Next friday traduction Turc
416 traduction parallèle
Come in next Friday.
Cuma'ya gelin.
They'll come to dinner next Friday.
Önümüzdeki cuma yemeğe geliyorlar.
Paula, I'll want you and Ernest for dinner next Friday.
Paula, önümüzdeki cuma Ernest'le yemeğe katılmanı istiyorum.
Next Friday evening... at the Oliver Jordans', dinner at 8 : 00.
Önümüzdeki cuma akşamı... saat 8'de Oliver Jordan'larda yemek.
We're invited there for dinner next Friday night... and I'm going to wear my new silver with the white fox.
Önümüzdeki cuma akşamı bizi yemeğe çağırdılar. Yeni beyaz kürklü, gümüş rengi elbisemi giyeceğim.
Don't forget, next Friday night we're gonna give away a Shetland pony.
Unutmayın, haftaya cuma ikramiyemiz bir midilli.
The performance is next Friday.
Gösteri gelecek Cuma.
But I saw Warden Shoemaker, and he was kind enough to arrange for a visit next Friday.
"Ama Müdür Shoemaker'ı gördüm..." "... gelecek cuma bir ziyaret ayarlamayı kabul etti. "
Next Friday is the last gala.
Haftaya cuma son gala var.
Next Friday on the Happy Playhouse?
Gelecek Cuma, Happy Playhouse'da mısın?
- Next Friday, it's a deal!
- Önümüzdeki Cuma, anlaştık!
Next Friday?
Haftaya cuma mı?
My girl Elsie's running in the Baltimore Handicap next Friday.
Kızım Elsie, Cuma günü Baltimore Engelli'de koşacak.
Do you know what he was planning for next Friday night's poker game as a change of pace?
Evet. Gelecek Cuma gecesinin poker oyunu için yaptığı plandan haberiniz var mı sizin? Yeni bir soluk getirecekmiş.
Felix, what about next Friday night?
Felix, gelecek Cuma gecesine ne dersin?
See you next Friday at the same time.
Gelecek Cuma aynı saatte görüşürüz.
Put it off until next Friday, hm?
Bir sonraki Cumaya erteliyelim, ha?
- What about next Friday at 5 : 00?
- Gelecek cuma saat beş uygun mu?
Let's make it for next Friday, after my appointment.
Gelecek cuma randevumdan sonraya ne dersin?
So next Friday she bumps into him again, same place, in front of the snake house.
Ertesi Cuma, aynı yerde, yılan kafesinin önünde yine ona rastlar.
I'd be delighted if you, and of course your friends, agreed to come to my house for dinner next Friday.
Önemli değil. Eğer bir akşam, arkadaşlarınızla birlikte elbette, benim evime yemeğe gelmeyi kabul ederseniz beni çok sevindirirsiniz Madam.
- Next Friday, then.
Sizleri haftaya cuma bekliyorum öyleyse.
Um... If you don't have a date for the prom next Friday, would you like to go with me?
Eğer gelecek cuma günkü balo için kavalyen yoksa benimle gider misin?
Let's put it off until next Friday.
Şu işi gelecek cumaya ertelesek diyorum.
We shall, therefore, hopefully no longer have to call upon you to resolve next Friday night's little extravaganza, Two Girls from...
Yani Cuma günkü oyun için sizi çağırmayacaklar.
I'm going on a cruise next Friday, for two weeks.
Cuma günü iki haftalığına gemi yolculuğuna çıkacağım.
If Mary's fish pie spoils, she'll mope till next Friday.
Eğer Mary'nin balığı bozulursa, önümüzdeki Cuma'ya kadar üzüntüsünü çeker.
All right, ladies, we will see you next Friday.
Tamam bayanlar, gelecek cuma görüşürüz.
Chris, can we do this again next Friday?
Chris, bunu önümüzdeki Cuma tekrar yapalım mı?
Our first gig's next Friday night.
İlk gösterimiz cuma gecesi.
The two of us... next Friday?
İkimiz... gelecek Cuma?
Other than that, we got nothing until next Friday.
Ondan başka gelecek cumaya kadar bir şeyimiz yok.
What's next Friday?
Gelecek cuma ne var?
They're going to hang me next Friday, if they don't lynch me before.
Beni gelecek cuma asacaklar, tabi daha önce linç edilmezsem.
Oh. Perhaps I can have the pleasure of your company again next Friday.
Belki gelece cuma günü bana yine arkadaşlık edersiniz.
Two years ago next Friday.
Haftaya cuma iki yıl olacak.
By next Friday, you'll have your money.
Önümüzdeki cumaya kadar paranı alacaksın.
Susan and I are having a dinner party next Friday.
Susan'la gelecek cuma bir yemek veriyoruz.
What about real things, like dinner, the two of us, next Friday,
Akşam yemeği mesela? İkimiz... gelecek Cuma? Café Santo Domingo.
Next Friday... and leaving... on the Alexandre Dumas the 12th.
Haftaya cuma. Sen de Alexandre Dumas'yla gidiyorsun, on ikisinde.
Your next assignment is an essay due Friday.
Bir sonraki ödevin bir makale, Cuma'ya kadar.
I'm dining with you next week, Friday.
Önümüzdeki cuma sizde yemekteyim.
I work on them all week, write them Friday night... and send them airmail the next day.
Bütün hafta düşünüp uçakla göndermek üzere Cuma gecesi yazmak zorundayım.
The next day, a Friday, I took my oral exam, and passed.
Ertesi gün, yani cuma günü, mülakata girdim. Sınavı geçtim.
- Next game is Friday, isn't it?
- Sonraki oyun cuma günü, değil mi?
Listen, I'll see you next Friday.
Dinle, cuma günü tekrar gel.
She'll be in Athens the weekend after next, Friday, 6 : 00, at the airport.
Hafta sonunda Atina'da olacak. Cuma günü saat 6'da havaalanında.
It's next Friday.
Gelecek cuma.
"Next one will strangle in Friday. The strangler."
"bir sonraki cuma günü boğalanacak" "Belgrad canavarı"
Every Friday night at 7 : 00, two guys from Security... with two boxes full of cash from the head cashier's office... come down here and take the subway to the next station.
Her Cuma akşamı 7 : 00'de, iki güvenlik görevlisi vezneden çıkıp metroyla bir sonraki istasyona gidiyor.
The first gig's on friday next week.
İlk sahnemiz gelecek Cuma.
friday 539
fridays 18
friday morning 16
friday night 184
friday the 32
next up 200
next time 1734
next week 481
next year 228
next question 224
fridays 18
friday morning 16
friday night 184
friday the 32
next up 200
next time 1734
next week 481
next year 228
next question 224
next month 127
next stop 249
next step 29
next time i see you 33
next weekend 53
next saturday 30
next one 80
next door 79
next sunday 24
next of kin 40
next stop 249
next step 29
next time i see you 33
next weekend 53
next saturday 30
next one 80
next door 79
next sunday 24
next of kin 40