Not my son traduction Turc
2,596 traduction parallèle
And I got them from my boyfriend, not my son.
Hem ben onu erkek arkadaşımdan kaptım, oğlumdan değil.
He's not my son anymore.
O artık benim oğlum değil.
Not my son. Go away!
- Benim oğlum bunu yapamaz.
He's not my son.
O benim çocuğum değil.
We're not announcing anything until I've made my final decision.
Son kararımı vermeden bir duyuru yapmayacağız.
That's not peace, that's surrender, and my son deserves better than that.
Buna barış değil, pes etmek derler! Oğlum bunu hak etmiyor bence.
Oh, my God, for the last time, it's not an emerald.
Yeter artık be, son kez söylüyorum, onlar zümrüt değildi.
You know, it's nice to be appreciated even if it's not by my own son.
Her ne kadar öz oğlum tarafından olmasa da değerimin bilinmesi güzel bir şey. Ne oluyor orada?
♪ the world is cut just right... ♪ I was thinking about leading with a joke about not knowing my own strength, but reconsidered at the last minute.
Gücüme dair herhangi bir fikrim olmadığıyla ilgili bir şakayla mı başlasam acaba diye düşünüyordum,... ama son anda tekrar gözden geçirdim.
I just asked'em not to kill my son.
Sadece oğlumu öldürmemelerini istedim.
I'm thinking it's my son's birthday next week, and I'm not gonna be with my kids.
Haftaya oğullarımın doğum günü ve çocuklarımla beraber olamayacağım.
You wanna go to a movie? Um, a-a movie. Well, I have not been to a movie since my water broke during "Avatar."
En son "Avatar" da tuvaletimi tutmak zorunda kaldığımdan beri bir daha sinemaya gitmedim
Tonight not only marks the final weekend of a remarkable summer in the Hamptons, it is also the celebration of my son Daniel's engagement... To the lovely and beguiling Ms. Emily Thorne.
Bu gece yalnızca Hamptons'taki olağanüstü yazımızı noktalayan gece değil aynı zamanda da oğlum Daniel ile sevgili, büyüleyici Bayan Emily Thorne'un nişan gecesi.
And I'd like very much not to have to kill a good man on my last day of freedom.
Özgürlüğümün son gününde iyi bir adamı öldürmek zorunda kalmayı hiç istemem.
You say that about my son again and you and I are gonna have a problem, and I do not miss.
Gene oğlum hakkında konuştun, seninle bir sorunumuz olacak ve ben ıskalamam.
This is not how I pictured my last night in L.A.
L.A'de ki son gecemi böyle hayal etmemiştim.
Uh, not since I gave him my last poker chip for safekeeping.
Son poker çipini saklaması için ona verdiğimden beri görmedim.
Not saying it because he's my son.
Oğlum olduğu için ona bundan bahsetmek istemedim.
Today was fun, but I'm not giving up my son.
Bugün eğlenceliydi ama oğlumdan vazgeçmiyorum.
It's not your fucking son! He's my son!
Senin oğlun değil o amına koyduğumun, benim oğlum!
Well, I brought you several because... despite spending the last 17 years of my life in your house, I'm not sure of your filling preference.
Birden fazla getirdim çünkü... hayatımın son 17 yılını sizin evinizde geçirmeme rağmen sandviçinizi nasıl tercih edeceğinizden emin değildim.
I was raised a certain way, and my parents had expectations of me and I simply was not as courageous as my son.
Belirli bir şekilde yetiştirildim ve ailemin benden beklentileri vardı ve oğlum kadar cesaretli değildi.
No, not my senior year.
Hayır, son senemde olmaz.
No, the point is, is that I was wrong and stupid and immature, and probably not for the last time, lost in my ambition and...
Hayır. Bunun anlamı, yanıldım, aptalca ve çocukça davrandım. Muhtemelen de son kez değildi.
No, not to me. Look, a serial killer has got my son.
Bakın, oğlum bir seri katilin elinde.
In my last place, we were expected to be upstairs and serving, New Year's Eve or not.
Son çalıştığım yerde, üst kata çıkıp servis etmemiz istenirdi. Yılbaşı olsun olmasın fark etmezdi.
But if my parents could see me now, standing this close to you and not avenging the family, last Thanksgiving I'd be invited to, I can tell you that.
