English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Like i do

Like i do traduction Turc

23,142 traduction parallèle
Feels like I do.
- Tanıyormuşum gibi geliyor. Garip mi bu?
'Cause when I get ahead of you, which is inevitable, all an old man like you needs to do is ride in my draft.
Çünkü önüne geçtiğim zaman, ki bu kaçınıImaz senin gibi ihtiyarın tek yapması gereken yakınımda sürmen.
Yes, I do'cause if you did something like this, I'd just strangle you with my bare hands.
Biliyorum çünkü böyle bir şey yapsaydın seni kendi ellerimle boğardım.
But the point is, I am sorry for... for squashing you like a bug or whatever it is that I do.
Fakat asıl söylemek istediğim seni böcek gibi ezdiğim için özür dilerim.
Oh, but I, you know, I like game night. I do, and who knows where it could lead.
Severim ve nelere yol açabilecegini kim bilebilir.
- I'll do what I can, but if it looks like harassment, the judge will just throw it out.
- Elimden geleni yaparım, eğer taciz gibi görünürse, yargıç bunu kabul etmeyecektir.
- I just wonder if it's because there's somebody else you might like... somebody who likes French fries and Thousand Island dressing as much as you do.
- Sadece meraktan soruyorum ya senin gibi patates kızartması ve salata sosu seven birinden hoşlanıyorsan...
Well, I do have an extra set of clothes in my office if you'd like to dig in a fresh shirt.
Yeni bir bluz ile araştrmaya başlamak istersen ofisimde fazladan kıyafet var.
I'm just following my gut, like you do.
Sadece, hislerimi takip ediyorum, tıpkı senin yaptığın gibi.
If you don't like it, I'll do this alone.
Hoşuna gitmediyse tek başıma yaparım.
I don't know what great shakes are, but I do know that I like it here.
Ne demek istediğini bilmiyorum ama burayı sevdiğimi biliyorum.
And on top of that, I'd make a permanent enemy of everyone else in here, because the worst thing you can be known for, my man, is as someone who would do something like that.
Onun üstüne bir de buradaki herkesin kalıcı düşmanı olurum çünkü buralarda yapılabilecek en kötü şey bu tarz bir davranış.
I mean, if we're going to look like a real firm, then starting tomorrow, we need to do something about subletting these offices.
Yani, eğer gerçek bir şirket gibi görüneceksek yarından itibaren bu ofisleri kiralamak için bir şeyler yapmalıyız.
I feel like I'm going insane, I really do.
Aklımı kaçıracağım, Gerçekten.
They do whenever they stay with their mom, but, uh, when I have them, I like to drive them.
Annelerinde kaldıklarında servise biniyorlar. Bende kaldıklarında ise onları kendim getiriyorum.
Do I look like a murderer to you?
Sana göre ben bir katil miyim?
You idiot, do I look like the'good friend's type to you?
Aptal, senin için'iyi bir arkadaşa'benziyor muyum?
Do I look like I am joking?
Şaka yapar gibi bir halim var mı?
You think I am weak, you can do anything you like, and I..
- Zayıf olduğumu ve bana her şeyi yapacağını...
No, man, like, everything I do turns to shit.
Hayır dostum ne zaman bir şey yapsam boka batıyor.
But then... then you remember how it works and then it's like, "Oh, yeah. Yeah, I can do this."
Fakat sonra nasıl olduğunu hatırlıyorsun ve şöyle düşünmeye başlıyorsun, "Evet, bunu yapabilirim."
I ask because if it is ham and it's hardened in there, at what point does it just become a tooth and do I start treating it like a tooth?
Şundan soruyorum, eğer jambonsa ve orada sertleştiyse hangi aşamada dişe dönüşür ve ben de ona diş muamelesi yapabilirim, onu merak ediyorum.
- But the thing is, I do feel like you and I are on the exact... Same exact wavelength, so...
Ama seninle benim frekansımızın tuttuğunu hissediyorum.
I'm not scared to do more. I just like it.
Daha fazlasından korkmuyorum, sadece işimi seviyorum.
I mean, that's all you're trying to do, is to bring in something new and trying to bring me along with it, whether I like it or not.
Hastaneye yeni bir şey getirmeye ve beni de ona dahil etmeye çalışıyorsun. Hoşlansam da, hoşlanmasam da.
