Not myself traduction Turc
5,233 traduction parallèle
You said I change, that I'm not myself.
- Değiştiğimi, kendim olmaktan çıktığımı söylemişsin.
I'm not myself.
Ben kendim değilim.
Which is why Madrczyk hired him and not myself.
Bu yüzden Madrczyk beni değil de onu tuttu.
I cast curses to hurt other people, not myself.
Başkalarını incitmek için onları lanetlerdim, kendimi değil.
I'm sorry, I'm not myself right now.
Affedersin şu aralar pek kendimde değilim.
I serve this nation and my president, not myself.
Bu ulusa ve Başkanıma hizmet ediyorum, kendime değil.
How could I ask anyone to make a sacrifice that I'm not willing to make myself?
Benim içinde bulunmadığım bir kıyıma nasıl izin verebilirim?
I've made my peace with what Neal did, but I'm not sure if I've made peace with myself.
Neal'ın yaptığı şeyle ilgili sorunumu hallettim ama kendimle barışık olabilir miyim, emin değilim.
I, myself, do not.
- Ben şahsen anlamıyorum.
- Not exactly. While you guys were all playing drinking games, toasting to what a horrible person I am, I was plotting a way to passenger myself into Elena's cute, little head.
Sizler içki oyunları oynayıp ne kadar kötü biri olduğum üzerine kadeh kaldırırken kendimi Elena'nın o şeker kafasına gezgin olarak yerleştirmek için plan kuruyordum.
But if you want to save him from himself, then I'll help you but not for myself and not for him.
Ama onu kendinden korumak istersen sana yardım ederim. Ama kendim için değil, onun için de değil.
Boys, wait for me, I'm not fuckin'stayin'here by myself!
Beni bekleyin çocuklar, bu lanet yerde tek başıma kalamam!
I was mad at myself for not throwing it to the wind.
Ben de boşvermediğim için kendime kızyordum.
I'm a father myself. Not hers, mind you.
- Ben de babayım, ama onunki değil.
I blame myself for not confirming his demise, but I was in a state.
Öldüğünü teyit etmediğim için kendimi suçluyorum ama farklı bir ruh hali içindeydim.
I try not to concern myself with their private lives.
Özel hayatlarıyla pek ilgilenmem.
You say you despise Rebekah for her betrayal, and yet no one has stood by your side for so long, not even I myself.
Rebekah'yı ihanetinden dolayı istihfaf ettiğini söylüyorsun. Fakat nedense senin yanında uzun süreler boyunca duran hiç olmadı. Hatta ben bile.
I know I can be difficult, but I did not make myself this way.
Bazen zor biri olduğumu biliyorum. Fakat böyle olmayı ben de istemedim.
And it's not like I'm in any position to defend myself.
Ve kendimi savunacak bir pozisyonda sayılmam pek.
But I could not live with myself if I did not at least ask.
Ama en azından sormasaydım içim rahat etmezdi.
I'm not gonna fuck things up for myself by playing high-stakes Harriet the Spy.
Kendim için işleri yüksek oranda Casus Harriet oynayarak batıracak değilim.
But since I'm not the most objective person on the subject, -... I recused myself.
- Ama bu konuda objektif olamayacağım için yorum yapmadım.
And I say to myself, "next time I got eyes on him, I'm not gonna move. I'm not going anywhere."
Ve kendi kendime dedim ki, "Bir daha gözlerimi ayırmayacak kımıldamayacak, hiç bir yere ayrılmayacağım."
The club provides a service - - not one I avail myself of.
Hizmet sağlayan bir kulüp. Benim istifade ettiğim bir yer değil.
I do not see myself more as a DJ occur when I'm 40.
Kendimi 40 yaşıma geldiğimde DJ olarak hayal edemiyorum.
Because when something awful needed to be done, I did not pull some poor, broken soldier out of a hole and make him do something that would give him nightmares for the rest of his life. I did that awful thing myself.
Çünkü ne zaman korkunç bir şey yapılması gerekse, bunu hayatının sonuna kadar kabuslardan başka... verebileceğim hiçbir şeyi olmayan deliğe tıkılmış zavallı askerlerin değil... kendimin yapmasını tercih ediyorum.
I really don't want to kiss myself. No. I'm so not into me.
- Hayır, kendimin çok içine girmiş gibiydim.