Ailem şimdi beni böyle görse sana bu kadar yakın durduğum halde aileme yaptıklarınızın intikamını almadığımı beni davet ettikleri son şükran günü olurdu, bu kadarını söyleyebilirim.
G.E.D. or not, this kid assaulted my son, and he is going to be held responsible for his actions.
Sertifika var ya da yok... Bu çocuk oğlumu aşağıladı. Ve o davranışlarının cezasını çekecek.
I'm not gonna let my son throw away his entire life over a mistake.
Oğlumun, basit bir hata yüzünden hayatını mahvetmesine göz yumamam.
I'm not letting that happen to my son.
Aynı şeyin oğlumun başına da gelmesine izin vermeyeceğim.
You're not taking my son anywhere.
Oğlumu hiçbir yere götürmüyorsun!
Oh, I have seen many a thing the last 24 hours, my friend. Your phone is not among them.
Son 24 saattir pek çok şey gördüm dostum ama telefonun bu gördüklerimin arasında değildi.
I'm not playing with my son's life.
Oğlumun hayatıyla oynamam ben.
This is the last place I used it, but it's not in my purse.
En son burada kullandım ama çantamda değil.
Don't leave it all to the night before, is my advice to you, not that you'll listen to it, or notice that I'm still talking.
Son geceye sakın bırakmayın, sadece benim size tavsiyem. Ne onu dinleyeceksiniz nede hala konuştuğumu farkedersiniz
But I need you to recognize that there are moments I want to share with my son, me and him, not you and him.
Ama takdir edersin ki benim oğlumla yaşamam gereken şeyler var, senin değil.
- So why is there a pediatrician playing Tonka trucks with my son--it's not cool.
- Oğlumla kamyonculuk oynayan bir çocuk doktoru var. Hiç hoş değil.
My general Lee had not been performing very well, but if I could win the last challenge, it would be a three-way tie.
Benim General Lee çok iyi performans göstermemişti ama son müsabakayı kazanabilirdim böylece üçlü beraberlik olurdu.
No, no, I-I'm not doing that to my son.
Hayır, olmaz. Oğluma bunu yapmayacağım.
I'm here for my son, not for me.
Oğlum için geldim, kendim için değil.
He's not a man, he's my son.
Oğlum için.
- I said no. I'm not gonna put my son in some depressing clinic where they keep him locked up and drugged.
- Hayır, oğlumu kliniğe kapatmayacağım.
Not my son!
Oğlum olmaz.
I recently lost all my money and the promise of a bright future, and I've organized that into a file in my head labeled "do not open until you are stronger."
Son zamanlarda bütün paramı kaybedip, parlak bir gelecek planladım, ve kafamın içinde bir klasöre koyup "güçlü olana kadar açmayın" diye etiketledim.
Not my beautiful son.
Benim güzel oğlum yapmayacak.
But, now I want grow my son not like me
Ama şimdi oğlumun benim gibi büyümemesini istiyorum.
Now, I will not have my son - -
Şimdi, oğlumu- -
Not only is my son dead but his damn accident is threatening to put us both in jail.
Tek oğlum öldü ve aptal kazası yüzünden ikimiz de hapishane ile karşı karşıyayız.
Maybe not, but he died with my hand on his shoulder.
Belki yapmadım, ama kollarımda son nefesini verdi.
Irene... you will not still deprive me of my output?
Irene... Beni son çaremden mahrum mu edeceksin?
Not taking my calls these days?
Son zamanlarda telefonlarımı neden açmıyorsun?
not my type 47
not my problem 145
not my baby 22
not my business 24
not my president 35
not my call 19
not my fault 59
not my mom 17
not my mother 26
not my job 19
not my problem 145
not my baby 22
not my business 24
not my president 35
not my call 19
not my fault 59
not my mom 17
not my mother 26
not my job 19
not my family 17
not myself 23
not my department 16
not my style 36
not my dad 20
not my father 21
not my thing 33
not my idea 19
my son 2511
my song 19
not myself 23
not my department 16
not my style 36
not my dad 20
not my father 21
not my thing 33
not my idea 19
my son 2511
my song 19
son of a bitch 2723
sondre 22
sonny boy 69
sons of bitches 98
son of a whore 16
songwriter 38
son of bitch 30
song ends 39
son of a 404
son and holy spirit 25
sondre 22
sonny boy 69
sons of bitches 98
son of a whore 16
songwriter 38
son of bitch 30
song ends 39
son of a 404
son and holy spirit 25