum bir şeyle beni dürterken ayakta kalmak zorunda kaldım, tamam mı?
just for you 93
just for today 37
just for fun 120
just for me 70
just forget it 291
just for a little while 80
just for a couple of days 21
just for kicks 20
just for now 44
just forget about it 73
just for today 37
just for fun 120
just for me 70
just forget it 291
just for a little while 80
just for a couple of days 21
just for kicks 20
just for now 44
just forget about it 73