After what's gone on... I've been doing a little thinking myself, believe it or not.
Olanlardan sonra..... ben de biraz düşündüm.
I'm not offering myself to you wholesale.
Kendimi toptan sana satmayı teklif etmiyorum.
All right, Lavon, I don't know if I made myself clear, but me and Lynly, not exactly in a kissing zone right now.
Lavon, kendimi ifade edebildim mi bilmiyorum ama Lynly'yle ben şu sıralar öpüşecek durumda değiliz.
I do not fear for myself, but for what he could... Force me to do. - [laughs]
Kendim için korkmuyorum, ancak bana yapmaya... zorlayabileceği şey için korkuyorum.
I'm not blaming myself.
Kendimi suçlamıyorum.
It's not about making life more comfortable for myself, because I'll never be comfortable again... not without you in my life.
Asıl mesele hayatı kendim için rahat kılmak değil, çünkü ben hiçbir zaman rahat olamayacağım... sen hayatımda olmadıkça.
Not for myself, but for my brothers.
Kendim için değil, fakat kardeşlerim için.
It's not gonna happen if I don't believe in myself.
Eğer kendime inanmazsam hiçbir şey olmaz.
I rail against myself for not being able to remember this.
Bir şeyleri hatırlayamadığım için kendime kızıyorum.
And not beat myself up to much.
Kendime fazla yüklenmemek.
And not... beat myself up too much for mastering the art of losing.
Kendime fazla... yüklenmemek, yitirme sanatında ustalaştığım için.
I wanted to prove to myself that I dropped out of law school because I wanted to be a bartender, not because I couldn't be a lawyer.
Hukuk okulunu barmen olmak istediğim için bıraktığımı kendime kanıtlamak istedim. Avukat olamayacağım için değil.
Confidentiality is a covenant. Not only between myself and those I counsel, but also between myself and the Lord.
Gizlilik bir anlaşmadır sadece benim ve görüştüğüm kişiler arasında değil aynı zamanda benim ve Tanrı'nın arasındadır.
Therefore, I took it upon myself to carefully place it where naughty, little fingers could not pry.
Ayrıca, kitabı kendi ellerimle aç gözlü parmakların ulaşamayacağı bir yere yerleştirdim.
Artie has taught me how to not only be myself, but he's an inspiration to high school students everywhere.
Artie bana sadece kendim olmamı öğretmedi aynı zamanda her lise öğrencisine ilham verdi.
I'm not gonna finish it all myself.
- Hepsini tek başıma bitiremem
- Narcissistically obsess. - I'm not obsessed about myself. Here.
Kendimi beğenmek istiyorum.
I tell myself to see the world how it is, not how I want to see it.
Kendime dünyayı istediğim şekilde değil, olduğu gibi görmemi görmememi söylüyorum.
I'm not asking for myself, Amanda.
Bunu kendim için istemiyorum Amanda.
It is as if he did not trust me, as if trying to control myself.
Sanki bana hiç güvenmemişsin gibi, beni kontrol etmeye çalışmamışsın gibi.
I do not know if I myself have forgiven me.
Kendimi affedebilir miyim bilmiyorum.
Do you have any idea how many people told me not to lower myself to be with you?
Kaç kişinin seninle birlikte olarak kendimi düşürmememi söylediğini biliyor musun?
They have gone raiding west without me, without us, which is an insult not only to myself, but to all of you. And now, also to my wife and to my wife's family.
Batıyı yağmalamaya ben olmadan gittiler, biz olmadan ki bu sadece bana karşı değil, size karşı da bir hakarettir ve artık, eşime karşı da onun ailesine karşı da bir hakarettir.
[chuckles] Not really sure what I'm gonna do with myself.
Kendi başıma ne yapacağımı pek bilemiyorum gerçi.
myself 698
myself included 69
not me 3274
not my type 47
not mine 939
not mom 20
not my problem 145
not my baby 22
not much 1269
not men 17
myself included 69
not me 3274
not my type 47
not mine 939
not mom 20
not my problem 145
not my baby 22
not much 1269
not men 17
not my business 24
not money 32
not my president 35
not my call 19
not more 51
not married 43
not my fault 59
not mad 22
not my mom 17
not many 102
not money 32
not my president 35
not my call 19
not more 51
not married 43
not my fault 59
not mad 22
not my mom 17
not many 102