English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Lie still

Lie still traduction Turc

578 traduction parallèle
- You lie still. I'll pack up.
- Sen uzan. Valizi hazırlayayım.
Now, lie still.
Kıpırdama.
But I just lie still now and hope.
Sadece sessizce bekliyorum ve umut ediyorum.
if you lie still for a few days... reading, relaxing, forgetting all your troubles... it might be as well as a medicinal ocean air.
Birkaç gün sakince yatıp kitap okuyup, rahatlayıp, tüm dertleri unutursan en az tıbbi okyanus havası kadar iyi gelecektir.
Lie still.
Hiç kıpırdama.
Lie still.
Kalkmamalısın.
Lie still or I'll snap your arm like a wishbone.
Hareket etme yoksa kolunu kırarım.
If I were you I'd lie still, Del.
Yerinde olsam kımıldamazdım Del.
Lie still and inhale.
Kımıldamadan uzan ve içine çek.
Lie still, Brad.
Kıpırdamadan yat, Brad.
Lie still, will you?
Kımıldamadan yatacaksın, olur mu?
Please, lie still.
Hayır sır gawain. Lütfen kalkmayın.
Lie still.
Yatmaya devam et.
Just lie still.
Hareket etmeden yat.
Lie still, sailor.
Kalkma denizci.
Just lie still.
Kıpırdamadan yat.
Just lie still.
Ses çıkarmadan yat.
Now lie still, hero.
Kıpırdama kahraman.
I HAD TO LIE STILL FOR AN HOUR WAITING FOR IT TO SETTLE DOWN.
Yatışması için bir saat uzanmak zorunda kaldım.
Nothing's wrong, but you must lie still.
- Bir şey yok ama kımıldamamalısın.
Please lie still for a moment.
Lütfen biraz daha uzanın.
- Lie still.
Hareketsiz yatın.
Lie still.
Kımıldama.
You've been burned and you must lie still.
Yanmışsın ve sabit durmalısın.
You just lie still.
Sen kıpırdamadan yat.
- Lie still.
- Kıpırdamayın.
Lie still! Look! We're gonna tip over!
yat orda.Bak.Bak.Devrileceğiz.
- Yes, yes, now lie still and I'll...
- Evet, evet. Şimdi kıpırdamayın ki size...
Lie still.
Sakince yat.
Lie still, please.
Yatılı kalır mısınız.
Don't move, I said, lie still!
Sakin olun, yatın.
Lie still for a moment. - Mmm... - It's alright, it's alright...
Tamam, tamam.
You lie still. I'll check her out right away.
Onunla ben ilgilenirim.
Lie still.
Yerinde kal.
Now lie still.
Kımıldama.
I must see him before then... Lie still.
Seni bu olmadan görmeliyim, o zaman, Baba.
Lie still.
Yat.
Surely, you can still lie.
Eminim, hala yalan söylüyorsun.
Lie still.
Haydi uzan.
It's still a lie.
Hala bir yalan.
He makes me to lie down in green pastures, he leads me besides still waters, he restores my soul, my soul!
O beni yeşil otluklarda yatırıyor, O beni, durgun sulara götürüyor. O ruhumu yeniliyor, ruhumu!
And still you lie to me.
Bana yalan söyleme.
- A man can lie, steal and even kill, but as long as he hangs on to his pride, he's still a man.
Bir erkek yalan söyleyebilir, hırsızlık yapabilir, hatta adam bile öldürebilir. Ama gururu olduğu müddetçe hala bir erkektir.
Most of our journey to the past still lie ahead of us.
Geçmişe olan yolculuğumuzun çoğu hala önümüzde duruyordu.
Still think it's a lie?
Hâlâ yalan söylediğimi mi düşünüyorsunuz?
It's still a lie.
- Ne dediklerini bilmiyorlar.
Now, you just lie very still. Don't move.
Şimdi öylece yatmaya devam et.
Still, once he told me.. I will never lie to you.
Oysa bir keresinde bana "sana asla yalan söylemeyeceğim" demişti...
-... to the present administration. - I still say, let sleeping dogs lie.
- Bence uyuyan yılanın kuyruğuna basmayalım.
Just lie there and be happy you're still alive.
Oraya uzan ve hâlâ hayatta olduğun için sevin.
Now, lie perfectly still, lieutenant.
Öyle kal. Hiç kımıldamamaya çalış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]