English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ M ] / Maybe you should have

Maybe you should have traduction Turc

780 traduction parallèle
Maybe you should have had me shot after all.
Belki de vurulmamı isterdiniz aslında.
Maybe you should have dropped this one.
- Bunu da atsaydın olurdu hani.
Maybe you should have sent Sam up, or-
Buraya Sam'ı göndermeliydin...
Well, then, maybe you should have married somebody else!
Öyleyse başka biriyle evlenseydin!
Maybe you should have gone to England.
Senin İngiltere'ye gitmemen hataymış.
Maybe you should have stayed where you was.
Belki de olduğun yerde kalmalıydın.
Maybe you should have been gift-wrapped.
Belki de seni hediye paketi yapmalıydık.
Maybe you should have let Mother make her own choice.
Belki de annemin kendi seçimini yapmasιna izin vermeliydin.
Maybe you should have given him a tip. Yeah.
Ona bahşiş vermeliydin.
Maybe you should have something with your water.
Belki de suyla beraber size bir şeyler vermeliyiz.
Maybe you should have your own bedroom.
Belki de kendi yatak odan olmalı.
Maybe you should have tried bourbon and water and got them drunk.
Belki de viskiyle onları sarhoş etmeyi denemeliydin.
Maybe you should have said something to the police.
Belki de polise bir şeyler söylemeliydin.
Maybe you should have realized how serious it was when you presented your case.
Bunu, iddianızı sunarken farkına varmalıydınız.
Maybe you should have come to Spain first.
Belki de önce İspanya'ya gelmeliydin.
Maybe you should have thought of that before.
Belki bunu daha önce düşünecektin.
Maybe you should have used soap.
Belkide sabun kullanmalıydın.
- Maybe you should have talked to somebody before you did it.
Belki de yapmadan önce biriyle konuşmalıydın.
Well, you know, maybe you should have thought about that, Jesse, before you plopped your colored butt down on a stool over there at Miz Patty's.
Belki de bunu, o zenci poponla Bayan Patty'nin taburesine oturmadan önce düşünecektin, Jesse.
Maybe you should have a little talk with Leo.
Belki de Leo ile ufak bir konuşma yapmalısın.
Maybe you should have told him.
Belki bunu ona da söylemelisin.
Seems maybe I should at least listen to what you people have to say about all this.
Görünüşe bakılırsa, en azından bu konuda söyleyeceklerinizi dinlemeliyim.
You see, I could have told you, and maybe I should have told you.
Sana söyleyebilirdim, ve belki de söylemeliydim.
Maybe I should have charged you more.
Belki daha çok ödetmeliydim.
Maybe I wasn't around a lot of times I should have been but I guarantee you that I'm gonna spend all the time I have off duty making it up to you.
Belki, olmam gerektiği kadar yanında olamadım ama sana söz veriyorum ki, bundan böyle izinli olduğum her anımı bunu telafi etmekle geçireceğim.
Do you think I should have a diamond, or a ruby, or maybe a sapphire?
Sence hangisini almalıyım? Elmas mı, yakut mu yoksa safir mi?
Maybe she should have won. - Maybe you'd be better off at home.
Belki kazanmalıydı yani belki evde daha iyi olursun.
You should have taken that regular job at the Komet then maybe I wouldn't have to work at the club.
"Komet"'teki o düzenli işi kabul etmeliydin. O zaman belki kulüpte çalışmam gerekmezdi.
Maybe you should have gone to three.
Belki de üçüncü aşamaya geçmen gerek.
Maybe I should have left you alone
Belki seni rahat bırakmalıydım.
You should at least have taken... a specialization course, don't know, maybe languages.
En azından bazı özel kurslar almışsındır herhalde, ne bileyim, bir dil kursu mesela.
Now there's something I never told you, maybe I should have.
Şimdi, sana hiç bahsetmediğim, bahsetmemem gereken bir şey var.
Maybe you should take the time to have one more look for the keys.
Belki, anahtarları aramak için, biraz daha zaman harcamalısınız.
Maybe he should have left him in a bank, hoping you'd show up there.
Belki de senin ortaya çıkmanı umarak onu bir bankaya bırakmalıydı.
If you thought I was such an angel, maybe you should never have bothered with me.
Melek gibi biri olduğumu düşündüysen eğer, belki de benim zamanımı boşuna almamalıydın.
I think that... maybe you and I should have the kind of relationship that we're supposed to have.
Düşündüm de... gaiba sen ve ben aramızda olması gerektiği gibi bir ilişki kurmalıyız.
You don't want to get married with the nagging thought " Maybe I should have.
Hem evlendiğinizde bu konu içinizde kalmasın.
Maybe I should call the cops, have them meet you there.
Belki polisleri de arayıp oraya göndersem iyi olur.
You think maybe I was rollin'dice when I should have been rollin'you?
O zarları atarken bile aklımda sadece sen vardın.
You know... maybe we should have gone.
Belki de biz de gitmeliydik.
Maybe I rode you a little harder than I should have.
Üstüne gereğinden fazla gelmiş olabilirim.
Maybe I should have you killed.
Belki cinayetten seni içeri tıkmalıyım.
Colonel Braddock... I didn't want to have to tell you this... but maybe you should know.
Albay Braddock... bunu söylemek zorunda kalmak istemezdim ama bilsen iyi olur.
I don't know, maybe I should have given him more of a chance, you know? He's not evil, he's just...
- Bilemiyorum, belki de ona daha fazla şans tanımalıydım.
That maybe we should have a strategy now, you know?
Artık bir plan yapmalıyız.
Well, dear, maybe if you didn't insist on putting your picture on the coin. Who should it have been, yours?
Vaz geç.
If you have sensitive kids, maybe you should tuck them into bed instead of writing us angry letters.
Eğer hassas çocuklarınız varsa belki onları yatağa göndermelisiniz bize öfkeli mektuplar göndermek yerine.
So maybe I've always fancied you a little, and... probably I should never have done anything...
Belki bende seni düşünüyordum, ama bunu hiç yapmamalıydım.
I'd have to tap into the satellite system. It would take time, and it's not legal either. Maybe I should have offered you the partnership.
Eddie, evlenme teklifine hayir dedigini söyledi bana.
Maybe you should have some tea.
Belki biraz çay içsen iyi gelir. İçki beni çarpmaz. Ama çay dokunur.
Do you think they're going, "Maybe we should give those two guys who have no experience and no idea, more money"?
"Belki de hiç tecrübesi ve fikri olmayan bu iki adama daha çok para vermeliyiz." diyeceklerini mi sanıyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]