Not all of' em traduction Turc
58 traduction parallèle
And that's not all of'em.
Ve hepsi bu değil.
Not all of'em.
Hepsi değil.
Well, you better take'em all in now, Buddy. There's not gonna be a lot left of them after the race.
O zaman şimdi istediğin kadar bak tatlım çünkü yarıştan sonra pek bir şey kalmayacak.
Not all of'em, sir.
Hepsi değil efendim.
And all those in favour of not killing'em...
Ve herkesin oyu onları öldürmeyelim...
At last count, all of'em, maybe more.
Hiçbiri hiçbir şey bilmiyor. Hepsi Willow'dan zayıf not alacak.
Well, not all of'em.
Eh, hepsi değil.
And I always say to'em... first of all. I say "Not Dick."
Ben de hep onlara öncelikle şöyle derim, "Dick, değil."
Well, not all of'em died.
ne var ki, onların hepsi ölmedi.
Not just for them, but for all of'em.
Sadece onlar için değil, hepsi için.
Well, not all of'em.
Hepsinin değil.
Second of all, you're not selling'em.
İkincisi, onları satmayacaksın.
Course, that i could not pick out uh, until you... ck'em out. S, of all right, you listen to me. I've listened, now it's your turn.
Ve hemen tanımadığım bir düğme gösteren biriyle karşılaşmadım.
Lend you anything... Well, not anything. 'But all of'em, to a man, know first and foremost'one of the most vital necessities in this life is they know how to throw a party!
sizinle herşeylerini paylaşırlar... fakat pek birşey bilmeyen yarı saygın mahallemizde çok iyi bilinen bir şey varki oda nasıl parti verileceğidir.
Which is kinda weird. I mean, why buy all of'em and not eat'em?
Tuhaf değil mi.yani, Niçin alıyorlar ve yemiyorlar?
They aren't, not all of'em.
İnan çünkü değiller.
There are educational programs, all sorts of documentaries... not many people watch'em, but, well, they're on.
Eğitim programları, her türlü belgeseller her insan izlemez onları, ama yine de televizyondalar.
Sure they're curious, but not all of'em peek into windows.
Tabiî ki meraklı olacaklar ama çoğu genç insanları dikizlemez.
- And then they get out of here, and everybody's not just giving'em something all the time.
- Ve sonra buraya geliyorlar ve kimse onlarla ilgilenmiyor.
Yeah, well, I'm not very much of a people person, but I'm certain I'm not gonna let you kill'em all.
Evet, ben çok insancıl biri değilim, ama şundan eminim ki, hepsini öldürmene izin vermeyeceğim.
Well, that's all very well, but when you bespeak a lot of rooms and they belong to you, it's not very pleasant to find other people in'em.
Pekala, tamam, ama birçok oda ayırtıp içinde başka insanları bulmak çok hoş olmuyor.
Not all of'em.
Hepsini değil.
You can tell all of'em - Royce, the caucus, all them grasping'bitches who we put in every city department - you tell every last one that I do not fall alone.
O siktiğimin Royce'una, partiye bu şehirde bir yere yerleştirdiğim nankör pisliklere hepsine yalnız gitmeyeceğimi söyle.
And not all of'em.
Övünmeyi sevmem.
- Okay. - But not all of'em... - Just, uh, give me one second, okay?
Tamam ben gelirim birazdan
Not all of'em anyway.
Yani en azından hepsini.
Not all of'em mind getting caught.
Yakalanmaktan rahatsız olmayanlar da var.
Tell the men not to come to work tomorrow. All of'em.
Adamlarına yarın gelmemelerini söyle.
He's not like all the rest of'em.
O diğerlerine hiç benzemiyor.
You gotta be hip to all the disciplines, not just one or two of'em.
Bütün disiplinlere yatkın olmalısınız, sadece bir, ikisine değil.
But it's not all of'em's done bad things.
Ama hepsi de kötü şeyler yapmış değil.
♪ Make'em go, "oh, oh, oh" ♪... ♪ you're gonna leave'em... ♪... Darren gave me some great advice... as far as dancing, as far as the emotion... and kind of like portraying it in front of a camera,'cause I'm not used to that at all.
Darren bana şahane tavsiyelerde bulundu dans konusunda, poz verme konusunda ve kendime güvenme konusunda konuştuk.
I'm not sure I got all of'em.
Hepsini öldürdüğümden emin değilim.
Lot of trash cans in the world, and not all of'em are gonna have a half a banana in'em.
Dünyada çok fazla çöp tenekesi var, ve çoğunda yarım bir muz yok.
I think a lot of things happened right here in this particular hotel over the years and not all of'em was good.
Tam burada, özellikle bu otelde yıllar boyunca bir sürü şey oldu ve hiçbiri iyi şeyler değildi.
No, not all of'em.
Hayır.. Hepsi değil.
I hope you and all of your kin and friends and babies come and try to rescue'em so's we kill you all at once, not drag it out.
Umarım sen ve tüm akrabaların eşin, dostun ve bebekler oğullarını kurtarmaya topluca gelirsiniz de sizi tek seferde öldürmüş oluruz ne güzel.
I didn't know all their names - - not all of'em - - but I knew their faces and I knew their rank.
Hepsinin adını bilmiyorum ama yüzlerini biliyorum. Bendeki yerlerini biliyorum.
No, not all of'em.
Hepsi değil.
Not all of'em made it to the range.
- Ama hepsi kullanılmadı.
'Cause not all of'em are, let me tell you.
Sana söylemiş olayım bunların hepsi böyle geçmiyor.
Well, not all of'em.
Hepsine değil.
And they all got twenty years, because not one of'em, not one of'em gave me up.
Ve hepsi yirmi yıl yedi çünkü hiç biri benim ismimi vermedi.
- Not all of'em.
- Hepsi de değildir ya.
I mean... not all of'em.
- Yani, hepsi demeyelim.
Not all of'em do.
Buna katlanamam.
Not all of'em.
Hepsine değil.
Not all of'em.
- Hepsi değil.
Well, Grady gets their cars all ready for'em, ships'em out, but not before stashing away whatever he wants to get in or out of the country.
Grady arabalarını alıp onlar için hazırlıyor ve gönderiyor ama içine ülkeye sokmak ya da ülkeden çıkartmak istediği şeyleri koyduktan sonra.
But not all of'em.
Hepsini yapamıyor.
Look, I-I'm not taking away your memories, I'm giving'em back to you by getting rid of all the junk.
Bak, hatıralarını almıyorum, bu hurdaların arasından çıkararak sana geri veriyorum.
not allowed 48
not all at once 17
not all of us 56
not all 133
not all of them 194
not all of it 125
not all the time 106
not all the way 20
all of' em 133
of' em 47
not all at once 17
not all of us 56
not all 133
not all of them 194
not all of it 125
not all the time 106
not all the way 20
all of' em 133
of' em 47
not at all 5606
not anymore 2246
not at the moment 148
not again 976
not angry 22
not at home 25
not a soul 80
not a lot 168
not a chance 697
not a bit 123
not anymore 2246
not at the moment 148
not again 976
not angry 22
not at home 25
not a soul 80
not a lot 168
not a chance 697
not a bit 123
not at 40
not at this time 60
not a bad idea 73
not another word 129
not at first 142
not always 307
not a clue 146
not a 133
not a big deal 105
not a chance in hell 32
not at this time 60
not a bad idea 73
not another word 129
not at first 142
not always 307
not a clue 146
not a 133
not a big deal 105
not a chance in hell 32