English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / Never have i ever

Never have i ever traduction Turc

495 traduction parallèle
" Never leaving us alone Never have I ever known
" Bırakmadı bizi rahat bir an olsun Olmaz olsun
And all that time, not once have I ever... never have I ever met anyone like...
Ve bunca zaman, bir kere bile hatta hiç bir zaman böyle biriyle karşılaşmadım...
Never have I ever heard anything like this.
Bugüne kadar, bu bölümde hiçkimse böyle saçma bir şey söylememişti.
I don't have much to say since I heard you did a good deed... but ever since Bang Shil came into the picture, you're doing things that you never used to do.
İyi bir şey yaptığın için fazla bir şey söylemeyeceğim ama Bang Shil geldiğinden beri normalde yapmayacağın şeyler yapıyorsun.
I have never seen such interesting incident ever since I was born!
Ömrüm boyunca böyle eğlendiğimi hatırlamıyorum.
I never expected ever to have a house as nice as this one.
Bu kadar güzel bir ev beklemiyordum.
So, she doesn't have you now and she'll never have you, nobody'll ever have you, and that's the way I want it.
Şu anda sana sahip değil, asla sahip olamayacak. Kimse sahip olamayacak. Ben öyle istiyorum!
I hope you'll break to pieces and they bury you... so I'll never have to see you ever... ever again!
Umarım parçalara bölünürsün ve seni gömerler. Böylece seni bir daha asla ama asla görmek zorunda kalmam!
Believe it or not, I had never seen him before in my life and... if I ever had, I never would have married him.
İster inanın ister inanmayın, o adamı daha önce hiç görmedim. Görseydim bile, onunla evlenmezdim.
Now, mind you, I don't think you'd ever show any real style like some of my boys, but you'd probably lick them all because you got something inside of you that a lot of fighters will never have no matter how much I teach them :
Bizim çocukların bazıları gibi bir tarzın olacağını sanmıyorum, ama hepsini yenebilirsin. Hepsini yenersin, çünkü içinde ne kadar öğretirsem öğreteyim birçok dövüşçünün sahip olmadığı bir şey var.
I could never make the living that I had hoped to make as a lawyer, nor could I ever have the social position that I thought you wanted.
Bir hukukçu olarak umduğum geçimi asla sağlayamayacaktım, ne de senin istediğini düşündüğüm sosyal oruna sahip olabilirdim.
If you don't mind, I'll go to my room and lie down so that the spaceship will never, ever have any expedience on the frogs.
İzninizle ben odama gidip yatacağım böylece uzay mekiğinin kurbağalara bir yararı olmaz.
And if the Almighty wants to take the dearest thing I have in this world away from me, then I will never, never ever get married again!
Yüce Yaradan en aziz varlığımı benden almak isterse, o zaman bir daha hiç ama hiç evlenmem!
You ever take these? No, I never have.
- Bunlardan hiç içtin mi?
I have never betrayed you... And I'm with you now more than ever.
- Sana ihanet etmedim ve her zamankinden daha çok seninleyim.
I was telling Miss the lady, I don't need no breakfast, I never ever have... lf you don't do what Miss Welenmelon tells you to do, why, she'll have a fit.
Bayan... hanımefendiye kahvaltı etmediğimi söyledim. Bayan Welenmelon'ın dediklerini yapmazsan kriz geçirir.
You asked me if I have ever done something I remember but would like to never happen.
Bana hatırladığım fakat hiç gerçekleşmemesini dilediğim bir şey yaptım mı diye sormuştun.
If I ever have a car, I swear I'll never pass a single hitchhiker as long as I live.
Eğer bir arabam olursa, yemin ediyorum ki yaşadığım müddetçe tek bir otostopçuyu bile pas geçmeyeceğim.
If ever... you never know... you should... have any news, Let me know... at Police Headquarters. Inspector Duval... or Gobet.
Bir şey duyar, görür ya da öğrenirseniz hiç belli olmaz, bize haber verin Polis Karakolundan Müfettiş Duval veya Gobet'i isteyin.
- I never laid a finger on her. - Ingrid is the last fucking au pair girl we're ever going to have!
Ingrid son dadımız olacak.
Bookbinder, I've been in the Army most of my life, 30 in the cavalry, to be exact, and I have never ever had a scout as utterly worthless as you are.
Bookbinder, Hayatımın büyük bölümü tam olarak 30 yılım süvarilikte geçti ve şu ana kadar, senin kadar değersiz bir izcim hiç olmadı.
A romantic readiness such as I have never found in any other person, and which it is not likely I shall ever find again.
Daha önce kimsede görmediğim, ve göreceğimi de sanmadığım, sevgiye teslim oluş.
Would you be good enough, sir, though, to explain to my audience that I have never seen these cuffs before, and this is the first time we've ever attempted this?
Yine de efendim, izleyicilerime daha önce bu kelepçeleri hiç görmediğimi açıklar mısınız, ve buna ilk kez teşebbüs ettiğimizi?
Never before in my very faithless life. Have I ever been so out of my mind in love :
Sadakatsiz hayatımda daha önce asla olmadığı gibi aşkta hiç aklım başımdan bu kadar gitmemişti.
