My problem traduction Turc
6,009 traduction parallèle
Elvis is my problem. He's not yours.
Elvis benim problemim, senin değil.
You are my problem, Hillary.
Sorunum sensin, Hillary.
Even if I did believe you, how is it my problem?
Diyelim ki sana inandım, bana ne?
So... you see, my problem is now your problem.
Anlayacağın artık benim derdim, senin de derdin.
Not my problem.
Benim problemim değil.
Not my problem, lady.
Benim sorunum değil, hanımefendi.
Howie, I love you, and as your wife, your mother is every bit as much my problem as she is yours, so... I want a divorce.
Howie, seni seviyorum ve karın olarak da, annen en az senin olduğu kadar benim de ilgilenmem gereken bir sorun yani boşanmak istiyorum.
It was my problem, not yours.
Sorun bendeydi, sizde değil.
Then you become my problem.
O zaman benim sorunum olursun.
Please don't become my problem.
Lütfen benim sorunum olma.
That's not my problem.
- Bu benim sorunum değil.
So my problem now is your people running around, smashing and taking.
Benim şimdiki problemim sizinkilerin etrafta dolanması, kırıp dökmesi ve alması.
My problem?
Sorunlarım mı?
I'm sorry Carmela, but Chala is not my problem.
Üzgünüm Carmela ama benim sorunum değil.
My problem is that I don't like being followed.
Sorunum takip edilmekten hoşlanmıyor olmam.
First and foremost, that it was wrong to make you the face of my problem.
İlki ve en önemlisi, problemimin nedeni olarak seni suçlamam yanlıştı.
Tommy Welch is not my problem.
- Tommy Welch benim sorunum değil.
If you don't finish, then it's my problem.
Eğer işini bitirmezsen, o zaman benim sorunum olur.
Then you understand my problem.
O zaman sorunumu anladın.
Sir, it ain't my problem.
Bayım bu benim sorunum değil.
Oh. My first impression Is that you have a debilitating spending problem.
İlk izlenimime göre, harcama yapma problemin var.
The problem is, is that my son doesn't see me as an entertainer.
Sorun şu ki, oğlum beni bir şovmen olarak görmüyor.
The problem is, is that my son is very spoiled, and I realize that it's my fault.
Sorun oğlumun şımarık olması. Ve bu benim hatam.
I start doing my thing. No problem, show goes over very well.
Her şey yolundaydı, çok iyi gidiyordu.
Mrs. Queen's problem with my proposals is that they will be paid for by the 1 percent.
Bayan Queen'in sorunu teklifimin % 1'lik kesim tarafından ödenecek olması.
The problem is the growing fear among my men.
Asıl sorun adamlarımın arasında giderek artan korku.
Only problem is my hand is tired from all the diplomatic hand jobs I'm giving.
Tek problem elimin,... çektiğim diplomatik muamelelerden dolayı yorulması.
I just got excited about the restaurant but I should probably call my investor and tell him we have a problem.
Sadece restoran hakkında biraz heyecanlanmıştım fakat sanırım şimdi yatırımcımı aramam ve bir problemimiz olduğunu söylemem gerek.
Here's the problem. My supervisor wants this wrapped up ASAP.
Sorun şu, patronum bu işin bir an önce halledilmesini istiyor.
All right, while we're waiting for Patrick to get here and start talking about your problems, I've got a major problem of my own.
Hazır Patrick yokken ve sizin sorunlarınızdan konuşmuyorken benim büyük bir sorunum var.
You got a problem with my wind chimes?
Rüzgar çanımla ne sorunun var?
If you eclipse my flavor in any way, we'll have a problem.
Eğer, biraz olsun, benim ambiyansımı gölgelersen külahları değişiriz.
I got to try to get you into my tummy, which shouldn't be a problem because you are the best thing ever! Mm. [Sighs]
Şimdi seni hiçbir problem olmadan mideme indirmeye çalışacağım çünkü sen en güzel yemeksin! Bobby.
But you have no problem breaking my trust behind my back, and that not only pisses me off, but it makes me question... Whether I want to have a relationship with you at all.
Ama güvenime ihanet etmen problem değil, ve bu beni sinirlendirmedi, fakat aklıma bir soru getirdi, ister istemez seninle muhattap olucam.
Oh, my God. Aj : I don't know about that guy's breath, but he definitely has a homophobia problem.
Nefesini bilmem ama adamın kesin homofobi problemi var.
I don't think you have a problem with my choice of gift.
Bence senin hediye seçimimle bir sorunun yok.
I think you have a problem with my choice of recipient.
Aldığım kişi ile ilgili bir sorunun var.
Hey, all the paperwork on those buildings are under my dog's name, so if you got a problem, take it up with Princess.
O mülklerin hepsi köpeğimin üstüne zaten bir sıkıntın varsa Prenses'le görüş o yüzden.
I don't have a car, and my guardian is a skankaholic with a prescription pill problem.
Bir arabam yok ve velim reçeteli ilaç problemi olan bir alkolik.
We'd all like to think that the problem at the table is the meddling mother-in-law who didn't get to walk her son down the aisle, but I have built a massive institution with my blood and my sweat, and you will inherit it.
Bunun, oğlunun düğününde bile bulunamayan bir kaynananın başkalarının işine burnunu sokması olduğunu düşünebilirsiniz. Kan ter içinde çalışarak kurduğum bu kuruluş size miras kalacak.
I have no problem performing my civic duty.
Vatandaşlık görevim sonuçta.
So, I'm over here, freaking out, while he's somewhere else, fixing the problem. - Oh, my gosh.
O başka bir yerde sorunu çözerken ben burada panik yapıp duruyordum.
Feces and the buildup thereof continues to be my number one problem.
Dışkı ve dışkıdan oluşan birikim en büyük sorunum olmaya devam ediyor.
Not a problem on my end.
Benim için sorun olmaz.
There's a problem with my half of the money.
Paramızın benim payımda sorun var.
I cannot be branded a problem child this early in my career.
Kariyerimin daha başlarında problemli çocuk....... damgası yememeliydim.
The only problem is, my... my car just broke down.
Tek sorun, arabam bozuldu.
Hence my decision to approach this problem from a different angle. Huh...
Bu yüzden probleme farklı bir açıdan yaklaşma kararı aldım.
I MAY HAVE TROUBLE SEEING, BUT THERE'S NOTHING WRONG WITH MY MEMORY.
Görmede sorun yaşıyor olabilirim ama hafızamda hiç bir problem yok.
I was always a bit shy, but... I've had my language problem for two years.
Hep biraz utangaç oldum ama dil problemim iki yıldır var.
You know what my big problem is?
En büyük derdim ne biliyor musun?
my problem is 27
problem 450
problems 192
problem solved 277
problem is 299
problem was 25
my precious 74
my princess 67
my prince 111
my pretty 34
problem 450
problems 192
problem solved 277
problem is 299
problem was 25
my precious 74
my princess 67
my prince 111
my pretty 34