My producer traduction Turc
294 traduction parallèle
- Hello. - This is my producer Oliver Burton.
- Bu, yapımcım Oliver Burton.
- My producer is here.
- Yapımcı burada.
I wouldn't presume, But my producer is restless, perhaps he's right, and he insisted that I...
Rahatsız etmek istemezdim ama... yapımcımın kaygıları var, belki de haklıdır... ısrarına göre ben...
Who looks remarkably like my producer and victim, Mr Alexander Meyerheim.
Kendi yapımcı ve kurbanım Alexander Meyerheim'a benzemiyor da değil.
With my producer?
Yapımcımla mı?
I was out front with my writer and my producer.
- Oyunun yazarının hemen yanındaydım.
One was my producer... one was my lawyer, and one was Michelle's mother.
Birisi yapımcım, biri avukatım, öbürü de Michelle'in annesi.
I have an appointment with my producer
Yapımcımla bir randevum var.
Then this telegram arrives from my producer
Sonra yapımcımdan o telgraf geldi.
My producer is doing this to me, isn't he?
Bunu bana yapan prodüktörüm, öyle değil mi?
I'm nice to him because he's my producer.
Ona iyi davranıyorum çünkü benim yapımcım.
- That's Bobby Cahn, my producer.
- Bu Bobby Cahn, yapımcım.
Anyway, Julie, my producer, and I we've been waiting a long time to do a follow-up piece on you and that time has definitely come.
Her neyse, Julie, yapımcım, ve ben.. ... sizin bölümünüzü tamamlamak için bekliyorduk ve işte vakit geldi.
My producer will fax you in the morning with the details.
Julie, detayları size sabah fakslayacak.
Stay on the line and my producer will help you.
Dilimde tadı kalan ağır şeyleri severim. Affedersiniz kahveyi döktük.
Have you met Veronica, my producer?
Yapimcim Veronica'yla tanistiniz mi?
You're my producer.
Sen benim yapımcımsın.
My producer Roz has regaled me with many stories of the great Dairy State.
Yapımcım Roz Mandıra Eyaleti'nden hikayeleriyle bana gayet hoş vakit geçirtir.
- l'm not crazy about my producer.
- Şu anki yapımcıma deli olduğum söylenemez.
That is my producer.
O beni yapımcım, Roz.
No, no, I'm simply taking my producer to meet her date.
Hayır, Sadece yapımcımı randevusuna götürüyorum.
The first few nerve-wracking moments, I walk in here and find my producer lobbying to get herself transferred to another show!
En gergin anımda stüdyoya girdim ve yapımcımın başka programa geçmek istediğini öğrendim.
Roz Doyle, my producer.
Roz Doyle, prodüktörüm.
Just tell me if you'd like the producer to see my report.
Bana sadece notlarımı yapımcı görsün mü onu söyleyin.
My dear lady, tonight you'll see the depths of insanity a producer can fall into.
Hanımefendiciğim, bu akşam bir yapımcının ne hallere düşebileceğini göreceksiniz.
I'll need one copy for my television producer, my orchestra leader, my arranger, and the guys from the agency.
Orville, evlat... Bir kopya televizyon yapımcım için, bir tane orkestra şefim için, bir tane de aranjörüm için ve bir tane de ajanstaki çocuklar için istiyorum.
My friend and, in this case, patron and producer Mr Alexander Meyerheim arrives in Paris from Cannes at ten o'clock on...
Dostum ve koruyucum ve yapımcım Bay Alexander Meyerheim
I met a film producer in Berlin where my husband was stationed.
Berlin'de bir film yapımcısına rastladım, kocam orada görevliydi.
Harry, this is Fred Okra, my co-producer, invented "Okrascope." This is my personal private secretary.
Harry, bu bey Fred Okra, benim prodüktörüm, "Okrascope" un yaratıcısı benim özel sekreterim.
My father was a theatrical producer.
Babam bir tiyatro yapımcısıydı.
Here's to my producer.
Yaşasın benim yapımcım.
My darling Ned, you are the producer as well.
Sevgili Ned sen aynı zamanda yapımcısın.
My husband was a film producer who wanted to produce biblical epics.
Kocam ince filmler yapmak isteyen bir yapımcıydı.
At the moment I'm trying my luck as as ice producer, to make money.
Şu sıralar, para kazanmak maksadıyla şansımı buz üretiminde deniyorum.
My movie producer You know how it is
Film yapımcım. Nasıl olduğunu bilirsin.
I've got a meeting with that producer, and it's - looks like he may give me a chance to direct my own damn script.
Yapımcıyla bir toplantım var ve sanırım kendi lanet senaryomu yönetmem için bana bir şans verecek.
I was a producer then, my partner was Robert Dorfman.
O zaman yapımcıydım Robert Dorfman ortağımdı.
Because of my "former" producer, associate and boyfriend, Eddie Arkadian.
Benim eski yapımcım, ortağım ve sevgilim, Eddie Arkadian yüzünden.
A producer who likes my plays, but not enough to produce them, phoned.
Bir yapımcı aradı. Oyunlarımı beğeniyormuş, ama yapımını üstlenecek kadar değil.
He's hiring a producer just for my own show.
Sadece benim için bir de yapım asistanı tutacakmış.
And I also would like to propose a toast to my partner and our producer, Paul Landers.
Ben de kadeh kaldırmak istiyorum. Ortağım ve yapımcımız Paul Landers'a.
If your big gulp-head producer clients would dare to show a little brains, they would sign my ass up on that tour and I'd be touring the world.
Eğer senin koca götlü yapımcı müşterilerinde azıcık zeka olsaydı benimle sözleşme imzalarlardı ve ben de şu anda dünya turunda keyif yapıyor olurdum.
I just sent my latest script in to a real Hollywood producer.
Son senaryomu gerçek bir Hollywood yapımcısına gönderdim.
- Bobby's my record producer.
- Bobby benim kayıt yapımcım.
I'll just abuse my authority as producer and let you in.
Seni bedavaya sokarım. Yapımcı olarak yetkimi kullanma hakkım var.
Please join me, Frasier Crane, and my invaluable producer uh... uh...
Bizi dinlemeye devam edin. Ben Frasier Crane ve eşsiz yapımcım... - Roz!
"The Cold Store", and my colleague typed it and sold it to a producer.
"Soğuk Oda", ve ortağım daktilo edip yapımcıya sattı.
My plan is that, while in Hollywood, I will be approached by an eminent producer - at the Ivy, no doubt - to star in the lush film version of the life of Miss Dorothy Dandridge.
Planım şu, Hollywood'a vardığımda, tanınmış bir yapımcı bana gelecek - şüphesiz Ivy restoranda - ve Bayan Dorothy Dandridge'in hayatının filminde oynamamı isteyecek.
That was an unbiased opinion from my unmarried producer, Roz, who, incidentally, has squeezed more fruit than Tropicana.
Bu, hiç evlenmemiş yapımcım Roz'dan, tarafsız bir fikirdi. Ki kendisi, Tropicana'dan fazla meyve sıkmıştır.
The producer is a total pervert, and my role is really screwed up!
Yapımcı tam bir sapık ve rolüm gerçekten çok kötü.
I got these producer notes, whihch I was able to get hold of because of my own personal ingenuity.
Bir saniye kürsüye yaklaşın.
producers 37
producer 100
my precious 74
my princess 67
my problem 62
my prince 111
my pride 18
my pretty 34
my problem is 27
my president 18
producer 100
my precious 74
my princess 67
my problem 62
my prince 111
my pride 18
my pretty 34
my problem is 27
my president 18