Not just me traduction Turc
6,040 traduction parallèle
Not just me.
Sadece ben değil.
" It's not just me making sure Silk Road runs smoothly.
" Sadece ben emin değil İpek Yolu sorunsuz çalışır.
It's not just me, right?
Bana uygun değil, tamam mı?
It's not just me!
Sadece benim başıma gelmedi.
Well, not just me.
Sadece ben değil.
And your whole "Where's Danny?" routine is just not working for me.
Ve bütün'nerede danny var? 'Rutin. Sadece benim için çalışmıyor.
- Can you just please not interrupt me while I read this, please.
Bu... - Şunu okurken sözümü kesmez misin lütfen?
You just need some time. - It's not new for me.
Biraz zamana, alışmaya ihtiyacınız var.
I mean, some people love someone because they make them a better person, and that's not why I love you, because you've always just wanted me to be myself.
Yani bazıları birini sever çünkü o kişi onları daha iyi insanlar haline getirir ama ben seni seviyorum çünkü her zaman sadece kendim olmamı istiyorsun.
Look, Jim, I don't know you but I just put myself out on a limb for you and I need to know you're not gonna screw me over.
Bak, Jim, seni tanımıyorum ama sana yardım etmek için işimi tehlikeye attım. Umarım başımı derde sokmazsın.
Please tell me you did not just hang up on me.
Yüzüne kapadım deme bana.
Tell me, what is the statistical probability that you, not just a doctor, but Bennet Omalu, came to America, ended up here in this rusty place for you alone to be the one to see this?
Söylesene bunun başına gelmesinin istatiksel olasılığı ne? Sadece doktor olarak değil, Bennet Omalu olarak Amerika'ya gelip, bu eski yerde yalnız başına buna tanık olma ihtimalin nedir?
To really not be any use whatsoever, me, just a man among men.
insanlar içinde, ne işe yaradığı belli olmayan, bir insan olmak.
Believe me, a part of me wishes I'd made a copy for myself... but I guess I'm just not that smart.
Güven bana, bazen keşke dosyayı tutsaymışım diyorum ama o kadar zeki değilmişim sanırım.
You might not wanna kill me just yet.
Beni hemen öldürmek istemeyebilirsin.
He's a DOD advisor, just like me. No, he's not.
- Savunma Bakanlığı danışmanı, benim gibi.
If you love me, why not just tell me?
Beni seviyorsan bunu neden doğrudan bana söylemedin?
They just tell me it's not possible and nothing else!
- Bu imkansız!
Because I could not stop for Death, he kindly stopped for me, the carriage held but just ourselves and immortality.
Because I could not stop for Death, he kindly stopped for me, the carriage held but just ourselves and immortality.
He is the one who will get me because he is the major and he will get me for the entire night, not just an hour or two but the entire night.
Beni alır çünkü sonuçta binbaşı. Ve bir iki saatin aksine bütün gece onun olurum.
Okay, obviously, we have to work together, so just... stay away from me when we're not...
Neyse, birlikte çalışmamız gerekiyor. Yani, biz birlikte değilken benden uzak dur yeter.
i'm not sure what makes me more terrified. the mushroom or what i just the mushroom or what i just said? i'm not sure what makes me more terrified.
Beni daha çok neyin korkuttuğuna emin değilim.
But, Ross... you're just not... living it for me.
Ama Ross bunu sadece benim için yaşamıyorsun.
But if you told me the truth at least just now I should not have done this far.
Ama en azından bana gerçeği söylemiş olsaydın bu kadar ileri gitmezdim.
Why not just ask me?
Neden benden istemedin?
No, not just you. There's me!
Hayır, yalnız değilsiniz.
( Knowles ) I'm only saying why not just take me with you?
Şunu söylemeye çalışıyorum, neden beni yanınıza almıyorsunuz?
It's honestly just not the place for me.
Burası bana göre bir yer değil.
I just meant it's not your fault, you didn't drive me to rehab.
Senin suçun yok demek istedim,... beni tedavi sürecine sen sürüklemedin.
Well, it's just that Dylan said something to me that it's not good for you to be sleeping in my bed or on my bed, like, sleeping in here.