But I never, I don't know who could have but I never, ever pissed in your steam iron.
Ama asla, kimin yaptığını bilmiyorum ama ben asla, asla buharlı ütünüzün içine işemedim.
Never in my whole life have I ever danced.
Hayatımda hiç dans etmedim.
And ever since then... I have never been hit by a bullet.
O zamandan beri... çok kez silah sıkıldı bana ama asla vurulmadım.
If you ever embarrass me like that again... I'm gonna get an axe... and you're never gonna have to open your fly again.
Eğer beni bir daha böyle utandırırsan, elime bir balta alırım ve bir daha fermuarını asla ama asla açamazsın.
While I have done many miserable things I have never, ever, ever gotten it on with another man's wife.
Birçok kötü şey yapmama rağmen asla bir başka adamın karısını almadım.
You know, I have a whole family I will never ever see again.
Biliyorsun, ailemi bir daha asla göremeyeceğim.
I never walk down Baker Street where we shared rooms for so many eventful years without it reminding me only too keenly of the past and the loss of one I shall ever regard as the best and wisest man I have ever known.
Geçmişte çok badireler atlattığımız, Baker caddesindeki yaşadığımız yerden her geçişimde, sadece geçmişi hatırlamakla kalmaz aynı zamanda, tanıdığım en iyi ve en akıllı adamı ve onun acı kaybını daima ve saygıyla hatırlarım.
I have never ever, in my travels, come across a man as large as you with as much muscles, who has absolutely no penis.
Senin kadar cüsseli kuvvetli olup penisi olmayan birini görmemiştim.
You can't have these books because you are consistently overdue, you never have the money to pay, and looking at you now, I doubt you ever will.
Bu kitapları alamazsın çünkü devamlı sürelerini geçiriyorsun, ve asla cezalarını ödeyecek paran da yok, ve sana bakarken, ödeyemeyeceğin konusunda hiç şüphem yok.
I have to sit down they need each other in sorta-so many unexpected ways ever since the day you got here you've totally had my back an I just I promise you from now on I will never fail you again
Yani daha önce o işi yaptın. Onunla aramda bir anda bir kardeşlik bağı oluşuyor. Aynı kızla mı?
I have never done business with anybody, and Jerry is my witness that I have ever, ever, ever...
Bugüne kadar iş yaptığım hiç kimseye... Jerry şahidimdir, hiç ama hiçbir zaman...
I will never ever have the courage..... to look at those people to their faces.
O insanların yüzüne bir daha bakabileceğimi hiç sanmıyorum.
- Fine, thank you. Have I ever told you I never liked the name Gwen on you?
Sana Gwen ismini hiç sevmediğimi daha önce söylemiş miydim?
I have never, ever brought up money before!
Parayı hiç ama hiç sorun yapmadım!
Listen, I'm gonna say something to you that I have never ever said to anybody in my life, ever.
Dinle. Sana hayatımda hiç kimseye hiçbir zaman söylemediğim bir şey söyleyeceğim.
So I've never recommended it, and I myself would have never, ever got it, and I'm so thankful that I was that smart, because right about now, this next 40 or so years that I'm gonna be here,
O yüzden hiç tavsiye etmedim, kendim de istemedim ve o kadar kafam çalıştığı için şükrediyorum. Çünkü artık, önümüzdeki 40 yıl falan hayatımı yaşayacağım.
Anyhow, I never have, nor will I ever cheat on you.
Her neyse, seni hiç aldatmadım ve aldatmamda.
As Miss Weenie Tot, I am pleased to present this cheque for $ 50,000 to Mr. Jefferson D'Arcy a man that I have never, ever met before.
Weenie Tot Kızı olarak elli bin dolarlık bu çeki Bay Jefferson Darcy'ye vermekten mutluluk duyuyorum. Kendisi önceden tanımadığım birisidir.
I have never seen one episode of I Love Lucy in my life ever.
Hayatım boyunca bir kere bile I Love Lucy'yi seyretmedim.
I have never ever blamed you.
Seni hiç suçlamadım.
I have never, ever been asked that.
Daha önce hiç böyle bir soruyla karşılaşmamıştım.
I have never, ever lost sight of what's truly important, the thing that gives meaning to these triumphs.
Ben, her şeye rağmen neyin önemli olduğunu asla gözden yitirmedim. Bu zaferler için en anlamlı şey.
I have been awarded citations from seven different medical boards in New England, and I am never, ever sick at sea.
Ne England'taki 7 farklı tıp kuruldan, takdirname aldım. Ve denizde asla hasta olmam.
Ever since that night I have never ever had a headache.
O geceden beri asla hiç baş ağrısı çekmedim.
and never in my entire life have I ever been as content.
Hayatım boyunca, kendimi hiç bu kadar tatmin olmuş hissetmemiştim.
This is the only holding I have that has never ever made me any money.
Burası para kazanamadığım tek yerim.
And I will never, ever, ever, ever have to face that.
Ve ben asla, asla, asla bunu yaşamayacağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]