English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / Make love

Make love traduction Turc

5,412 traduction parallèle
Gus and I are going to go home and make love to our wives.
Gus'la eve gidip karılarımızla sevişeceğiz.
Oh, and all he wants to do is cook for you and make love.
Tek isteği sana yemek yapmak ve sevişmek olacak.
Man, I can't believe I just to confessed to all of Santa Barbara that I make love with my socks on.
Dostum, çorapla seviştiğimi tüm Santa Barbara'ya itiraf ettiğime inanamıyorum.
I really wanted to make love in that mansion... with Antonio.
O malikanede seks yapmayı çok isterdim. Antonio'yla.
He said he wanted to know what it was like..... to make love to someone who was unconscious.
Bunun birine bilinçsiz aşık olmak gibi bir şey olduğunu..... bilmemi istediğini söyledi.
Make love?
Sevişmek gibi mi?
You know, if things were different, I can't think of anything I'd like to do more than make love to you right now.
Olaylar daha farklı olsaydı şu anda seninle sevişmekten daha çok istediğim bir şey olmazdı.
Tonight I'm gonna make love to a woman.
Bu akşam bir kadınla sevişeceğim.
How could I possibly make love to you?
Seninle nasıl sevişiyor olabilirim?
Let's make love.
Romantizm yapalım.
They will make love for a while and then they'll just want to fuck again.
Bir müddet sevişirler sonrasında onlarda sikişmeyi isteyeceklerdir.
A man who still wants to make love to his wife.
Karısı ile hala sevişmek isteyen bir adam.
I think we should make love.
Bence sevişmeliyiz.
We'll join the ends and make love,
Uçlarını birleştireceğiz ve aşk yapacağız,
♪ To make love their destiny ♪
* Aşk olsun diye alın yazıları *
Let's make love.
Let's make love.
How many times did we make love in the summer heat?
Yaz sıcağında kim bilir kaç kez sevişmişizdir.
You can't make love to the job.
İşinle sevişemezsin ya.
You want to make love bent over a toilet?
Tuvalette mi seks yapmak istiyorsun?
If you love her, make her yours.
Onu seviyorsan, onu kendine ait kıl.
Now we gonna make some love.
Şimdi biraz sevişelim.
Love can make you a little crazy sometimes.
Aşk bazen insana delice şeyler yaptırabiliyor.
L- - I would love to, but, you know, a guy's gotta make a living.
Çok isterdim, ama bir adam geçimini sağlamalı.
They make me believe in love.
Aşka inanmamı sağlıyorlar.
But next time you try to lose yourself in some trauma-inducing sexual encounter, just make sure the guy isn't in love with you.
Ama bir dahaki sefere cinsel dürtülerini tatmin etmek için kendini kaybettiğinde sana aşık olmayan birini seçmeye çalış.
I'd love to ride the glass elevator with you and flash tourists, but I need to not make a fool of myself While dancing next to superman.
Seninle cam bir asansöre binmek ve turistleri korkutmak hoşuma gider ama Superman'in yanında dans ederken küçük düşmemeliyim.
Be true to yourself and make the music that you love.
- Kendine karşı dürüst ol ve sevdiğin müziği yap.
♪ ♪ perception and projection make up every point of view ♪ ♪ these days, it seems like everyone is bidding on love ♪
''algı ve yansıtma süslemiş her bakış açısını''bu günlerde, sanki herkes ihale ediyor aşkı''ama aşk satılık değil ki, gelir doğru yaptığında''ruhumu paylaşmak istedim çoklukla''biri için evcilleştirmedim'
♪ When I return love ♪ ♪ I'll make you my wife ♪
Seni karım yapacağım
What will you do to make me fall in love with you?
Sana aşık olmam için ne yapardın?
What will you do to make me fall in love with you?
Üç numaralı damat sana aşık olmam için sen ne yapardın?
To make somebody fall in love with you.
Birisini sana aşık etmek bence imkansız bir şey.
You make them fall in love with you. Right?
Onları kendine aşık ediyorsun, değil mi?
Well, we can't make out many of the words, but they're all love letters from him.
Sözcüklerin çoğunu yakaladık, ama hepsi adamın aşk mektupları.
I mean, yeah, it made her crazy, but sometimes the things that we love the most make us the craziest because we love them.
Yani evet onu deliye döndürüyordu ama bazen en sevdiğimiz şeyler bizi aslında en çok deliye döndüren şeyler oluyor.
Love is what you make, Dom.
Sevgi görmek sana bağlı Dom.
♪ A love song ♪ ♪'Cause you tell me it's ♪ ♪ Make or break in this ♪
* Çünkü bana dedin ki, ya yazarsın ya da buraya kadar *
Make those producers fall in love with you in that moment on the stage.
Sahnede o anda yapımcıları kendine aşık et.
♪ I have love I can make it ♪
♪ I have love I can make it ♪
♪ I have love I can make it
♪ I have love I can make it
We want her to... make friends, have fun, fall in love, have a normal life.
Arkadaşlar edinmesini eğlenmesini, âşık olmasını, normal bir hayat sürmesini istiyoruz.
I'm gonna make that pale-ass icy bitch love me whether she likes it or not.
Ben kendimi o neticesi solgun donuk sürtüğe istese de istemese de kendimi sevdireceğim.
I love pudding skin so much, my old mom used to make it for me all the time.
Puding derisini o kadar severim ki eski annem bana hep ondan yapardı.
It's where we make the T-shirts, banners, and miscellaneous sundries that express our love, loyalty, and allegiance.
Burası pankartları ve tişörtleri hazırladığımız yer. Aynı zamanda aşkımızı ve bağlılığımızı göstermek için yaptığımız diğer eşyalarıda yaptığımız yer.
Baby? I don't know what to do because I love my last name, but I want to make Grayson happy.
Ne yapacağımı bilmiyorum, çünkü soy ismimi çok seviyorum ama bir yandan Grayson'ı mutlu etmek istiyorum.
"And when he shall die, take him and out him out in little stars and he will make the face of heaven so fine that all the world will be in love with night."
"Sonra öldüğünde, al da küçük yıldızlara böl onu. Onlar göğün yüzünü öyle bir süsleyecektir ki bütün dünya gönül verip geceye tapmayacaktır artık o muhteşem güneşe." der Jüliet.
Our love and affection, doesn't it make sense?
Birbirimizle ilgilenmemiz, aşkımız da anlamsız mıydı yani?
I love watching you make up. Although you don't need it.
Seni makyaj yaparken izlemeye bayılıyorum ihtiyacın olmasa bile.
For the love of God, could you just make up your minds?
Tanrı aşkına, şu beyinlerinizi biraz olsun çalıştırır mısınız?
You ever make a gift for somebody, and they just love it?
Birine bir hediye verip de inanılmaz mutlu olduklarını gördünüz mü hiç?
( Robotic voice ) Hey, boo, would you make sweet love to me if I talked like this?
Hatunum,... böyle konuşursam benimle yumuşak yumuşak sevişir misin?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]