Dylan'ın bana söylediği bir şey yüzünden. Benim yatağımda yatmanın iyi olmadığını söyledi. Hatta uzanmanın bile, burada yatmanın işte.
Why not just shoot me, throw me in the trunk, and haul me off to the boneyard.
Neden beni vurup bir kamyona atıp... tahtalı köye göndermiyorsun?
You sure you're not just trying to live vicariously through me?
Benim aracılığımla bunu yaşamak için çabalamadığından emin misin?
How about you and me pretend, just for a second, that we're not both completely full of shit?
Bir saniyeliğine de olsa, ikimizde rol yapmayı bırakıp... tamamen saçmalıklarla dolu olduğumuzu kabullensek?
If I'm not back in 10, just drive away like nothing's wrong, call the op desk, remember me fondly.
Eğer 10 dakika içinde dönmezsem, her şey yolundaymış gibi sürmeye devam et harekat bürosunu ara ve beni sevgiyle an.
AI fresco is just not me.
Al fresco benlik bir şey değil.
Don't try to tell me that you're not just a little bit excited to visit Josh again.
Josh'u tekrar ziyaret edeceğimiz için az heyecanlanmadığını söylemeye çalışma.
Please tell me you did not just send our prized new author a text that says, "You are hot."
Lütfen bana biraz önce ödüllü yeni yazarımıza "Ateşlisin." yazan mesaj göndermediğini söyle.
I'm just gonna tell you some things about me because I'm not really sure you've been paying attention.
Çünkü aldırış ettiğinden emin değilim.
Not just Liak, you saved me as well.
Sadece Liak'ı değil, beni de kurtardın.
Just tell me that you are not going to be in any danger. This is just a routine business trip. I will not worry.
Bunun normal bir seyahat olduğunu tehlikeli olmadığını söyle ki endişelenmeyim.
It just reminded me how fucking sweet and amazing you were, not just that day, but the entire time we were together. No, no, no.
Hayır, hayır.
Is there any way that it could be maybe more like just you and me talking, and not Erlich?
Sadece ikimiz konuşsak da Erlich dahil olmasa olur mu? Nasıl yani?
Richard here just told me you're not afraid of me.
- Richard benden korkmadığını söyledi.
I hope you can hear me, Athelstan, and I'm not just talking to myself.
Umarım beni duyabiliyorsundur Athelstan ve kendi kendime konuşmuyorumdur.
Now, when you say to a person, "not inside me," that doesn't give them license to just shoot it the fuck anywhere.
Bir kişiye "İçime değil." dediğinde bu ona herhangi bir yere öylece boşalabileceği iznini vermez.
We're not in high school anymore, you can't just order me around!
Artık lisede değiliz.. ... bana emirler savuşturamazsın!
But you're not just asking me to change my energy position.
Ama sadece bana enerjiyle ilgili duruşumu değiştirmemi istemiyorsun
You know, the existentialists were tryin'to find out not just what does something mean, but what does it mean for me?
Bildiğiniz gibi, Varoluşçular'bunun anlamı nedir? 'değil de'bunun benim için anlamı nedir? 'diye sorarlar.
We were supposed to celebrate tonight- - just you and me- - not get dragged back into all this crap again.
Bu gece kutlama yapmamız gerekiyordu. Sadece ikimiz. Bütün bu olaylara gerisingeri girmemeliydik.
It's not about me. I'm just a springboard.
Benle alakası yok, ben sadece başlangıç noktasıyım.
Dr. Jordan, I know it's not possible, but... you just seem so familiar to me.
Dr. Jordan, mümkün değil biliyorum ama bana çok tanıdık geliyorsunuz.
not just you 78
not just one 31
not just yet 145
not just 59
not just now 40
not just mine 17
not just for me 25
not just that 80
not just him 21
not just for you 19
not just one 31
not just yet 145
not just 59
not just now 40
not just mine 17
not just for me 25
not just that 80
not just him 21
not just for you 19
not just us 28
just me 553
just messing with you 17
just me and you 64
just me and him 17
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
just me 553
just messing with you 17
just me and you 64
just me and him 17
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499