English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ K ] / Kan

Kan traduction Turc

148,759 traduction parallèle
Oh. You know, not every nefarious character that comes in and out of this hotel is in your secret society of monkeys.
Otele girip çıkan kötü karakterlerin hepsi senin gizli maymun topluluğundan değil sonuçta.
"Winter of Ash and Blood."
"Kan ve Kül Kışı"
Ash and blood?
Kan ve Kül mü?
Ash and blood...
"Kan ve Kül"
My mother died of an embolism.
Annem damar tıkanıklığından öldü.
From now on, apologies are issued in blood.
Bundan böyle, dökülecek kan içinde özür diliyoruz.
So I thought if I tried Warfarin to thin the blood...
Düşümdüm ki, kanını inceltmek için Varfarin denesem...
Storms weren't proof of the Witness's power.
Fırtınalar Tanık'ın gücünün kanıtı değildi.
They were evidence of his failure.
Başarısızlığının kanıtıydı.
Your brother was proof of concept.
Kardeşin kavram kanıtıydı.
[Engines roaring] Well, Mary Gau, the woman who survived her date with Tom Wu, said she got the impression he wasn't really interested in kids.
Tom Wu ile buluşmasından sağ çıkan Mary Gau Wu'nun çocuklarla ilgilenmediğini söyledi.
We also found his lair... some knives, purple orchids, and a lot of blood.
Sığınağını da bulduk. Bıçaklar, mor orkideler ve bir sürü kan var.
Yeah, or it would have bled dry.
Ve kurumuş kan olmalıydı.
The C.O.D. is an exsanguination due to the cutting of the carotid.
Ölüm sebebi şah damarın kesilmesine bağlı kan kaybı.
Arterial spray.
Kan fışkırmış.
There's also a trail of blood... ends abruptly.
Kan izi de var ve aniden kesiliyor.
With this biker gang I got, we've done some small drug runs into El Paso to prove ourself to Hector and his cartel.
Motor çetemle El Paso'ya küçük çaplı uyuşturucu teslimatı yapıp Hector'a ve kartele kendimi kanıtladım.
Well, the forensic evidence supports what Ryan's saying.
- Kanıtlar Ryan'ı destekliyor.
He's sliced, gutted, bled out, and dismembered before being coated with black paint postmortem.
Kesilmiş, kan kaybetmiş, uzuvları koparılmış, ölüm sonrası da siyaha boyanmış.
Well... the unsub painted over dried blood, so the body bled out before being painted, which tells us something about the unsub's ritual.
Şüpheli kurumuş kanın üstüne boya sürmüş, demek ki kan boyadan önce akıp bitmiş. Bu da şüphelinin ritüeliyle ilgili bilgi veriyor.
Maybe it was a blood sacrifice.
- Belki kan kurbanıdır.
A blood sacrifice?
- Kan kurbanı mı?
The shop is halfway between the kill sites and where the unsub has been bleeding out their victims.
Dükkanı cinayet alanlarıyla kurbanların kanının akıtıldığı yerlerin arasında.
Could be why we didn't find all the blood at the crime scene.
Olay yerinde kan olmamasının sebebi bu olabilir.
So he's collecting them at a secondary location for ritualistic purposes.
Ritüel için ikinci bir alanda kanı alıyor olabilir.
But if this is another blood sacrifice, how does it fit the pattern?
Peki bu da kan kurbanıysa düzene nasıl uyuyor?
No signs of blood or struggle anywhere. All right.
- Kan ya da boğuşma izi yok.
What seems to be consistent here is that two of the three murders have been blood sacrifice spells designed to restore an absent loved one.
Tutarlı olan şey ilk iki cinayetin insanın kayıp sevdiğini geri getirmek için kan kurbanı büyüsü olduğu.
Yeah, and the red spell asks for the bloodletting of someone young.
Kırmızı büyü genç birinin kanını dökmeyi gerektiriyor.
The color black asks for the bloodletting of a sinner, so the display of Robert Miller should have worked, too.
Siyah için günahkar birinin kanı gerekiyor, yani Robert Miller işe yaramalıydı.
He confessed even though you didn't have much hard evidence.
Sağlam bir kanıtınız olmamasına rağmen itiraf etmiş.
Don't make me prove it.
Beni kanıtlamaya zorlama.
Only kin is kin.
Kan bağı olmadan olmuyor.
There was hardly any blood at the crime scene.
Olay mahallinde neredeyse hiç kan yoktu.
The district attorney who drove Mr. Boss out of the country and survived the basement labs of Max rager.
Boss'ın görevinden uzaklaştırttığı ve Max Rager bodrumundan sağ çıkan bölge savcısı.
The evidence suggests there was intention.
Kanıtlar kasıt olduğunu gösteriyor.
I didn't think anything of it at the time, but now, I think he was hiding evidence.
O an için bir şey düşünmemiştim ama şimdi kanıtları sakladığını düşünüyorum.
But I've got proof.
Benim elimde kanıt var artık.
Your brain scan showed evidence of a stroke.
Beyin taraman bir darbenin kanıtını gösterdi.
Did one of them find a natblida?
- Birisi kara kan mı buldu?
We have faced extinction before, and we have persevered, but we have always been familiar with sacrifice, and today we will be tested once again.
Tükenişle daha önce de yüzleştik ve korunduk ; ama fedailiği her zaman kanıksadık. Bugün bunu bir kez daha ölçeceğiz.
It'll be a bloodbath, and you know it.
Kan banyosu olacak, biliyorsun.
Before you get anything, I need proof of life.
İstediğin şeyi vermeden önce, hayatta olduğunu kanıtla.
You have your proof.
Kanıtını aldın.
I might have him leaving the hostel on 92nd.
Otelden 92. caddeye çıkan o olabilir.
He had blood all over him.
Her tarafı kan-revan içindeydi.
She's bleeding!
Kanıyor!
There's a lot of blood.
Çok kan var.
Haemorrhage?
Kan kaybı mı yoksa?
- We need to start finding the LEDAs faster or else were just sticking around down here.
- LEDAları aramanın bir yolunu bulmalıyız. Aksi halde burada tıkanıp kalacağız.
Initial tests confirm that all of the blood at Borden's apartment is Patterson's.
İlk testler, Borden'ın dairesindeki tüm kanın Patterson'a ait olduğunu gösterdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]