Sweetie, I know you think jokes like that are funny, but do you really think you could handle making out with both of us?
Tatlım, böyle şakaların komik olduğunu sanıyorsun ama ikimizle de yiyişmenin üstesinden gelebilir misin?
Do you like food and shelter? I do.
- Yemeyi ve barınmayı sever misin?
I'd like to do the pitch. With Ford.
Tanıtımı ben yapmak istiyorum, Ford ile.
Yeah, see, but I don't even know what to, like, do with her.
Ama sorun şu ki onunla ne yapılır onu bile bilmiyorum.
I do. I want... I want her to like me the way she likes Ford.
Benden de Ford'dan hoşlandığı gibi hoşlansın istiyorum.
You know, I'm not telling you how to do your job but those don't look like water pipes.
İşinizi nasıl yapacağınızı söylemek istemem ama bunlar su borusuna benzemiyor.
Why do I get the feeling like I'm going to be hunting for alderwood and hemlock soon?
Nedense içimde kızılağaç ve baldıran aramaya gidecekmişim gibi bir his var.
I do not like to lose control.
Ben de kontrolü kaybetmekten hoşlanmıyorum.
You mean like I used to do with you when you were drunk?
Sen sarhoşken benim yaptğım gibi mi demek istiyorsun?
Although I do like to drive in silence.
Ama ben sessiz sürmeyi severim.
Do you know what? I feel like I could beat anyone, and I'm not just talking discus.
Bak ne diyeceğim, şu an herkesi yenebilirmişim gibi hissediyorum, sadece diskte de değil.
And I'd really like to do something about that.
Bununla ilgili gerçekten bir şeyler yapmak istiyorum.
Just like I will do with her name.
Tıpkı onun ismine çekeceğim gibi.
Paul, what do you think of this direction? I like it.
- Paul, bu gidişat hakkında ne düşünüyorsun?
But I do need to be mad at you for just like a bit longer so if you wanna be a good friend, then...
Ama sana biraz daha kızgın kalmam gerek.
He knows what I do and we talk like normal couples, why?
Ne iş yaptığımı bilir, diğer çiftler nasılsa öyle konuşuruz, neden?
What do I look like, a narc?
- Sen beni ne sanıyorsun?
Like, for instance, I think you can make do with half as many new hires as you have laid out in the prospectus.
Örneğin broşürünüzde yazdığınız kişi sayısından daha azıyla yapabilirsiniz.
That night... that night that you spoke at the Castro, I was like, finally, somebody sees the world the way I do.
Castro'da konuşma yaptığın o gece nihayet birisi dünyayı benim gördüğüm gibi görebiliyor dedim.
Do you want me there because you think I might have something to contribute or because you want me to feel like I have something to do?
Beni orada istemenin sebebi gerçekten bir şeylere katkı yapacağımı düşünmen mi yoksa kendini bunu yapmak zorunda hissetmen mi?
I really do like it, though.
Doğrusunu söylemek gerekirse gerçekten beğendim.
- I do like wine.
- Şarap fikrini sevdim.
I really needed to know that life like this was even possible, and now that I do, I- -
.. mümkün olup olmayacağını.. .. bilmem gerekiyordu.. .. artık biliyorum ve..
Ollie, I am sorry, but I want to honor Laurel just as much as you do, just not like this, and I don't care what your reasons are, putting killing back on the table is a huge step backwards,
Ollie, üzgünüm.. .. ama ben de Laurel'ı senin kadar.. .. onurlandırmak istiyorum..
Do you want to get some, like, fast food and I'll try to forget about all the crazy stuff you just said, wow.
Belki bir ara bir şeyler yemeğe gideriz ve söylediğin çılgınca şeyleri unutmaya çalışırız.
You know, it's like I-I want to give up on Rebecca's scheming, I do... but it's just, it... every morning I still wake up with an emptiness and a longing, and... I mean, at first I thought it was because you and I weren't boning, but...
Gerçekten Rebecca'nın entrikalarından uzak durmaya çalışıyorum, deniyorum ama her sabah aynı özlem ve boşlukta uyanıyorum başlangıçta ikimizin yaşadıkları yüzünden sanırdım ama...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]